Kararname
‘Bakan’ı: Tüm Önlemleri Aldık!
Atalay
Girgin*
Biliyorsunuz. Elbette yalnızca sizler değil, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerinden TBMM Başkanına, muhalefet parti ve liderlerinden milletvekillerine dek başka birileri de biliyor.
Anayasanın amir hükmüne rağmen ve bunun vecibelerini yerine
getirmediği için, şu ana kadar ‘bakan’ sıfatıyla altığı kararlar,
gerçekleştirdiği atamalar, attığı imzalar, söylediği sözler, velhasıl yaptığı
tüm iş ve işlemler, hukuken tartışmalı ve kadük olmak bir yana, yok hükmünde
olan biri oturuyor, Milli Eğitim Bakanlığı’nın başında.
MEB’in ‘bakan’ koltuğunda arz-ı endam eyleyişinin tek dayanağı,
tek seçicinin altına imza attığı ve Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararname…
Lakin öyle sıradan bir kararname değil. Bir kararnamenin Anayasadan bile üstün
olduğunu cümle âleme ilan eden bir kararname…
İşte yalnızca böylesi bir kararnameyle ‘bakan’ statüsüne
yükseltilen ve o andan itibaren kendisine Milli Eğitim ‘Bakan’ı sıfatı
bahşedilen Mahmut Özer, geçtiğimiz günlerde şöyle dedi: Okullarda alınması
gereken tüm önlemleri aldık.
‘Bakan’ın Sözünün Ömrü
Kararname
‘bakan’ı Mahmut Özer, “tüm önlemleri aldık” sözünü telaffuz etmeden önce, bazı
okullar “40+40=80” dakikalık “blok ders” planlamasını yapmıştı bile. Diğer
önlemlerin içler acısı halini ise saymaya gerek yoktu. Bunu okullara ilişkin
gelen bazı bilgilere dayanarak, “MEB’de COVİD-19’a Milli ve Yerli Çözüm”1 başlıklı yazıyla gündeme getirmiştik.
Ancak,
Mahmut Özer’in kendisine bahşedilen Milli Eğitim ‘Bakan’ı sıfatıyla televizyon
ekranlarından yansıyan “Okullarda alınması gereken
tüm önlemleri aldık” sözü sonrası kaleme alınan bir yazı, bu sözün “En
kısa ömürlü yalan” olduğunu bildiriyordu bizlere.
Kararname
‘bakan’ı Özer’in, yaptığı işler gibi, söylediği sözlerin de hukuken tartışmalı olmaktan
öte, yok hükmünde olduğunu biliyorduk. Ama aynı zamanda yalan, yani gerçeğe
aykırı beyan niteliği taşıyabileceğini bilmiyorduk. Hele de bunu ekranları
başında kendisini izleyen ve aralarında öğretmen, veli ve öğrencinin de olduğu
milyonlarca kişi karşısında telaffuz edebileceğini hiç bilmiyorduk.
Ünal
Özmen’in BirGün Gazetesi’nde yayımlanan yazısından öğrendik ki Mahmut Özer’in “Tüm
önlemleri aldık” sözünün ömrü, bir kar tanesinin çöl sıcağındaki ömründen daha
kısaymış. Özmen, söz konusu yazısında aynen şöyle diyordu: “En kısa ömürlü yalan: Tüm önlemleri aldık!
Eğitim Bakanı Mahmut Özer
"Okullarda alınması gereken tüm önlemleri aldık." dedikten sonra üç
okul müdürünü aradım:
Biri (lise) "Bin 600 öğrencimiz
var, bin maskemiz… Sınıf mevcut ortalaması 42..."
İkincisi (ilkokul) "Ankara
Büyükşehir Belediyesinden gelen bir koli temizlik malzemesi var. Henüz Milli
Eğitimden bir şey gelmedi."
Üçüncüsü (Ortaokul) "Maske ve
hijyen malzemelerini velilere aldıracağım. 140'ı Suriyeli bin öğrencim var,
sınıf ortalaması 30. Süreci bir müdür yardımcısı ile yürüteceğim. Okulda
hizmetli yok!”2
İşe bakın! Milli Eğitim’e bağlı okul
müdürleri bile kararname ‘bakan’ı Mahmut Özer’i, yani en üst amirlerini, neredeyse
anı anına yalanlıyordu. Yalnızca bu da değil…
“Hani Okullar Hazırdı!”
Cumhuriyet
Gazetesi’nin eğitimci köşe yazarı Şahin Aybek, Ünal Özmen’in yazısından saatler
sonra, bir takipçisinden gelen mesajı “Hani Okullar Hazırdı!” sözüyle
paylaşıyordu.
Kısa
sürede binlerce beğeni ve yeniden paylaşıma konu olan bu mesaja, öğretmen ve
velilerden yüzlerce yorum yapılıyordu. Ve ne yazık ki bunların büyük çoğunluğu “Okullarda
alınması gereken tüm önlemleri aldık” diyen Mahmut Özer’i yalanlamaya devam
ediyordu.
Bunlar
okulların sağlık koşullarına uygun bir biçimde eğitim-öğretime hazırlanmasına ve
okullarda öğrenci ve öğretmenlerin salgında korunmasına ilişkindi. Ve gerekli
önlemler bir yana, alındı denilen önlemlerin bile alınmadığını ortaya
koyuyordu.
Lakin
bir de okulların yalnızca açılmasına değil, açıldıktan sonra da bunun sürekliliğini
sağlamaya dönük bir başka boyutu vardı. Başta Mahmut Özer olmak üzere, hiçbir
MEB yetkilisinin değinmediği boyutu…
Bir Hafta Önce Gelen Öneri
Buna
ilişkin, aynı zamanda uyarı niteliği de taşıyan öneri Prof. Dr. İrfan Erdoğan’dan
gelmişti. Eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı da olan eğitim bilimci Erdoğan,
Mahmut Özer’in “Okullarda alınması gereken tüm önlemleri aldık” diyen
sözlerinden yaklaşık bir hafta önce bir paylaşımda bulunmuştu.
Bu
paylaşımında “Okullar eskisi gibi açılmamalıdır” uyarısında bulunan Erdoğan,
ardı sıra “Öncelikle dönemin süresi azaltılarak açılmalıdır. Aynı şekilde
haftalık ders günü, günlük ders saatleri, programdaki dersler azaltılmalıdır.
Okullar bu kararlar alınarak açılmalıdır.” diyerek kısa ve öz bir biçimde
önerilerini sıraladıktan sonra sözlerini şöyle bitirmişti: Yeni dönem gerçekten
yeni olmalıdır.3
Erdoğan’ın
“Yeni dönem gerçekten yeni olmalıdır”la biten sözlerini MEB koridorlarında
birileri okudu mu, okuyup da birilerine anlattı mı bilmiyorum. Ama 6 Eylül’de okulların,
bu önerilerin esamisi bile okunmadan açılacağını biliyorum. Tıpkı alındığı
söylenen önlemlerin birçoğunun yerinde yeller estiğini bildiğim gibi…
Ziller Kimin İçin Çalıyor?
O
halde soralım: 80 dakikalık “blok ders”ler, mevcutları 30’dan 70’e kadar
çıktığı söylenen sınıflarla açılan okullarda ziller, acaba neye çalacak?
Yeniden ve hızla yükselen bir salgın dalgasına mı? Bu salgın dalgası eşliğinde
yarı açık yarı kapalı okullar dönemine mi? Salgın dalgasıyla birlikte
gelebilecek öğretmen ve öğrenci ölümlerine mi?
Dahası;
bu ziller kimin için çalacak? Anayasal anlamda herhangi bir hükmü olmayan
kararname ‘bakan’ı Mahmut Özer için mi? Yoksa şimdilik meçhul ve müstakbel
halefini bildirmek için mi?
“Erken
bir soru” mu, dediniz? Yanılıyorsunuz. Gözlerinizin önünde olup bitenlere
ilişkin hiçbir soru için erken değildir. Hele de neredeyse tam 11 ay önce yazılan,
“Bu operasyon Mahmut Özer’i bakan yapma operasyonudur” sözleri ayniyle vaki
doğrulanmışken… Ve bu operasyon üssünün adresi de artık açığa çıkmış ve açık
seçik biliniyorken… Ne soru erkendir ne de olası sonuçları…
O halde bir kez daha soralım: Ziller kimin için çalıyor?
* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
1 “MEB’de COVİD-19’a Milli ve Yerli Çözüm”
başlıklı yazı: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/3568/mebde-covid19a-milliyerli-cozum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder