05 Eylül 2021

Kararname ‘Bakan’ı: Tüm Önlemleri Aldık!

 

Kararname ‘Bakan’ı: Tüm Önlemleri Aldık!

Atalay Girgin*

Biliyorsunuz. Elbette yalnızca sizler değil, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerinden TBMM Başkanına, muhalefet parti ve liderlerinden milletvekillerine dek başka birileri de biliyor.

Anayasanın amir hükmüne rağmen ve bunun vecibelerini yerine getirmediği için, şu ana kadar ‘bakan’ sıfatıyla altığı kararlar, gerçekleştirdiği atamalar, attığı imzalar, söylediği sözler, velhasıl yaptığı tüm iş ve işlemler, hukuken tartışmalı ve kadük olmak bir yana, yok hükmünde olan biri oturuyor, Milli Eğitim Bakanlığı’nın başında.

MEB’in ‘bakan’ koltuğunda arz-ı endam eyleyişinin tek dayanağı, tek seçicinin altına imza attığı ve Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararname… Lakin öyle sıradan bir kararname değil. Bir kararnamenin Anayasadan bile üstün olduğunu cümle âleme ilan eden bir kararname…

İşte yalnızca böylesi bir kararnameyle ‘bakan’ statüsüne yükseltilen ve o andan itibaren kendisine Milli Eğitim ‘Bakan’ı sıfatı bahşedilen Mahmut Özer, geçtiğimiz günlerde şöyle dedi: Okullarda alınması gereken tüm önlemleri aldık.

‘Bakan’ın Sözünün Ömrü

Kararname ‘bakan’ı Mahmut Özer, “tüm önlemleri aldık” sözünü telaffuz etmeden önce, bazı okullar “40+40=80” dakikalık “blok ders” planlamasını yapmıştı bile. Diğer önlemlerin içler acısı halini ise saymaya gerek yoktu. Bunu okullara ilişkin gelen bazı bilgilere dayanarak, “MEB’de COVİD-19’a Milli ve Yerli Çözüm1 başlıklı yazıyla gündeme getirmiştik.

Ancak, Mahmut Özer’in kendisine bahşedilen Milli Eğitim ‘Bakan’ı sıfatıyla televizyon ekranlarından yansıyan “Okullarda alınması gereken tüm önlemleri aldık” sözü sonrası kaleme alınan bir yazı, bu sözün “En kısa ömürlü yalan” olduğunu bildiriyordu bizlere.

Kararname ‘bakan’ı Özer’in, yaptığı işler gibi, söylediği sözlerin de hukuken tartışmalı olmaktan öte, yok hükmünde olduğunu biliyorduk. Ama aynı zamanda yalan, yani gerçeğe aykırı beyan niteliği taşıyabileceğini bilmiyorduk. Hele de bunu ekranları başında kendisini izleyen ve aralarında öğretmen, veli ve öğrencinin de olduğu milyonlarca kişi karşısında telaffuz edebileceğini hiç bilmiyorduk.

Ünal Özmen’in BirGün Gazetesi’nde yayımlanan yazısından öğrendik ki Mahmut Özer’in “Tüm önlemleri aldık” sözünün ömrü, bir kar tanesinin çöl sıcağındaki ömründen daha kısaymış. Özmen, söz konusu yazısında aynen şöyle diyordu: “En kısa ömürlü yalan: Tüm önlemleri aldık!

Eğitim Bakanı Mahmut Özer "Okullarda alınması gereken tüm önlemleri aldık." dedikten sonra üç okul müdürünü aradım:

Biri (lise) "Bin 600 öğrencimiz var, bin maskemiz… Sınıf mevcut ortalaması 42..."

İkincisi (ilkokul) "Ankara Büyükşehir Belediyesinden gelen bir koli temizlik malzemesi var. Henüz Milli Eğitimden bir şey gelmedi."

Üçüncüsü (Ortaokul) "Maske ve hijyen malzemelerini velilere aldıracağım. 140'ı Suriyeli bin öğrencim var, sınıf ortalaması 30. Süreci bir müdür yardımcısı ile yürüteceğim. Okulda hizmetli yok!”2

İşe bakın! Milli Eğitim’e bağlı okul müdürleri bile kararname ‘bakan’ı Mahmut Özer’i, yani en üst amirlerini, neredeyse anı anına yalanlıyordu. Yalnızca bu da değil…

“Hani Okullar Hazırdı!”

Cumhuriyet Gazetesi’nin eğitimci köşe yazarı Şahin Aybek, Ünal Özmen’in yazısından saatler sonra, bir takipçisinden gelen mesajı “Hani Okullar Hazırdı!” sözüyle paylaşıyordu.

Kısa sürede binlerce beğeni ve yeniden paylaşıma konu olan bu mesaja, öğretmen ve velilerden yüzlerce yorum yapılıyordu. Ve ne yazık ki bunların büyük çoğunluğu “Okullarda alınması gereken tüm önlemleri aldık” diyen Mahmut Özer’i yalanlamaya devam ediyordu.

Bunlar okulların sağlık koşullarına uygun bir biçimde eğitim-öğretime hazırlanmasına ve okullarda öğrenci ve öğretmenlerin salgında korunmasına ilişkindi. Ve gerekli önlemler bir yana, alındı denilen önlemlerin bile alınmadığını ortaya koyuyordu.

Lakin bir de okulların yalnızca açılmasına değil, açıldıktan sonra da bunun sürekliliğini sağlamaya dönük bir başka boyutu vardı. Başta Mahmut Özer olmak üzere, hiçbir MEB yetkilisinin değinmediği boyutu…

Bir Hafta Önce Gelen Öneri

Buna ilişkin, aynı zamanda uyarı niteliği de taşıyan öneri Prof. Dr. İrfan Erdoğan’dan gelmişti. Eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı da olan eğitim bilimci Erdoğan, Mahmut Özer’in “Okullarda alınması gereken tüm önlemleri aldık” diyen sözlerinden yaklaşık bir hafta önce bir paylaşımda bulunmuştu.

Bu paylaşımında “Okullar eskisi gibi açılmamalıdır” uyarısında bulunan Erdoğan, ardı sıra “Öncelikle dönemin süresi azaltılarak açılmalıdır. Aynı şekilde haftalık ders günü, günlük ders saatleri, programdaki dersler azaltılmalıdır. Okullar bu kararlar alınarak açılmalıdır.” diyerek kısa ve öz bir biçimde önerilerini sıraladıktan sonra sözlerini şöyle bitirmişti: Yeni dönem gerçekten yeni olmalıdır.3

Erdoğan’ın “Yeni dönem gerçekten yeni olmalıdır”la biten sözlerini MEB koridorlarında birileri okudu mu, okuyup da birilerine anlattı mı bilmiyorum. Ama 6 Eylül’de okulların, bu önerilerin esamisi bile okunmadan açılacağını biliyorum. Tıpkı alındığı söylenen önlemlerin birçoğunun yerinde yeller estiğini bildiğim gibi…

Ziller Kimin İçin Çalıyor?

O halde soralım: 80 dakikalık “blok ders”ler, mevcutları 30’dan 70’e kadar çıktığı söylenen sınıflarla açılan okullarda ziller, acaba neye çalacak? Yeniden ve hızla yükselen bir salgın dalgasına mı? Bu salgın dalgası eşliğinde yarı açık yarı kapalı okullar dönemine mi? Salgın dalgasıyla birlikte gelebilecek öğretmen ve öğrenci ölümlerine mi?

Dahası; bu ziller kimin için çalacak? Anayasal anlamda herhangi bir hükmü olmayan kararname ‘bakan’ı Mahmut Özer için mi? Yoksa şimdilik meçhul ve müstakbel halefini bildirmek için mi?

“Erken bir soru” mu, dediniz? Yanılıyorsunuz. Gözlerinizin önünde olup bitenlere ilişkin hiçbir soru için erken değildir. Hele de neredeyse tam 11 ay önce yazılan, “Bu operasyon Mahmut Özer’i bakan yapma operasyonudur” sözleri ayniyle vaki doğrulanmışken… Ve bu operasyon üssünün adresi de artık açığa çıkmış ve açık seçik biliniyorken… Ne soru erkendir ne de olası sonuçları…

O halde bir kez daha soralım: Ziller kimin için çalıyor?


* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”,  Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com 

1MEB’de COVİD-19’a Milli ve Yerli Çözüm” başlıklı yazı: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/3568/mebde-covid19a-milliyerli-cozum

Hiç yorum yok: