MEB’in
5100 İmam Hatip Okulu Yetmedi
Atalay
Girgin*
“Kindar ve dindar” nesiller yetiştirmek için emin adımlarla koşan MEB’in 5100 imam hatip okulu kimlere yetmedi? Elbette dinci ve siyasal İslamcılara…
Kendilerine
“Türkiye Aile Meclisi” adını vermiş olan dinci ve siyasal İslamcı bir zevatlar,
çemişler topluluğu, uzun zamandır konuşulan “Bütün okullar imam hatip olmalı” talebini
yineledi, “Bütün okullar imam hatip…”1
4-6
yaş grubunda yer alan çocukların Diyanet, tarikat ve cemaat bağlantılı vakıf ve
derneklerde Kur’an Kurslarına tabi tutulması yetmemişti. Daha soyut düşünme
evresine bile erişmemiş çocukların körpecik zihinlerinin, bu kurslarda, hiçbir
gerçekliği olmayan “Cin, Şeytan, Melek, Allah, Cennet, Cehennem, Miraç, vb gibi”
salt düşsel/düşünsel ve imgesel kavramlarla örselenmesi de yetmemişti.
Keza
okul çağındaki çocukların ve öğrencilerin12 yıllık eğitimin dokuz yılında
zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine mahkûm edilmeleri de
yetmemişti. Bunlar yetmezmiş gibi, bunların yanına eklenen sözüm ona seçmeli
Kur’an, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Siyer gibi dersler de…
Hatta
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda tarikat ve cemaat bağlantılı dini
vakıf ve dernekler aracılığıyla, sözüm ona değerler eğitimi adı altında dersler,
konferanslar verilebilmesi için sınıflar tahsis edilmesi de yetmemişti.
Onlar daha fazlasını istiyorlardı. Sadece daha fazlasını değil aslında hepsini istiyorlar ve “Bütün okullar imam hatip olmalı” diyorlardı.
Diyanet’in
Ali’si Ali Erbaş’ın, Kur’an Kurslarına bir tuğla bağışlayanın Cennete
gideceğini ve orada kendilerine bir ev verileceğini müjdelediği; hatta bununla
da yetinmeyip, bu evin Cennette Peygambere komşu olacağını bile söylediği bir
zamanda dinci-siyasal İslamcıların “Bütün okullar imam hatip olmalı” demesinden
ve ısrarından daha normal ne olabilirdi ki… Hele de “Türkçe öldü” diyen birinin
Milli Eğitim Bakanlığı ‘Bakan’ yardımcılığı ile taltif edildiği bir zamanda…
MEB’de 5100 İmam Hatip Okulu Var
Oysa
kafayı ateizm ve deizmle bozmuş, zihinleri ve bilinçleri, dinsel temelli ve yanılsamalı-saplantılı
siyasal-ideolojik kabullerle sakatlanmış olan dinci-siyasal İslamcıların bunu
istediği bir zamanda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 5100 imam hatip okulu
vardı.
Resmi
ya da gayrı resmi eğitim yapılan Kur’an Kursları, dini tarikat ve cemaatlerle
bağlantılı evler ve yurtlar bunlara dâhil değildi. Zaten bu kurslarda eğitime
tabi tutulan ve zihinleri iğfal edilip örselenen çocukların sayısını, her tür
eğitimden sorumlu MEB bürokratları bile bilmiyordu.
Milli
Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı 2020-2021 yılı istatistiklerine göre, bu 5100
okulun 3427’si imam hatip ortaokuluydu. 1673’ü ise imam hatip lisesi…
Yine
aynı istatistiklere göre, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ortaokulların
ve tüm ortaöğretim okullarının sayısı (meslek liseleri dâhil) 25865’ti. Ve
bunların yaklaşık yüzde 20’si imam hatip okuluydu. Keza meslek liseleri hariç
olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 3483 resmi lise içindeyse, imam
hatip liselerinin oranı yüzde 50 sınırını zorluyordu artık.
İmam Hatip “İn” Fen Liseleri “Out”
Milli
Eğitim Bakanlığı’nın söz konusu istatistiklerine göre, 2020-2021 yılı
itibariyle MEB’e bağlı toplam 322 adet resmi fen lisesi vardı. Oranı, imam
hatip liselerinin yüzde 20’sine bile ulaşmayan bu liseleri başka sorunlar da
bekliyordu.
Bu
yazıyı hazırlarken Bingöl’de yayımlanan bir gazete haberinde, fen lisesi
kontenjanlarının düşürüldüğü bilgisi yer alıyordu. Konuya ilişkin açıklama
yapan Eğitim Sen Bingöl Şube Başkanı Faruk Aris,
“Daha önceki yıllarda da duyurduğumuz gibi Türkiye’de en az Fen Lisesi
kontenjanına sahip illerden birisi de Bingöl’dür. Buna rağmen 2022-2023
kontenjanı aldığımız bilgilere göre 120’den 90’a düşürülmüştür. Civar illerin
pek çoğunda birden fazla Fen Lisesi bulunurken ilimizde bulunan tek Fen
Lisesinin de kontenjanının düşürülmesi manidardır” diyordu.
Bunun üzerine görüşü sorulan Bingöl İl Milli Eğitim Müdürü
Rahmi Güney ise fen lisesinde kontenjanın düşürülme nedenini “fiziki
yetersizlik” olarak açıklıyordu.
Nedeni
ne olursa olsun… Eğitimin, yaklaşık 20 yıldır iktidarın oyun alanına dönüştüğü;
Diyanet’inden tarikat ve cemaatlerle bağlantılı vakıf ve derneklere kadar, dinci
ve siyasal İslamcıların taleplerine duyarlı ve endeksli hale geldiği; imam
hatip okullarının ön plana çıkarıldığı bu dönemde fen liselerinin de bundan
nasibini almaması mümkün değildi.
Hele
de biyolojiden fizik ve kimyaya, coğrafyadan astronomiye dek tüm fen bilimleri
derslerinin ateizm ve deizmin kaynağı olarak görüldüğü, hatta coğrafya ve
matematiğin bile bunlara dâhil edildiği bir zamanda…
Ne
gerek var ki fen lisesine, güzel sanatlar ve spor liselerine… Elbette fen
bilimleri derslerine ve hatta sosyal bilim ders ve kitaplarına da… Kaldırın
gitsin bu liseleri ve dersleri de… “Bütün okullar imam hatip ol”sun!
Zaten
“Türkçe öldü”ğüne göre, tek dil Arapça, tek ders ve tek kitap Kur’an, her dinci
ve siyasal İslamcı çemişe yeter de artar bile… Neden yetmesin ki… Geçmişi,
gelmişi ve geleceğiyle tüm kâinatın ve her şeyin en doğru, en geçerli ve hiç değişmeyen
bilgisi Allah kelamı Kur’an’daysa eğer, ondan önemli ders, ondan önemli kitap,
onun dili Arapça’dan daha önemli ve kutsal bir dil olabilir mi?
Yanıtı
belli sorunun… Umarım siz aksini düşünmüyorsunuzdur!
Bu
durumda bilinecek tek dil Arapça, işlenecek tek ders ve o derste okunacak tek
kitap Kur’an’dır. Kur’an’ın dışında kalan yazılmış yazılan ve yazılacak olan
kitapların tümü onun bir ayeti, hatta bir harfi bile değil, haşa huzurdan yalnızca
bir mürekkep lekesidir! Okunmaya bile
değmez! Onun dili dışında ki dillerin tümü bir sinek vızıltısı bile değildir!
Ne konuşulmaya değer ne de öğrenilmeye! Unutun gitsin!
Ama
buna rağmen, hâlâ “Yetmez” diyenler ise kendi istedikleri “dindar”lık ve “kindar”lıklarında
boğulsun! Ve gözlerini toprak doyursun!
****
Peki; neden “Bütün Okullar İmam Hatip Olmalı”ymış? İşte yanıtı verilmesi gereken en önemli soru bu… Ve yanıtı da sır değil…
* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Güncel ve Düşünsel; http://atalaygirgin.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder