14 Ocak 2021

"Dersimiz Domuzbağı" Soruşturmasında Neler Oluyor?

 

Dersimiz Domuzbağı Soruşturmasında Müfettişler Neden Geri Çağrıldı?

Atalay Girgin*

Hatırlayacaksınız. Geçtiğimiz günlerde “Dersimiz Domuzbağı Soruşturması1” başlıklı bir yazı kaleme almıştık.

İşte, yaklaşık bir aydır bu soruşturmayı yürüten MEB Teftiş Kurulu müfettişleri Çarşamba günü öğleden sonra Diyarbakır’dan ayrıldı. Hatta bunu “Apar topar ayrılmak zorunda kaldılar” biçiminde ifade etmek bile mümkün. Çünkü arkalarında bir dizi yeni soruya neden olan olay ve rivayetleri de bıraktılar. (Bunları aşağıda aktaracağım.)

Peki; neden? Özel olarak “Dersimiz Domuzbağı Soruşturması”nı yürüten bu müfettiş grubu, neden şehirden ayrılmak zorunda kaldı? Soruşturmayı bitirdikleri, yani görevi tamamladıkları için mi ayrıldılar? Yoksa, daha yukarıdan birilerinin tasarrufu nedeniyle geri mi çağrıldılar?

Eğer ayrılışlarının nedeni ikinci soruda saklıysa, yani birilerinin tasarrufu sonucu, hem de soruşturma daha tamamlanmamışken geri çağrılmışlar ya da soruşturmadan çekilmeleri sağlanmışsa, bunun nedeni nedir? Bunun doğrudan ya da dolaylı sorumluları kimlerdir? Acaba bu tasarruf, MEB Teftiş Kurulu dışındaki hangi kişi ve kuruluşların devreye girmesi sonucu gerçekleştirilmiştir?

Örneğin; Teftiş Kurulu dışından birilerinin müdahalesi, devreye girmesi söz konusuysa, bunların içinde Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ya da Eğitim Politikaları Kurulu üyesi Ahmet Gündoğdu var mıdır? Yoksa bu tasarruf, yalnızca ve tek başına Atıf Ala’nın kendi bireysel kararıyla mı gerçekleşmiştir?

Soruların yanıtlarını bir yana bırakıp şimdi biraz geriye dönelim. Ve özellikle de 13 Ocak Çarşamba gününe…

“Dersimiz Domuzbağı” ya da “Hizbullah”i Kadrolaşma Soruşturması  

Önce kısa bir anımsama: İsmail Saymaz’ın Sözcü Gazetesi’nde yer alan “Dersimiz Domuzbağı2” başlıklı yazısı bu soruşturmanın işaret fişeğini yakmıştı. Keza bu köşede yayınlanan, “MEB ve Eğitime Atılan Domuzbağı3”nı da buna eklemek gerek.

Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü ve Valilik koridorlarında yıllardır bilinmesine rağmen, neredeyse hiçbir şey yapılmayan; yerel kaynaklara göreyse, hatta bilinçli bir biçimde önü açılan bu ‘Hizbullah’i kadrolaşma iddiası ya da “Dersimiz Domuzbağı” sorunu, başta İsmail Saymaz’ın yazısıyla Türkiye kamuoyunca bilinir hale geldi.

Eğitim Bir Sen Genel Merkez yöneticilerinin ve Diyarbakır’daki yerel sendikacılarının “Dersimiz domuzbağı” haberine karşı gösterdikleri tepkilere rağmen; sonunda, kamuoyunda yankı bulan bu bilinirlik üzerine MEB Teftiş Kurulu harekete geçti ya da bir biçimde hareket geçmek zorunda kaldı.

Ve Aralık ayı ortalarında Diyarbakır’a Bakanlık’tan iki grup müfettiş görevlendirdi. Bakanlık çevrelerinden alınan bilgilere göre, bunlardan, başında Bakanlık Müfettişi M. İ.’nin bulunduğu grup asıl olarak “Dersimiz Domuzbağı” ya da ‘Hizbullah’i kadrolaşma iddialarını soruşturmakla görevlendirilmişti.

Alınan bilgilere göre, yaklaşık bir ayını doldurmak üzere olan soruşturma ilerleyip derinleştikçe, hem soruşturulan kişiler hem de onlarla ilgili çevrelerde huzursuzluk artmaya başladı. Bu huzursuzluğun baş gösterdiği çevrelerin başında da Eğitim Bir Sen (EBS) Diyarbakır Şube yönetimi geliyordu. Çünkü söz konusu kişilerin örgütlendikleri sendika EBS’ydi. Dolayısıyla bunun doğrudan muhatabı da EBS Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir’di.

 Tekdemir’in Talebi ve Tutanak İddiası

Bakanlık çevrelerinden alınan ve yerel kaynaklarca da doğrulanan bilgilere göre; soruşturmanın sonuna doğru yaklaşıldıkça, soruşturulanlar arasında iyice artan huzursuzluk ve tedirginlik üzerine, EBS Şube Başkanı sıfatıyla Ramazan Tekdemir, bir biçimde sürece, yani soruşturmaya müdahil olmak istedi.

Profesyonel sendikacı olması hasebiyle soruşturma dışında bulunan Ramazan Tekdemir, bazılarına göre müfettişlerle görüşmek ve aynı zamanda üyeleri arasında bulunan kişiler lehine ifade vermek istiyordu. Bazılarına göreyse, soruşturma sırasında müfettişlerin elde ettiği önemli bir belgeyi onlardan geri almak…

İddialardan hangisi geçerli olursa olsun, sonunda EBS Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, 13 Ocak Çarşamba sabahı saat 08.30-09.00 saatleri arasında müfettişlerin konakladığı Diyarbakır Öğretmenevi’ne geldi. Ve görüşmek üzere bir odaya alındı.

Lakin, müfettişlerle görüşmesi uzun sürmedi. Görüşmeye başlamasının üzerinden 10-15 dakika bile geçmeden odadan dışarıya yüksek perdeden tartışma sesleri taşmaya başladı. Ve ardı sıra da Ramazan Tekdemir dışarı çıktı. Birilerine göre bu  “Başlamadan biten bir görüşme”ydi.

Tekdemir’in odadan ayrılışından kısa bir süre sonra da iddialara göre, müfettişler bu olayı bir tutanakla kayıt altına aldılar. Bu olaya ilişkin herhangi bir suç duyurusunda bulunup bulunmadıklarına ilişkin bilgi edinilemese de akşam saatlerine doğru Diyarbakır’dan ayrıldılar. Ve arkalarında bir dizi soru ve rivayete neden olan bir olay ve ona ilişkin bir tutanakla…

Ve Geride Kalan Sorular

Şimdi yanıtlanması gereken soru şudur: Bakanlık Müfettişi M. İ.’nin başında bulunduğu ve ilgili kadrolaşmaya ilişkin iddiaları soruşturan müfettiş grubu neden Diyarbakır’dan ayrıldı ya da ayrılmak zorunda kaldı? Soruşturma tamamlandığı için mi? Diyarbakır’da görev yapma koşulları zorlaştığı ya da ortadan kalktığı için mi? Yoksa yukarıdan, yani Ankara’dan birileri devreye girip bu soruşturmaya müdahil oldukları için mi?

Son birkaç soru: MEB Teftiş Kurulu Başkanlığı, Bakanlık Müfettişlerinin Diyarbakır’da maruz kaldıkları olaya ve tuttukları tutanağa ilişkin herhangi bir işlem başlatacak mı? Örneğin, bu olayın sorumlusu hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunacak mı? Yoksa “Hadi büyütmeyin! Barışın koklaşın! Şu işi kapatın!” mı diyecek?

Peki; MEB merkez ve taşra teşkilatlarıyla el ele kol kola yürüyen “Dersimiz Domuzbağı” ya da özelde Diyarbakır, genelde ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki ‘Hizbullah’i kadrolaşma iddialarına ilişkin soruşturmanın akıbeti ne olacak? Bu da mı kapatılacak? Yoksa "aç-kapa Artema" mı?

Var mı yanıtı olan?



* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece: http://atalaygirgin.blogspot.com

 

1 “Dersimiz Domuzbağı” Soruşturması, başlıklı yazı: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2916/dersimiz-domuzbagi-sorusturmasi

2 İsmail Saymaz’ın “Dersimiz Domuzbağı” başlıklı yazısı: https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ismail-saymaz/dersimiz-domuzbagi-6123120/  

3MEB ve Eğitime Atılan Domuzbağı” başlıklı yazı: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2759/meb-ve-egitime-atilan-domuzbagi

Hiç yorum yok: