Halit Suiçmez etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Halit Suiçmez etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2023

OKNOS EĞİLİMLERİ

 

OKNOS EĞİLİMLERİ

“İNSAN ÜZERİNE BİR İNCELEME” Kitabı Hakkında Notlar..

                                         Dr. Halit Suiçmez (iktisatçı-yazar

Adil Korkmaz’ın OKNOS EĞİLİMLERİ isimli kitabı 2012 yılında “ikinci adam yayınları” tarafından yayımlanmıştır.

Kitap 107 sayfadan oluşmuştur.

İçindekiler’ de beş bölüm var; bunlar sırasıyla;

-canlı: kendi ve tür için varlık,

-yaşam eğilimi,

-sevi eğilimi,

-kendimserlik eğilimi

-insan: canlılar arasında bir canlı

 biçimindedir.

Yazar, düşüncelerini edebiyatın ve felsefenin önde gelen isimlerinden alıntılar yaparak güçlü biçimde temellendirmiştir.

Bu önemli eser bir başka açıdan “edebiyat ve felsefe ilişkisi” bağlamında da incelenebilecek özellikler içermektedir.

Ancak bu çalışmada yapıtın kısaca öz ve biçim bakımından tanıtımı ve kısa bir değerlendirmesine yer verilmiştir.

Önce kitabın adında da yer alan “oknos eğilimlerine” değinelim.

21 Şubat 2023

DEPREM BÖLGESİ İLLERİ ve Türkiye'de İşgücü Verimliliği

 

Türkiye’de 10 İlin Sosyo-Ekonomik Gelişmesi

ve Türkiye’nin İşgücü Verimliliği

Halit Suiçmez

Türkiye'de beş yıllık kalkınma planları yapılmaktadır.

Bu planlarda bazı temel hedefler ortaya konulmaktadır.  Ülkenin ve toplumun genel kalkınmasının yanı sıra bu hedeflere bağlı olarak  bölgelerin, il ve ilçelerin, yörelerin de “dengeli gelişmesi” hedeflenmektedir.

Bu hedeflere varabilmek için de illerin sosyo –ekonomik değişmelerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır.

Bu çalışmalarda amaç kamusal ve özel kaynakların doğru yönlendirilmesine ilişkin politikaların belirlenmesine katkı vermektir.

Planlarda, bölgelerarası bütünleşme, sosyal ve ekonomik dengelerin sağlanması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, fırsat eşitliği, kültürel gelişme ve katılımcılık ilkelerinin esas alınacağı vurgulanmaktadır.

Gelişme kavramı sadece sayısal büyüme hızı ile değil, bunun yanısıra ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel çok sayıda değişkeni de içeren kapsamlı bir toplumsal çerçevede ele alınmaktadır.

81 ilin kapsandığıDPT araştırmalarında; sosyal (demografik, istihdam, eğitim, sağlık, altyapı, diğer refah) ve ekonomik (imalat, inşaat, tarım, mali) alanlardan seçilen 58 değişken içerilmektedir.

Araştırmada birbiriyle bağımlı olan değişkenlerin kullanılmasına imkan veren gelişmiş bir istatistik tekniği olan temel bileşenler analizi uygulanmıştır. 

 

 

 

 

 

Tablo 1; İllerin 81 İl İçindeSosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması

                                                      2003                                   2017

Gaziantep                                      19                                      30

Kahramanmaraş                            44                                      58

Adana                                             8                                       27

Adıyaman                                      60                                     66

Hatay                                             27                                      39

Diyarbakır                                     58                                      68

Urfa                                               63                                      73

Kilis                                               54                                     62

Osmaniye                                       47                                      54

  Malatya                                          39                                      44  

Kaynak; DPT, “İllerin Sosyo-ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”, Yayın No: DPT 2671, Mayıs, 2003 ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,“İllerin ve Bölgelerin Sosyo Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”, Sege 2017

Yukarıdaki Tablo 1’e baktığımızda;

2003 yılından 2017 yılına 10 ilin sosyo-ekonomik gelişmesıralamasında gerileme olduğu gözlenmektedir.

21 Eylül 2022

DAS KAPİTAL'de ANLATILAN

 

Das Kapital’de Anlatılan

SENİN HİKÂYENDİR

Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-yazar)

Yeryüzünün gelmiş-geçmiş en güçlü kitabıyla karşı karşıyayız..

Karl Marx başyapıtı Kapitali eşi Jenny’in destekleri olmasa belki de yazamazdı.

Çünkü Jenny öğrenmeye, düşünsel serüvenlere hevesliydi, edebiyata tutkundu, devamlı okur, kocası için özetler çıkarır, yazıları düzeltir, kopyalar, matbaalarla pazarlık eder, yayınlatırdı.

Marks’ın ve düşüncesinin diğer filozoflardan farkı, dünyayı sadece yorumlamak değil, onu değiştirmek için var gücüyle çalışmaktır.

Marks; filozof, politikekonomist, komünizmin kuramsal kurucususu, devrimci, sosyolog, teorisyen, büyük eylemci, örgütleyici,  siyaset bilimci, politik önder ve doktoralı bir bilim insanıdır.

Doktora tezi,” Demokritosçu ve Epikürcü Doğa Felsefesi Arasındaki Farklar” dır.

Tepeden tırnağa bir mücadelecidir.

Toplumsal gelişmenin yasalarını keşfetmiştir.

Kapitalizmi en kapsamlı ve derin biçimde analiz etmiştir.

“…Toplumların tarihi, sınıf savaşımlarının tarihidir.”

Düşünceleri dünya işçi hareketine yön vermiş ve vermeye devam etmektedir.

Ekim Devrimi düşüncelerinin hayata geçtiğinin kanıtı olmuştur.

Marksizm, politik ve akademik çevrelerde en çok tartışılan konuların başında gelmektedir.

Yaşamında baş Dostu Engels’tir.

12 Ocak 2022

Bir Kitap Bir Yazar: 68’Lİ YILLAR…

 

Bir Kitap Bir Yazar: 68’Lİ YILLAR…

Halit Suiçmez 

1964 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde başlayan bir gencin Üniversite Anıları..

1968 Öğrenci Olayları Avrupa’da da ülkemizde de çok önemli toplumsal olgulardan biridir.

Üniversite öncesi eğitimini Diyarbakır’da alan yazar, bu kitabında da öncekilerde olduğu gibi içten bir dil ve anlatım sergilemiştir.

1964-70 döneminde yaşanmış bir tıp öğrenciliği ve üniversitede gelişen olaylara katılım-önderlik süreci söz konusu olmuştur.

Tarihe tanıklık vardır bu eserde, çünkü nesneldir, belgeseldir ve çok titiz bir araştırmaya dayandırılmıştır.

Halil Hoca; 1947 yılında Varto’da doğmuş, 1970’te Tıp Fakültesinden mezun olmuş, daha sonra da Gastroenteroloji dalında uzmanlık almış ve çok çeşitli çalışma ve görevlerden sonra şimdi de profesör akademisyen yazar olarak görevlerine devam etmektedir.

Çok başarılı bir akademisyenliğin dışında yine yetkin bir yazar olarak; Kanguru Yayınlarından çıkan “Bir Ev…Bir Sokak…Bir Şehir…Diyarbakır Anıları”, “Zamanın Tanığı”, “Muhacirler” isimli yapıtları bulunmaktadır.

11 Ekim 2021

Duygusal Eğitim Üzerine

 

Duygusal Eğitim Üzerine

Halit Suiçmez

“…İradesini kullanarak, hukuki ya da ahlaki değerlendirmeye konu eylemi yapanlar, yalnızca insanlardır.” (Atalay Girgin, Aşk Mavidir Öğretmenim)

“…İnsan kendi yaşamını ya da tanımını kendi kararlarıyla verecektir…” Jean-Paul Sartre

“Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.(Dostoyevski)

 

Biz, birey ve toplum olarak nasıl bir “duygusal eğitim”den geçiyoruz?

Ailede, okulda, hayatta gördüğümüz eğitimler içinde “duygusal eğitim”in payı, içeriği, önemi nedir?

Sağlıklı bir iletişimin olmazlarından biri değil midir?

Türkçe Sözlük’te duygu; “ duygularla algılama, his, belirli nesne, olay ya da bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, hiçbir belirti yokken birşeyin olacağını sezme, önsezi” şeklinde tanımlanmıştır.(Dil Derneği, Öğrenciler İçin Türkçe Sözlük, Tudem Kültür, Ekim 2004, s,213)

Eğitim ise yine aynı kaynakta; “kişiyi yeteneklerini geliştirecek ve yaşama etkin biçimde katılmasını sağlayacak bilgi ve becerilerle donatmayı amaçlayan etkinliklerin tümü…” olarak tanımlanmıştır.

Duygusal Eğitim nedir, önemi nereden gelir, kişinin gücünü, potansiyellerini keşfetmesini ve onu toplumsal iyilik-güzellik doğrultusunda geliştirip kullanmasını sağlayan bir “duygusal eğitim” nasıl sağlanabilir, diğer eğitimler ile ilişkisi ve bütünselliği nerededir?

Tüm bu soruların yanıtlarını araştırmak için nelerden katkı alabiliriz?

Elbette bilim, sanat ve toplumsal-bireysel yaşamdan..

Yollardan biri klasikleri okumaktır.

Klasikler elbette insanın “duygularını” eğitir, empati kurdurur.

Gustave Flaubert’in(1821-1880,Fransa) Duygusal Eğitim romanına da değinerek bu konuda bir yazı deneyebiliriz:

12 Mayıs 2021

“Türk Milletinin Romanı”: Anadolu İhtilali

 

“Türk Milletinin Romanı”: Anadolu İhtilali

 Halit Suiçmez 

Mayıs’ın mavi-beyaz günleri…

Ankara’da “evde kal” günlerinde okuyup değerlendirdiğim önemli kitaplardan biri de, Sabahattin Selek’in Anadolu İhtilali isimli dev eseridir.

Büyük özlemlerinden biri ne deseler, yanıtım şu olurdu:

Roman diliyle bu kitabı baştan sona öyküleştirip yazmak ve yayımlamak..

Bu eserin gerçekçi bir filmini yapmak..

Çünkü, en büyük eser budur, kanımca..en büyük roman, şiir, en güzel film ve en esaslı, kalıcı bir millet şarkısı..türküsü..

Anadolu İhtilali Türk Milletinin Romanıdır.

1968’de Burçak Yayınevince yayımlanan eser, dördüncü baskı olup,740 sayfadan ibarettir.

Hem bu kitap, hem bilinen-bilinmeyen tüm boyutlarıyla ihtilalin kendisi, hem de bu konuda yazılmış-yazılacak diğer tüm bilimsel ve sanatsal eserler “Türk Milletinin Romanı” olarak tarihteki yerini alacaktır.

Bu yazıda yer yer değinsek de, “Anadolu İhtilalinde Ekonomi Politik Unsurlar” başlıklı bir incelemeyi ayrıca yapmalıyız.

Dinamik ve gerçekçi bir yaklaşımla ele alınmıştır zamanın olayları.

Somuttur tarihsel ve toplumsal gelişmeler, bilimsel görüşle değerlendirilmiştir.

Hem bireylerin rolü hem de toplumsal yapı arasındaki dengeler iyi kurulmuştur.

Dün- bugün ve gelecek arasındaki karşılıklı etkileşim ile değişimin temel dinamikleri eksiksiz saptanmıştır.

30 Nisan 2021

Yaşar Kemal Romanlarında Ekonomi Politik Unsurlar

 

Yaşar Kemal Romanlarında Ekonomi Politik Unsurlar

Halit Suiçmez

Ekonomi Politik, üretimin ve bölüşümün toplumsal ilişkilerini tarihsel gelişmeleri içinde inceler.(Orhan Hançerlioğlu, Ekonomi Sözlüğü, Remzi Kitabevi,Birinci Basım, Haziran 1972,s;66)

Üretim araçlarının gelişmesi, zamanı, ekonomiyi ve tüketimi belirler. Yeni bir üretim aracı, bir başkasını eskitir, zorlar.

Yazar eserinde, tarihsel ve sosyal zamana önem vermelidir.

Roman toplumsal gelişmeyi yansıtmalı, ya da eşdeyişle, toplumsal gelişme romana yansıtılmalıdır.

Bunu yazar yapacak, ama yaparken de etik ve estetik tutuma özen gösterecektir.

Neyi, niçin ve nasıl yaptığının bilincinde olacak, gerçekliğin hem tarihsel hem de toplumsal ve bireysel boyutlarını derinliğine verebilecektir.

Prof. Dr. Alemdar Yalçın’a göre, “…Türk romanı, siyasal ve sosyal değişmeye sosyal bilimlerden daha çok ilgi göstermiş ve bu değişimi üstün bir başarı ile anlatmıştır…”( Cumhuriyet Dönemi Çağdaş Türk Romanı, Cilt 1, 4.Baskı,2017, s;157)

Hangi üretim biçimindeyiz, hangi sosyal sınıflar güçlenmekte, bireyi anlatırken, somuta ve derinliğine, karmaşıklığına inebilmekte miyiz.Tüm bu sorular yol gösterici olabilir..

Sanatçı önceden gören-sezense son 20 yılı kimler önden görüp yazmıştır?

2000’li yılları, Fetö’yü, fetö’nün kimi çevreleri, kimi çevrelerin de  onu kullanmasını, ergenekon-balyoz- 17 aralık-15 temmuz olaylarını, yönetimsel boyuttaki anayasa- meclis-hükümet değişimlerini..

Sanatçı çağının tanığıysa siyasal islamı kim romanlaştırmıştır?

Örneğin,Sabahattin Ali Sırça Köşk öyküsünde bu yılları(2020) mı öngörmüş?

15 Nisan 2021

Ece Ayhan Şiirinde Politik Yansımalar

 

Ece Ayhan Şiirinde Politik Yansımalar…

Halit Suiçmez

“…Genel olarak sanatta, ki esas olarak edebiyatta, bir yapıtı, hatta bir tek şiir ya da öyküyü bile felsefeyle sorguya çeken, felsefeyle değerlendirip değerleyen bir bakış…felsefi bir bakıştır…”(Atalay Girgin, Edebiyat Nedir Kİ, Dorlion Yayınları, 2019, Sayfa;113)


Ece Ayhan(1931-2002) Datça’da doğmuş, İzmir’de ölmüştür.

Tam adı,Ece Ayhan Çağlar.

Yüksek öğrenimine 1953'te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde başlar ve 1959'da mezun olur.

Aynı yıl, İstanbul maiyet memurluğunda başladığı stajını ve kaymakamlık kursunu tamamlar.

1962'de Deniz Hafize Hanım ile evlenir ve kaymakam olarak atandığı Gürün'de göreve başlar.

1963'te Alaca'da (Çorum) kaymakamlık ve belediye başkanlığı görevlerine atanır; aynı yıl tek çocuğu olan Ege dünyaya gelir.

1964'te Tuzla Piyade Okulu'nda yedek subay öğrenci olarak başladığı askerlik hizmetini tamamlar ve 1965'te Çardak (Denizli) kaymakamlığına atanır.

Disiplinli bir yaşam tarzı ve memurluk hayatı, edebiyat çevrelerinde bugün de “hırçın şair”, “huysuz şair” olarak anılan Ece Ayhan’ın yaradılış özelliğiyle bağdaşmayacak olgulardır.

Ece Ayhan, 1966’da devlet memurluğu görevinden ayrılarak “soluk alıp verdiğini gerçekten duyduğum tek kent” dediği İstanbul’a yerleşir.

Kansere yakalanan eşi Deniz Hafize Hanım'ı 1968'de kaybeder. Ekonomik durumunun çok kötü olması ve yaşının küçüklüğü gibi nedenlerle oğlunun bakımını eşinin ebeveynine bırakır.

Ece Ayhan, 1974’ten ölümüne kadar, beynindeki tümörün yol açtığı birtakım hastalıkların sıkıntılarıyla yaşamıştır.

23 Şubat 2021

Öykücülüğümüz Üzerine

 

ÖYKÜCÜLÜĞÜMÜZ ÜZERİNE…

Halit Suiçmez


Bizim toplumda hikaye okumak ve yazmak mı, dinlemek mi daha yaygın?

Ne dersiniz?

Sanırım hikaye anlatmak daha çok ilgi çekiyor…

Konuşmayı şehvetle seven bir yanımız var galiba.

Dede Korkut Hikayelerine kadar iner geçmişimiz.

Son on yılda ise öykücülüğümüz pratik anlamda çok görünür oldu.

Bunun arkasındaki politik ve düşünsel ortam nedir?

Neyin öyküsü, nasıl yazılıyor?

1980 siyasal ve düşünsel anlamda kırılma noktasıdır. İlerici kesimler en büyük darbeyi


her anlamda bu yıllarda almıştır.

Toplumun geleceği hemen her alanda yeni liberal politikaların etkisine bırakıldı.

Edebiyat dünyası da aynı çizgiye dahil oldu.

1990’ ların başında Sovyetlerin Çözülüşü de etkili oldu, kültür-sanat ortamının çoraklaşmasında.

Edebiyat piyasa ile bütünleşti.

Romanlarda”karakterler” diyalogsuz, yenik, sevgisiz, bencil ve gizemci bir yapıdaydı.

Derinlik aranmayan, bunalımlı karakterler artmıştı kitaplarda.

Bu durum, “birey” i esas almak olarak yorumlansa da gerçeklikten uzaktı elbette.

Roman sanatı elbette Sanayi Devrimi ile doğmuş, Burjuvazinin devrimci olduğu dönemde gelişmiş ve “birey”in gelişmesine, feodal ilişkilerden özgürleşmesi anlamında katkı sağlamıştır.