MEB’de
COVİD-19’a Milli-Yerli Çözüm!
Atalay
Girgin*
Okulların
açılmasına sayılı günler kala hem bilim insanları, hem de öğretmen ve
velilerden kaygılı açıklamalar / paylaşımlar geliyor.
Bu
yazının yazıldığı saatlerde, Prof. Dr. Bengi Başer şöyle diyordu: Salgın çığırından
çıkıyor…
Prof.
Dr. Başer, yukarıdaki sözü, Sağlık Bakanlığı’nın “Son 24 saatte, 23.946 yeni
vaka, 290 ölüm…” açıklamasının ardından söylüyordu. Hem de daha okullar
açılmadan…
Salgın Döneminde Blok Ders
Bir
öğretmen ise Sağlık Bakanlığı’nın aynı açıklamasına atıfla, “Son 24 saatte
Covid-19 sebepli 290 ölüm varken bazı okullarınızda 80 dakika blok ders
yapılacağı, öğretmenin 10 dakika teneffüsün ardından tekrar 80 dakika blok
derse gireceği doğru mu?” sorusunu yöneltiyordu birilerine.
Sürekli
“Maske, Mesafe ve Temizlik”ten söz edilirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bu iş
için öğrenci başına 20 Lira ayırdığı haberleri yayınlanıyordu. Bu yetmezmiş
gibi, bir de “blok ders” bilgisi düşüyordu gündeme.
Olacak şey miydi bu? Hem de salgın döneminde… Havsalası almıyordu insanın. “Bu kadar da olamaz” diyordu, “Bir yanlış anlama olmalı…”
10 Dakika Öğle Arası
Ancak
bilgi doğruydu. Adı verilen okulun internet sitesinde yayınlanan zaman
çizelgesinin üstünde şöyle bir açıklama vardı: 2021 - 2022 eğitim öğretim
yılında okulumuz ikili eğitim yapacaktır. 9 ve 10. sınıflar öğlenci, 11 ve 12.
sınıflar sabahçı olacaklardır. Zaman çizelgesi ektedir.
Ekte
olduğu belirtilen “Zaman çizelgesi” incelendiğinde görülüyordu ki pandemi
döneminde hem vaka hem de ölen insan sayısı artmaya devam ederken, Milli
Eğitimde bazı okullar “Blok ders”1 yapmaya
hazırlanıyorlardı.
Yayınladıkları
“zaman çizelgesi”nde hem sabahçı hem de öğlenci öğrenciler için “40+40=80”
dakikalık ders planlamaları yapıyorlardı. Öğle arası ise “10 dakika” olarak
belirleniyordu. Yani yüzlerce öğrenci “10 dakika”da sınıfları ve okulu
boşaltırken, yüzlerce öğrenci de aynı sürede sınıflara yerleşip derse başlayacaktı.
Peki; bu 10 dakikalık sürede, sınıfların, koridorların temizlenmesi, sürekli vurgulanan “Maske, Mesafe ve Temizlik” kuralına uyulması mümkün olabilir miydi? Milli Eğitimde bu yöntemlerle mi salgına karşı tedbir alınacak ve öğrenci ve öğretmenler korunacaktı? Bu yöntemlerle mi okullar açılacak ve açık tutulmaya devam edilecekti?
Yoksa “Saldım çayıra Mevlam kayıra” anlayışıyla yola revan
olunup, “Bize bir şey olmaz” mı denilecekti? Nasıl olsa "milli ve yerli"yiz ya...
Kalabalık Sınıflar Sorunu
Yalnızca
bu da değil. “Blok ders” bilgisinin ardı sıra veli ve öğretmenlerden başka
bilgiler de gelmeye başladı.
Bir
öğretmen kendi sınıfında 30’un üzerinde öğrenci olduğunu belirtiyor ve “Her
sırada iki öğrenci var. Mesafe kuralına nasıl uyacağız?” diyordu.
Bir
başka veli ve öğretmense kendi çocuğunun sınıfında 45 öğrencinin olduğu
bilgisini ekliyordu.
Bunları
dikkate aldığımızda sormamak mümkün değil: MEB’den yapılan resmi açıklamaların
aksine, okullar yüz yüze eğitime hazır değil mi? MEB merkez ve taşra teşkilatları
gerekli ve yeterli hazırlıkları yapmadan mı okulları eğitim-öğretime açmaya
çalışıyor?
Yoksa
İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri okulların gerçek durumundan bihaber olduğu halde
gerçeğe aykırı raporlarla üst birim ve makamlarda oturanları yanıltıyorlar mı? Ya
da aslında, MEB’de herkes olup bitenin farkında da elbirliğiyle tüm toplumu mu
kandırmaya çalışıyor?
Hal
böyleyken, bu koşulları düzeltmeden, okulları açmak ve yüz yüze eğitim öğretime
başlamak doğru mu? Hele de bazı eser akıllı aklı evvellerin can derdine ya da
g.t korkusuna düşüp üçüncü aşıyı bile olduğu bir dönemde… Öğretmen ve
öğrencileri tehlikeye atmaya değer mi?
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Öğretmen
Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında /
Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
1 Okulun adını
bilerek paylaşmadım. Okul ve okul idarecileri afişe olmasın diye… Çünkü gelen
bilgilere göre, “Blok ders” uygulaması bir tek okulla sınırlı değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder