Öğretmene
Valilikte Darp Emniyette Dayak
Atalay
Girgin*
Afyon Valiliği’nce düzenlenen yılın ilk “Halk Günü” toplantısında bir
öğretmen hem toplantı salonunda hem de toplantının yapıldığı binanın önündeki
bahçede şiddete uğradı.
Ancak bu olay, Afyon Valiliği “Halk Günü” haberini
yapan ne Habertürk ve Sabah gazetelerinde yer aldı ne de irili ufaklı diğer ulusal
ya da yerel haber sitelerinde. Ne basın gördü öğretmene yapılan bu şiddeti, ne de
haberleri birçok mecraya servis edilen Afyon Valisi Gökmen Çiçek.
Sanki böyle
bir olay hiç yaşanmamıştı. Oysa olay, aynı gün Adliyeye taşınmıştı.
Olay Savcılıkta…
Savcılık soruşturma dosyalarına yansıyan bilgilere göre, Hamza Dede adlı
fizik öğretmeni, yaklaşık 4 buçuk yıldır uğradığı sistematik mobbingi doğrudan
Vali Gökmen Çiçek’e anlatmak üzere toplantıya katılmıştı o gün. Çünkü okul
idaresinden Afyon İl Milli Eğitim Müdürlüğüne dek uğradığı sistematik mobbing
yetmezmiş gibi bir de il dışına sürgün edilmiş ve ailesi bölünmüştü.
Daha önce defalarca Validen randevu talep etmesine rağmen, bu talepleri karşılıksız kalmıştı ve kendisine randevu verilmemişti. O da yaşadığı sorunları “Halk Günü”nde dile getirmeye karar vermişti.
Lakin söz almasının üzerinden birkaç dakika bile geçmeden, o kısacık sürede daha derdini dahi anlatmaya fırsat bulamadan; Vali Çiçek, öğretmeni dinlemek yerine, başından savarcasına masadan kalkıp salondan çıkmaya yönelirken; başta Valinin koruması olmak üzere, durumdan vazife çıkaran bir grup Valilik görevlisinin zor kullanımıyla karşılaşmıştı Hamza Dede. Tabiri caizse kaşla göz arasında yaka paça önce toplantı salonunun dışına, sonra da bahçeye çıkarılmıştı.
Bunlar, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın ve Afyonkarahisar İl İnsan Hakları Komisyonunun bazı yetkililerinin gözleri önünde gerçekleşiyordu ve hiçbiri de engel olmaya çalışmıyordu. Hamza Dede’ye müdahale eden valinin koruması ve diğer işgüderler ise ağız birliği yapmışçasına, onun Valiye “Beni dinleyeceksin lan!” diyerek hakaret ettiğini söylüyorlardı.
Oysa Hamza Dede’nin uğradığı mobbing nedeniyle itham ettiği ve itirazlarının hedefinde olan Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın bile onun, valiye “lan” dediğine ilişkin tek bir kelime etmiyor, hatta imada bile bulunmuyordu. Ama valinin adamları işlerini biliyorlardı: Israrla “Valiye, “beni dinleyeceksin lan” dedi!” diyorlardı.
Valilik Önünde Şiddet
Hamza Dede, sadece toplantı salonunun dışına ve bahçeye çıkarılmakla da kalmamıştı. Valinin korumaları ve Valilikteki Emniyet güçleri yetmezmiş gibi bir de polis ekibi çağrılmıştı. Toplantı salonunda başlayan zor kullanımı ve darp bahçede şiddete dönüşmüştü. Hem de Valilik bahçesinde bulunan ve o sırada yoldan geçen herkesin gözü önünde…
Şiddetin ilk işaret fişeği, iddialara göre Afyonkarahisar Emniyet Müdürü Ali Temiz olduğu söylenen kişinin, onca polis arasında “Ben öğretmenim” diye bağırarak çevredekilere sesini duyurmaya çalışan Fizik Öğretmeni Hamza Dede’nin yüzünde patlayan yumruğuydu. Ardı sıra yükselen “yatırın bunu yere” talimatı… Gerisi kolaydı artık.
Talimat üzre Fizik Öğretmeni Hamza Dede’yi yere yatıran polislerin bir kısmı ters kelepçe vurmaya çalışırken bir kısmı da ayaklarıyla kafasına ve boynuna basmışlardı. Bunlar olurken, tanık olduklarına daha fazla dayanamayan bir kadın “Ne yapıyorsunuz siz?” diyerek bağırmaya başlamıştı. Elbette kısa zamanda susturulmuştu.
Emniyette Öğretmene Dayak
İlgili Emniyet birimince hazırlanan ve Savcılığa sunulan “Tutanak”ta, ters kelepçe vurularak gözaltına alınan Hamza Dede’yi etkisiz hale getirmek ve sakinleşmesini sağlamak için “yeteri kadar zor kullanıldığı” itiraf ediliyordu. Ancak ne Hamza Dede’nin yüzüne atılan yumruktan ve o yumruğu kimin attığından bahsediliyordu ne de boynuna ve kafasına ayakkabılarıyla basanlardan, ona vuranlardan… Keza bu “yeteri kadar zor”un kapsamında hangi darp ve şiddet unsurlarının kullanıldığından ve bunları hangi polislerin uyguladığından da söz edilmiyordu. Yoksa yumruk, tokat, tekme, ayakaltına alıp çiğneme; şiddet ve darptan sayılmayan, “yeteri kadar zor kullanma” kapsamına girmeyen sevgi ve şefkat unsurları mıydı?
Yalnızca bu da değil. Aynı zamanda gözaltına alınıp Emniyet’e getirilen Hamza Dede’ye, kamerasız bir odada dayak atılmasından da hiçbir emare yoktu “Tutanak”ta… Savcılık dosyasında yer alan belgelerdeki iddialara göre, Hamza Dede’yi kamerasız odada döven kişi Asayiş Şube Müdürü Tayyar Arıkan’dı.
Kameraların Gözleri Yoktu
Savcılık dosyasındaki evraklarda yer alan bilgilere göre, Hamza Dede, kendisine yapılanların Valilik ve çevresindeki kameralar önünde gerçekleştiğini söylüyor ve bu kamera kayıtlarının incelenmesini, orada yaşananlara itiraz eden kadının tespit edilmesini istiyordu.
Bunun üzerine Savcılık Valilikten kamera kayıtlarını istemişti. Elbette gelen yanıt sürpriz değildi: Kameralar bir gün öncesinden yani 17 Ocak 2022 Pazartesi sabahından başlayarak, olay saati de dâhil olmak üzere 18 Ocak 2022 itibariyle arızalıydı! Hiçbir görüntü yoktu! Bir de buna ilişkin, “İnanmazsanız belgesi burada!” dercesine, altında beş altı kişinin imzası olan, ancak üzerinde resmi hiçbir evrak kayıt numarası, mühür ve kaşe olmayan bir tutanakla karşılık verilmişti Savcılığın talebine…
Valilik çevresindeki mobese kameralarının görüntü kayıtlarına dair ise Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü dâhil hiçbir ilgili ve yetkili birimden ve kişiden ses seda yoktu. Yoksa onlarda mı arızalıydı?
Elbette yalnızca kamera görüntü kayıtlarından değil… Valilik önünde Hamza Dede’ye yapılan şiddete karşı bağıran kadından da ses yoktur. Kadın bulunamadığından değil. Aksine polis ekipleri kadını hemen bulmuşlardır. Hatta Hamza Dede’den kısa bir süre sonra onu da aynı Emniyete getirmişlerdir. Ancak tüm bunlara rağmen, olayla ilgili olarak Emniyette hazırlanan tutanaklarda ve Savcılık soruşturma dosyasında kadınla ve kadının ifadesiyle ilgili hiçbir kayıta rastlanmamıştır. Sanki kadın Emniyete getirildikten sonra buharlaşmıştır.
Peki; Afyon Valiliği önünde Fizik Öğretmeni Hamza Dede’ye yapılan şiddet olayın tanıklarından birisi olan bu kadın kimdir? Bu kadına ne oldu? Emniyette başına ne geldi? Peki, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan toplantıda lafzi ve kitabi sözlerle ahkam kesen, şiddete karşı olduğundan dem vuran Vali Gökmen Çiçek, bu görgü tanığı kadına ne olduğunu, başına neler geldiğini bilmiyor olabilir mi?
Vali Köpekleri Sever. Peki; Ya Öğretmenleri…?
Ne de olsa Vali Gökmen Çiçek, köpekleri severdi. Kısa bir süre önce, Afyonkarahisar’da, minibüsün altında kalmaktan kurtulduktan sonra bir kişinin saldırısına uğrayan köpeğe sahip çıktığına ilişkin haberlerle gündeme getirilen Vali Gökmen Çiçek. "İnsanlıkla asla bağdaşmayan bu davranışın cezasız kalmaması için adli ve idari süreç başlatılmıştır” demişti.
Ne var ki aynı Vali Gökmen Çiçek, kendisi daha toplantı salonundan dışarı çıkmaya çalışırken, korumasının da içerisinde bulunduğu bir grup Valilik görevlisi tarafından Fizik Öğretmeni Hamza Dede’ye yönelik gerçekleştirilen zor kullanımı ve darp karşısında ne insanlığı anımsadı ne de herhangi bir adli ve idari süreç başlattı.
Hatta Valilik bahçesinde, oradaki herkesin ve kameraların önünde öğretmene uygulanan şiddet karşısında “gık”ını bile çıkarmadı. Galiba Vali Gökmen Çiçek’e göre, öğretmene uygulanan şiddet “insanlıkla asla bağdaşma”yacak türden bir şiddet değildi. Yani öğretmen bu şiddete müstahaktı! Ne “insanlık”tan söz etmeye gerek vardı, ne de adli ve idari süreçler başlatmaktan…
Anlaşılan oydu ki Vali Gökmen Çiçek açısından insanlık da idari ve adli soruşturmalar da köpekler ve onlara yapılanlar için geçerliydi. İtiraz eden, hak arayan öğretmen ve öğretmenlere şiddet uygulayanlar için değil…
Sözün özü; yaşanan olaylar, kişiler ve söylenenler bazında değerlendirildiğinde, Türkiye’de ve Afyon’da bazı öğretmenler, ne yazık ki bir köpeğin onda biri kadar bile değerli değildir bazı idareciler ve yetkililer için…
Tam da bundan dolayıdır ki Valilik içinde ve
önünde darp edilen, şiddete maruz kalan, Emniyette dövülen öğretmene ilişkin
tek bir sözcük çıkmamıştır MEB ‘Bakan’ı Mahmut Özer’in ağzından… Tıpkı tarikat,
cemaat ve diyanet yurtlarında taciz ve tecavüze uğrayan çocukları duyduklarında
sustukları gibi...
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Öğretmen
Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Güncel ve Düşünsel; http://atalaygirgin.blogspot.com
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Öğretmen
Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Güncel ve Düşünsel; http://atalaygirgin.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder