Atanamayan öğretmenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atanamayan öğretmenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Aralık 2019

ZİYA SELÇUK İTİRAF ETTİ!


Ziya Selçuk İtiraf Etti!
Atalay Girgin*

Dile getirilen her doğru bilgi itiraf değildir. Ancak her itiraf doğrudur. Çünkü hiçbir itiraf, nesnesine/eylemine uygun olmayan bilgi içermez. Eğer içerirse, o beyan ya da bilgi itiraf niteliği taşımaz.

Peki; Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk neyi itiraf etti?

“Aldatıldım! Allah affetsin!” mi dedi? Yüz binlerce ‘atanamayan öğretmen’, sabırsızlıkla atama takvimini ve atama sayısının açıklanmasını beklerken, bunun yapılamamasında kendi payına düşen ve yerine getiremediği sorumluluğa ilişkin hakikatleri mi dile getirdi?

Bir yanda KPSS’ye girmiş ve ‘atama bekleyen öğretmen’ler varken, KPSS’ye bile katılıp katılmadığı, katıldıysa yeterli puanı alıp almadığı belirsiz, “ücretli” olarak çalışanlardan ‘bazıları’nın (Buradaki ‘bazıları’, başta ‘atanamayan-atama bekleyen öğretmenler’ olmak üzere, herkesin “Mim” koymasını gerektirecek kadar önemlidir) “kadrolu öğretmen”liğe geçirileceğine ilişkin iddialara doğruluğundan kuşku duyulmayacak yanıtlar mı verdi?

30 Kasım 2019

Ziya Selçuk 'Atanamayan Öğretmenler' İçin Dedi Ki...


Ziya Selçuk ‘Atanamayan/Atama Bekleyen Öğretmenler’ İçin Dedi Ki…
Atalay Girgin*


Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Fatih Altaylı’nın “Teketek” programında yönelttiği sorulara, her biri haber olabilecek bilgiler içeren birçok yanıt verdi.

Bunun yanı sıra, ‘atanamayan öğretmenler’ tarafından yanıtı merakla beklenen soruları ise bir eğitimciden çok giderek ustalaşan bir politikacı edasıyla sağından-solundan dolanarak ya yanıtsız bıraktı ya da olabildiğince ‘politik’ ve genel yanıtlarla geçiştirmeyi başardı. İkisi hariç! Keza eğitimin temel sorunlarına ilişkin konuları da…

Ziya Selçuk’un “Teketek” programında yaptığı açıklamaların birçoğu, internetteki memur ve öğretmen sitelerinde haber oldu. Bir kısmı eğitim konusunda yazan köşe yazarlarının yazılarında değerlendirme ve eleştiri konusu yapıldı. Kimi eleştirdi. Kimi kendi meşrebince ‘yıkama yağlama’ ve parlatma fonksiyonunu yerine getirdi.

Velhasıl ister haber niteliğinde olsun, isterse köşe yazısı, bu konuda yazan herkes, nereden nereye, neden, nasıl ve niçin baktığına bağlı olarak kendi istediği konuları öne çıkardı. Hatta bazıları hızını alamayıp Ziya Selçuk’un sözlerini cımbızlayarak “Daha fazla öğretmen alacağız” türü başlıklar attılar.

Ancak bu yazının konusu olan ve biri başlıkta belirtilen iki konuya ilişkin haber, değerlendirme ya da eleştiri yapılmadı. Belki de ben rastlamadım1.

İşte bu yazının yazılmasına neden olan da Ziya Selçuk’un, haber ve köşe yazılarına bile konu olmayan açıklamalarıdır. Bunlardan biri “Kral çıplak” diyen “Eğriye eğri, doğruya doğru” türünden bir tespit, diğeri ise “Özrü kabahatinden büyük” denilecek cinsten bir itiraftır. İlkinden başlayalım:

31 Ekim 2019

'Atanamayan / Atama Bekleyen Öğretmenler'in Çığlığı...


‘Atanamayan Öğretmenler’in Çığlığını Kimler Duyacak?
Atalay Girgin*
Rakamlar, harfler, kavramlar ve sayılar ne yalan söyler ne de doğru. “Yalan” kavramı da dâhildir buna…

Ancak dünyanın her yerinde siyasal iktidarlar ve onların her soydan ve boydan kalemşorları, televizyonlara çıkarılan ‘uzman’ sıfatı taşıyan borazanları, rakamları-sayıları ve kavramları gerçekliğin üzerine kapkaranlık bir şal gibi çekmekte ve yanılsamalar yaratıp hakikati toplumun geniş kesimlerinden gizlemekte mahirdir.

Onların işleri budur. Yalanı ve yanlışı doğruymuş gibi sunmak. Paralarını bundan kazanırlar, çocuklarının karnını bu meziyetleriyle doyururlar. Hatta bir de üstüne üstlük, hiç utanıp sıkılmadan “Çocuklarıma haram lokma yedirmedim” derler. Ne gam!
Yalan-talan, haksızlık-adaletsizlik üzerine kurulmuş düzenleri devam etsin, bir avuç düzenbazın soygun çarkları dönsün yeter. Efendilerinin gönlü hoş olsun. Efendileri arada sırada, kapılarındaki sadık çomarlara yaptıkları gibi, başlarını okşasın, sırtlarını sıvazlasın yeter! Hele bir de yanında ulufeyle birlikte efendilerinin iltifatına da mazhar olurlarsa, değmeyin keyiflerine!
****
İşte bu minval üzre; rakamlarla oynanarak enflasyonun ve işsizliğin düşük gösterildiği, iğneden ipliğe yapılan zamların ‘fiyat ayarlaması’ olarak sunulduğu, üretimdeki düşüşün ‘eksi büyüme’ diye nitelendiği ve birilerinin “yalan söylüyorsunuz” diyemediği günümüz koşullarında sosyal medyada “atanamayan/atama bekleyen öğretmenlerin” yüzbinlerce tweeti dolaşıyor. Lakin bunları ne duyan(!) ve gören(!) var ne de ses veren bir yetkili…