MEB
Cinleri
Atalay
Girgin*
Sakın yanlış anlaşılmasın!
“MEB Cinleri” derken, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında yer alan ya da
kafayı huriler, periler ve gılmanlarla bozmuş ve onları düşleyerek yaşayan malum
‘öğretmen’ taifesinin, sınıflarda “gerçektir” diye anlattığı cinlerden söz
etmiyorum. Çünkü bunların, zihinsel ifrazattan öte hiçbir gerçekliği de hükmü
de yoktur.
Tıpkı;
huri, peri, gılman, melek, anka kuşu, tek boynuzlu at, cennet, cehennem, vb ad
ve kavramlar gibi, cin de salt imgesel bir kavramdır. Çünkü insan zihninden bağımsız
olarak, zamanda ve mekânda var olmayan ve değişmeyen hiçbir şey gerçek
değildir.
Bundan
dolayıdır ki cin, insanın düşsel / düşünsel olarak zihninde yarattığı ve dış
dünyada hiçbir gerçekliğe tekabül etmeyen, neliği olup da gerçekliği olmayan
kavramlardan biridir. Ve zamanında bu ayrım yapılamazsa eğer, çocuklarını “öcü”yle
korkutarak büyüten bir toplum, gün gelir, birilerinin önünde ya da ardında cinlerle
diz çöktürülür.
Dolayısıyla
“MEB Cinleri” derken bunlardan söz etmiyorum. Çünkü birilerinin salt kendisi
öyle inandığı için hem “doğru” hem de “gerçektir” diyerek, soyut düşünme
evresine bile erişmemiş çocuklara anlattıkları cinler, MEB’dekilerin eline su
bile dökemez. O halde hangi cinlerden söz ediyorum?