MEB
Bürokrasisinde Bitmeyen “Özel Aşk”
Atalay
Girgin*
Milli Eğitim Bakanlığı bürokrasisinin bitmek bilmeyen iki “özel aşkı” vardır. Ve her ikisi de asli işinin eğitim olduğu söylenen bir kurum için güvenilmezliğin ve şaibenin alamet-i farikasıdır. Hele de ‘Bakan’ından teferruatına dek ağzını açan her yöneticisinin ahlâktan, dinden, etikten, milli ve manevi değerlerden, erdemden dem vurduğu bir kurum için…
Bir
eğitim kurumu için her biri birbirinden önemli ve vahim olan, bu ibretlik iki
“özel aşk”ın birinden başlayalım. Önce “Özel Hesaplar”…
“Özel Hesap”ların “Özel”i Var
Bunlardan
ilki, “Sayıştay Raporları”nda da defalarca belirtilen MEB bütçesiyle
ilişkilendirilmeksizin, bütçe ve muhasebe sisteminin dışında ve özel bankalarda
açılan ve kimlerin adına olduğu gibi, sayısına ve büyüklüklerine de bir türlü
erişilemeyen, belirlenemeyen “özel hesap”lardır. Buralarda neler olup bittiği
Sayıştay denetimleri sırasında bile denetçiler tarafından tespit
edilememektedir.
Ancak
bu “özel hesap”lar arasında daha da “özel” başka hesaplar da vardır. Bunlar da
döviz cinsi olanlardır. Ve kaynağı uluslararası kuruluşlardır.
Çocukların
eğitim-öğretimi için, proje bazında ve hibe olarak gelen bu dövizler, yine MEB
bütçesi ve muhasebe sisteminin dışında tutulmakta, zorunlu olmadıkça muhasebe
sistemine dâhil edilmemektedir. Acaba neden? Sayıştay denetçileri okuduklarını
anlayamadıkları için mi? Yoksa MEB yöneticileri ilgili belgeleri Sayıştay
denetçilerine vermedikleri ya da onlardan sakladıkları için mi?
Sayıştay Raporlarında yazılanlara göre, bu döviz cinsi paraların, yasa gereği, Merkez Bankası’nın muhabir bankası olan Ziraat Bankası’ndaki hesaplara yatırılması gerekmektedir. Yani buna ilişkin TBMM onaylı bir yasa vardır. Buna rağmen, mahir MEB bürokratları, “Kim takar TBMM’yi? Kim takar yasayı masayı?” dercesine, bu dövizleri kimin adına açıldığı, sayısının ve büyüklerinin ne olduğu tespit edilemeyen özel bankalardaki “vadeli özel hesap”lara yatırırlar. Yani bir de faiz alırlar. Ancak bu “özel hesap”lar gibi o hesaplardan alınan faizin başına neler gelip gelmediği de tespit edilemez.