YAPAY ZEKA NELER GETİRİYOR, NELERİ GÖTÜRECEK?
Dr. Cengiz Başkaya
İnsanlık, tarihinin en önemli,
en etkili, en hızlı değişim
sürecine girmek üzere. 18. Yüzyılın başında buharlı makinelerin icadı,
demir üretiminin artması,
demiryollarının yaygınlaşmasıyla
birinci sanayi devrimi başladı. 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren
çelik üretim tekniğinin gelişmesi, elektrik,
petrol ve değişik
kimyasalların üretim sürecine
katılması ikinci sanayi devrimi
olarak tanımlandı. Seri üretim bu dönemin tipik özelliği oldu.
1970 den itibaren
bilgisayar teknolojisinde, telekomünikasyon, robotik, lazer,
fiberoptik ve biyogenetikte çok hızlı gelişmeler,
internetin yaygınlaşması, bilgiye
ulaşmanın kolaylaşması, otomasyonun birçok
alanda kullanılması üçüncü
sanayi devrimi olarak
kabul edildi.
Artık
dördüncü sanayi devriminin, başka bir tanımlamayla Endüstri 4.0'ın eşiğindeyiz. Bu devrimin en önemli belirleyicileri yapay zeka, robotik
ve kuantum bilgisayarları olacak.
Bilgisayar teknolojisinin çok hızlı ilerlemesi, yazılımların gelişmesi, otomasyonun ve robot teknolojisinin hemen her alana girmesi çalışma
yöntemlerini ve koşullarını zaten çok değiştirmiş durumda. Çiplere
yerleştirilen devre sayısı
Moore Yasasına uygun olarak her 18 ayda iki katına çıktı.
Geometrik bir dizi izleyerek kırk yılda iki milyon kat arttı. Günümüzde
tırnak genişliğindeki bir USB
kartına gigabyte boyutunda
veri yükleniyor. Transistörler nano ölçülere kadar küçüldü. Klasik
bilgisayarların gelişmesi fiziksel
sınırına dayandı. Bir üst aşamaya
kuantum bilgisayarların rutin kullanıma girmesiyle geçilecek. İşlem hızı ve kapasitesi günümüz
bilgisayarlarıyla kıyaslanamayacak ölçüde artacak.
Yapay zeka asıl gelişmeyi
kuantum bigisayarları kullanarak gösterecek.
Yapay zeka uygulamaları şimdiden
birçok alanda kullanılıyor. Apple'ın
sesli asistanı Siri yazılımı, Microsoft'un sesli asistanı Cortana
birer yapay zeka örneği. İBM 'in Deep Blue bilgisayarı daha 1997 de dünya satranç şampiyonu
Kasparov'u yenmişti. Google'ın
yapay zeka algoritması Alpha Go, satrançta çok daha fazla hamle olasılığı
bulunan Go oyununda
Çin'li dünya şampiyonu
Kei Je'yi yendi. Artık farklı yapay zeka programları arasında Go şampiyonaları düzenleniyor. İBM'in Watson projesi tıpta değişik alanlarda
kullanılyor.
Sürücüsüz araçlar şimdiden yollarda.
Yeni nesil çamaşır
makinelerinde çamaşırın ağırlığına, rengine, kirliliğine göre en uygun programı seçen,
yapay sinir ağlarının kullanıldığı bir yapay zeka
uygulaması.
Bu örnekler ortalıkta
görünür olanlar. Fakat birçok
bilimsel buluşta olduğu
gibi yapay zekanın
da ilk önce silah sanayiinde kullanıldığından kuşku yok. Akıllı füzeler,
hedefini kendisi belirleyip ateşleyebilen makineli tüfekler, silahlı insansız hava araçları
ve uçaklar, insansız tanklar, kendi rotalarını belirleyebilen, limanlara
giriş çıkışları kendi kendine yapabilen savaş gemileri, öldürmeye programlanmış robotlar
çoktan hazır.
Yapay zekanın
olası tehlikelerine ilişkin
endişeler bu kavramın
yeni oluşmakta olduğu, çalışmaların emekleme döneminde
olduğu dönemde dile getirilmeye başlandı.
I. J. Good 1965 te "Eğer biz süper zeki sistemler inşa edersek, bu insanlığın son icadı olabilir" demişti. İngiliz fizikçi
ve bilgisayar bilimleri uzmanı
Stuart J Russell
gelecekte bilişim sistemleri daha da zeki olduklarında
onların kapasitelerine çok daha bağımlı
olacağımızdan ve kendimizi
bu sistemlerin kontrolu
altına girmiş durumda görebileceğimizden endişe duyuyor.
Bazı bilişim uzmanları kendi kendine öğrenebilen, daha iyi donanım
ve daha iyi algoritmalarla
kendini yeniden dizayn
edebilen bir sistemin
bir zeka patlaması
göstererek ilerlemesinin çok hızlanacağını ve çok kısa sürede insan türünün anlayamayacağı bir aşamaya geçeğini öngörüyorlar.
Stephen Hawking, robot ve bilgisayarların çok gelişmesinin bir noktadan sonra insanlığı tehdit eden bir noktaya geleceğini söylemişti. Bill Gates ve Elon Musk da yapay zekadan
kaygı duyanlar arasında.
Bilimin, keşif ve icatların kötü amaçlar için kullanılması yeni bir durum değil. Üstelik
neredeyse bir kural. Yani yapay zekanın
olası tehlikeleri için endişe duyarken
doğal zekanın tarih boyunca inasanlığa, tüm canlılara ve doğaya verdiği
zararları unutmamak gerekir. Yapay zekayı şeytanlaştırmak doğal zekayı
iyilik meleği gibi görmek için yeterli değil.
İnternetin daha 60 lı yıllarda ABD ordusunun tüm birimleri arasında
en kötü koşullarda bile asla kopmayacak bir iletişim ağı kurma çabasından (ARPANET) doğduğunu hatırlayalım. Barutun gücü hemen silah gücüne dönüşmüştü. Uzaya çıkmayı sağlayan
füze teknolojileri Nazi Almanya'sının
Londra'yı düşürülebilen savaş uçakları yerine
engellenemeyecek bir silahla
vurma projesinin ürünüydü. Birkaç başarısız denemeden
sonra savaşın sonuna doğru da olsa Londra'yı
vurmayı başardılar.
Atom çekirdeğinde saklı muazzam bir enerjinin varlığının keşfedilmesinden kısa süre sonra bu bilginin hayata geçirildiği ilk uygulama insanlıkla birlikte tüm canlıların hayatını tehdit edecek
olan atom bombası oldu.
Bu müthiş silah
tüm dünyaya gözdağı
vermek için savaşı
zaten kaybetmiş ve teslim
olmuş Japonya'da sivil
bir hedefe, Hiroşima
şehrine 1945 yıl 6 ağustos
günü atıldı. Tek bombayla sivil-asker, kadın -erkek, erişkin-çocuk ayrımı yapmadan 140 bin insan öldürüldü ve aynı anda bir şehir ortadan
kaldırıldı. Tek seferde
en çok insan öldürme, en büyük maddi hasarı verme rekorları kırıldı.
Radyasyonun geç etkilerine bağlı anomalili doğumlar
onyıllarca sürdü. Kanser olguları aradan üç çeyrek
yüzyıl geçmesine rağmen halâ sürüyor.
Bombanın adı da pek sevimliydi; "küçük çocuk." Üç gün sonra Nagazaki şehrine
"şişman çocuk" lakaplı ikinci bomba atıldı ve 70 bin kişi öldü. Bu olay bilimin büyük bir başarısı
olarak kabul edildi, takdir ve hayranlıkla karşılandı. Fizik bilimindeki bir gelişme dünyada
dengeleri değiştirdi. ABD muazzam silah gücünü arkasına
alarak dünyanın yeni hakimi konumuna
geldi.
Lazer teknolojisi sanayide
kullanıma başlamadan önce akla hemen ölümcül bir silah üretmek geldi. 20. Yüzyılın başında
ilk uçaklar henüz yolcu taşımaya
başlamadan bombardıman için kullanıldı. 1911 de Trablus'ta bir İtalyan askeri pilot havadan
ilk bombayı Osmanlı
askerlerine attı. Hiçbir hasar veremese de bu olay İtalya'da büyük bir coşku yarattı. Gökyüzüne
yükselen insanın aklına ilk gelen yerdekileri kolayca öldürmek fikri oldu.
Yapay zekanın
önemi yaşamın bütün alanlarını temelden
değiştirme potansiyeline sahip olması. İnsanlığın tarihindeki en büyük bilimsel
girişim olarak değerlendiriliyor.
Klasik bilgisayarlar büyük ölçülerdeki verileri
ve bilgileri saklayıp,
istendiğinde hızla geri çağırmaya, belirli
programlama yöntemleriyle otomasyona olanak
sağlıyorlar. Fakat sisteme yüklenen
verilerden daha fazlası
çıktı olarak alınamıyor. Yapay zeka daha fazlasını ifade
ediyor. Deneyimlerden ve eklenen
yeni verilerden yeni sonuçlar çıkarabilen, öğrenebilen, tahminde bulunabilen, çözümler önerebilen ve üretebilen, insan beynine benzer
şekilde çalışan bir sistem söz konusu. Bu yüzden nörobilim yapay zeka çalışmalarına büyük katkı sağlıyor.
İlginç biçimde yapay zeka çalışmalarındaki ilerlemeler de insan beynini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Fakat insan zekası sistemin
tek esin kaynağı
değil. Hayvan davranışları ve doğanın işleyiş
biçimi de incelenip değerlendiriliyor.
Başvurduğu çok sayıda
bilim dalı ve farklı disiplin
var. Bilgisayar bilimleri, matematik, dilbilimi, biyoloji, biyogenetik, fizik, kimya, psikoloji, felsefe, robot bilimi gibi.
Yapay zeka şimdiden beste ve resim
yapabiliyor, matematik kuramı geliştirebiliyor, tıbbi tanı koyabiliyor, öğrenebiliyor ve
öğretebiliyor, uçak kanadı
tasarlayabiliyor, hava tahmininde bulunabiliyor.
Bilgisayarlar görme, işitme, dokunma
duyularını çoktan kazanmıştı. Koku ve tatları
ayırt etmeye yönelik çalışmalarda da epey mesafe
alındı. İnasanın sahip olduğu beş duyuyu digitalleştirilme işi tamamlanmak üzere. Kısa sürede bu teknolojinin mobil telefonlara sığdırılabilecek hale geleceği öngörülüyor. Facebookta yemek fotoğrafı
paylaşılırken yemeklerin tat ve kokuları
da gönderilebilecek. Bu sayede dostlar
daha çok kıskanacak, düşmanlar daha şiddetli
çatlayacak. Doğal dil işleme, diller
arasında çeviri yapma, sesli soruları
anlayıp, konuşarak cevaplama, dudak okuma, yüz ve retina tanıma,
şaşmaz bir kesinlikle mesafe ölçme rutin işler arasına.
Yapay zeka ve robotların yaygın kullanımı birçok mesleği gereksiz
hale getirecek. Dünya çapında yüzmilyonlarca insan işini kaybedecek. Etkilenmiyecek hiçbir alan kalmayacak. Otomasyon kol emeğine olan ihtiyacı
azaltırken kafa emeği de birçok
konuda işlevini yapay zekaya devredecek.
Gelmekte olan yeni dalga mavi yaka, beyaz yaka ayırımı
yapmadan çalışma biçimlerini dönüştürecek. Örneğin,
zenaatların ve zenaatçıların neredeyse tümüyle ortadan
kalkması kaçınılmaz görünüyor.
Üç boyutlu yazıcıların gelişip yaygınlaşmasıyla istenen
heryerde en karmaşık
araçlar ve eşyalar
üretilebilecek. Fabrikalarda işçiye
çok az gerek duyulacak, ya da hiç duyulmayacak. İstifleme ve yükleme
işleri robotlara emanet
edilecek. Yük taşıma sürücüsüz
araçlara emanet edilecek.
İnşaatlar büyük ölçüde robotlarla yapılacak.
Yapay zeka uygulamaları banka çalışanlarını tümüyle
gereksiz hale getirecek. Zaten banka şubelerine de gerek kalmayacak. İnsansız bankacılık görünmez
bankacılığa evrilecek. Çağrı merkezi çalışanları yerlerini yapay zeka programına bırakacak.
Düşük ücretli işlerde
çalışanların işlerini kaybetmesi beklenen bir durum.
Fakat en kalifiye
işleri yapanlar bile etkilenecek. Yolcu uçağı pilotluğunun herhalde en üst düzeyde eğitim,
bilgi, cesaret beceri ve tecrübe gerektiren mesleklerden biri olduğu
tartışılmaz. Uçak kalkışını
tamamlayıp, olağan düzenli
seyrine başladığından inişe geçtiği ana kadar otomatik
pilot zaten devreye sokuluyordu. Kalkış
ve inişleri de yapay zekanın
kontrolunda büyük bir kesinlikle yapmak
mümkün hale geliyor. İnsan pilota
ihtiyacı ortadan kaldırabilecek bir gelişme. Uçak üreticileri pilotluğu tümüyle otomasyona ve yapay zekaya
devretme çalışmalarında epey ilerlemiş durumda.
İBM'in yapay zeka programı Watson
tıp alanındaki uygulamalarıyla dikkat çekiyor.
Örneğin, tıbbi görüntüleme tekniklerinin tanıda kullanılmasında büyük veriden yararlanıyor. Bir radyoloji uzmanının
meslek yaşamı boyunca
inceleyebileceği toplam görüntü
20 bini geçemezken, Watson'a milyarlarca radyogram, ultrasonogtrafi, bilgisayarlı tomografi
ve MR görüntüsü yüklenebiliyor.
Sistem çok sayıda veriyi saniyeler
içinde karşılaştırıp tanıya
gitmek üzere programlanmış. Tanılardaki isabet oranı, sistemin
öğrenme özelliği sayesinde
giderek artıyor. Radyoloji
uzmanlarının bu gelişmelerden de yararlanarak mesleklerini daha verimli yürütmeleri akla yatkın görünüyor. Fakat ekonomik akıl harekete
geçti bile. Kâr marjını arttırmanın en kolay yolu maliyeti azaltmak. Bir radyoloğun temel eğitimden sonra 15 yılı bulan mesleki
eğitiminin topluma maliyeti ve hastanelerin uzmanlara ödediği
ücretler hesaplandı. İstenilen
sayıda kopyalanabilen ve büyük
veri desteğini arkasına alan bir yazılımın bu uzmanlara olan gereksinimi ortadan
kaldıracağı konuşulur oldu. ABD'de radyoloji
uzmanlık eğitimi için yeni asistan
alınmasının durdurululması ciddi ciddi tartışılıyor. Bu tehdit sadece radyologlarla sınırlı
değil. İnsan kontrolunda robotik cerrahi, göz ve beyin operasonları dahil cerrahinin her alanında yaygınlaşmaya başladı. Yeni hedef cerrahı devreden tümüyle
çıkarmak ve operasyonu tümüyle yapay zekanın
kontrolündeki robotun
yapması.
Amerika'da Baker Hostetler adlı hukuk bürosu İBM' in geliştirdiği hukuk programı Ross'u işe aldı. Ross şimdilik
sadece icra-iflas davalarına bakıyor. Böyle bir uzman sistemde tüm kanunları, tüzük ve yönetmelikleri, belli bir konudaki
tüm dava dosyalarını, yüksek mahkemelerin tüm içtihat kararlarını
büyük veri olarak
yüklemek mümkün. Bir dava ile ilgili verileri
toplamak, ilgili yasa maddelerini araştırmak çok zaman alan bir iş. Birleşik
Devletler'de bu işi yapmak üzere
avukatlık bürolarında çalışanlara paralegal, ya da paralawyer deniliyor. Hukuk Fakültelesi öğrencileri, yeni mezun olup avukatlık yetkisini
almamış mezunlar ve meslekte yeni olan avukatlar
istihdam ediliyor. En iyi işler sıralamasında yirminci
sırada yer alan bu meslekte
260 bin kişi çalışıyor.
Uzman hukuk yazılımı
bir paralegalin 360.000
saatte toplayabileceği veriyi
saniyeler içinde bulup çıkarabiliyor. Oldukça
iyi eğitim görmüş 260 bin çalışanın hiç düşünmeden kapı dışarı edilmesi
için iyi bir gerekçe. Ekonomik
akla da çok uygun görülecektir. Zamanla avukatlık da tehdit altındaki meslekler arasına girebilir.
Hukuk alanında geliştirelecek yapay zeka temelli
uzman sistemlerin yargıçların yerine kullanılabileceği de öngörülüyor. Yargıçların benzer
davalarda farklı kararlar
verebilmeleri gösterilen gerekçelerden biri. ABD'de yapılan
bir araştırmada tutuklu
sanıkların tutukluluk halinin devam mı edeceği, tutuksuz
yargılama kararı mı verileceğinin belirlendiği bir dizi duruşma incelenmiş. Özellikle haftanın ilk çalışma günündeki
duruşmalarda kahvaltısını yapmış,
iyi dinlenmiş haldeki yargıçların öğleden önce daha çok tutuksuz
yargılama kararı vermeye,
öğleden sonra yorulup, sinirleri
gerginleşmeye başlayınca çoğunlukla tutukluluğun devamına hükmetmeye eğilimli oldukları belirlenmiş. Uzman sistemlerin subjektif
etkilerden uzak olacağı
için daha adil kararlar vereceği savunuluyor.
Muhasebecilik de yerini yapay zekaya bırakacak meslekler arasında görülüyor.
Yapay zekanın
neden olduğu değişiklikler o kadar hızlı
ki, bugün bir meslek edinmek
için üniversiteye başlayan
bir genç mezun olduğu yıl o meslek ortadan kalkmış
olabilir. Birinci ve ikinci sanayi
devriminde de birçok meslek ortadan
kalktı, yeni meslekler
ortaya çıktı. Fakat süreç yavaştı ve geçişler
için zaman vardı.
İnsanlar 15-20 yıl sonra neler olabileceğini, ya da olmayacağını öngörebiliyor, ona göre konum alıp, planlar
yapabiliyorlardı. Günümüzde ve asıl yakın gelecekte kaçınılmaz ve hızlı dönüşümlerin bir dizi sosyal
ve ekonomik sorun yaratacağından kuşku yok. Bu çalkantıların en aza indirilmesi için önlemlerin ivedilikle alınmaya başlanması gerekiyor.
Otomasyon maliyetleri azalttığı
için toplumda kolay kabul gören bir uygulama.
Fakat üretimin büyük ölçüde
bu yöne kayması çok sayıda
insanı denklemin dışına
iterken servetler giderek
daha az kişinin elinde
toplanacaktır. Neoliberal ekonomi
uygulamalarının tüm dünyada
belirleyici olduğu günümüz
dünyasında gelir adaletsizliği zaten çok derinleşmiş halde. En zengin
80 kişi en fakir 3,5 milyar insanın gelirine denk servete sahip. Ticari malların nisbeten ucuza maledilmesi ucuza satılacağının garantisi
değil. Geleneksel fotoğrafçılık yerini dijital fotoğrafa bıraktığında fotoğrafçılık
çok kolaylaştı ve maliyetler çok düştü. Fakat gıda maddelerinin fiyatları aksine giderek
artıyor.
Barınma, ulaşım,
eğitim giderek daha pahalı hale
geliyor.
Büyük çapta bir işsizler ordusunun oluşturulduğu günümüzde çalışanların işlerini kaybetme
korkusu sürekli ve
canlıdır. Dışarıda aynı işi çok daha düşük ücretlerle yapmaya
razı ve buna mecbur olan yedekler hazır
beklemektedir. Yakın gelecekte otomasyonun ve robot teknolojisinin daha da gelişmesi ve yapay zekanın
birçok alanda kullanılmaya başlamasıyla çalışanlar üzerinde "dışarıda senin yaptığın işi çok daha ucuza yapacak
binlerce kişi var"
tehdidine "Senin işini çok
daha ucuza yapacak robotlar, programlar var" tehdidi eklenecektir.
Bu tehdit sadece
düşük ücretli işler için değil,
en karmaşık ve ileri uzmanlık
gerektiren işler için de geçerli.
Kitleler üzerinde asıl tehdit zaman zaman işsiz kalmak, sık sık iş ve sektör değiştirmek değil artık. Tümüyle
gereksiz hale getirilme ve sistemin dışında
kalma, değersizleşme gündemde. Slovan Zizek'in çok iyi ifade ettiği gibi, bugün bir işte uzun süreli çalışarak
kendini sömürtebilmek bir ayrıcalık haline geldi.
Kullan-at çalışanlara ek olarak iş dünyasının gözünde
çöpe dönüştürülmüş milyonlar geleceğin en büyük sosyal sorunu olacak.
Taşımacılığın tümüyle otomatlaşmasının trafik
kazalarını ve buna bağlı ölümleri
azaltacağı öngörülüyor. Artık sürücülük yapmıyacağı için kazada ölme riski ortadan
kalkan kamyon şöförünün
açlıktan ölme riskine
de çözüm bulmak
gerekir.
Otomasyonun ilk başladığı
dönemde robotların bizim yapamıyacağımız, ya da yapmak istemiyeceğimiz zor ve kötü işleri üstleneceği beklentisi vardı. Yakın gelecekte
ise insanların sadece
robotların ve yapay zeka sistemlerinin yapamıyacağı işlere mahkum ve razı olmaları riski var.
Bilgi teknojilerinin birçok konuda hayatı
kolaylaştırdığına şüphe yok. Bugün internete
bağlanabilen bir cep telefonuna sahip bir ortaokul
öğrencisi 30 yıl öncenin bir üniversite profesöründen çok daha fazla bilgiye
çok daha hızlı şekilde ulaşabilir durumda. İnsanlar arasında
iletişim olanakları zaman ve
mekan engelini de ortadan kaldırarak çok arttı ve kolaylaştı. Fakat her değişim
salt iyiliklerle gelmiyor.
Ortaya çıkan ve çıkacak olan ekonomik ve sosyal sorunları görmezden gelmek akılcı olmaz,
Muazzam ölçüde biligiyi
saklayabilen, öğrenebilen düşünebilen kendini yenileyebilen ve insan
zekasını aşarak tüm kararları alıp, uygulama konumuna
erişen yapay zekanın
kontrolu ele alarak insanlığın sonunu getirebileceği yönünde
endişeler var. Bu çok düşük ve çok uzak bir olasılık.
Yapay zekaya kötülüğü öğretecek olan da yine
insandır. Ayrıca doğal zekanın
insanlığa ve doğaya
bugüne kadar verdiği
korkunç zararlar ortada.
Kanımca yapay zeka bu konuda
doğal zekaya yaklaşamaz. Dünyada
tüm yaşamı defalarca
yok edecek sayıda nükleer silah varken silah üreticisi
şirketlere yeni kazançlar sağlamak için yenilerini üretme kararı verilmesi bile tek başına
geleceğe yönelik ciddi endişe
duymamız için yeterli
değil mi? İnsanlık
için yakın tehdit
yapay zekanın yüksek zekası değil. Trump, Prens Muhammed
bin Selman ve benzerlerinin doğal
zekasıdır.
İklim
değişikliği ve çevre felaketiyle karşı karşıya, savaşların sürekli hale geldiği,
her dokuz kişiden birinin açlık çektiği ve dakikada çoğu çocuk 15 insanın açlıktan
öldüğü dünya.
Bilişimde tekeller oluşturan ve insanlığın ortak bilgisini büyük ölçüde özelleştiren dev yüksek teknoloji şirketleri nasıl çalışacağımızı, nasıl
üreteceğimizi, neler tüketeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı, nasıl düşüneceğimizi nelerden hoşlanacağımızı büyük ölçüde belirler
duruma geldiler. Devletlerin toplumlar üstündeki etkilerinin bu gücün yanında
çok daha az belirleyici olduğunu
söylemek abartı sayılmaz. Yapay zeka ve kuantum
billgisayarları şüphesiz ki söz konusu
şirketlerin gücünü daha da arttıracaktır. Değişimler o kadar hızlanacak ki, büyük olasılıkla uyum sağlamaya, olumsuz
etkilere karşı önlem almaya fazla vakit kalmayacak.
9 Ekim 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder