MEB’in
640 Milyon Euro’su Nerede? Kimlerin “Özel Hesaplar”ında?
Atalay
Girgin*
Kime soralım başlıktaki soruyu? Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturtulmuş Ziya Selçuk’a mı? MEB Holding’in meçhul ve ortalıkta görünmeyen, en yetkili CEO’suna mı?
Yoksa
MEB’de bakan değişikliği ihtimalinden söz edilir edilmez etekleri tutuşan,
karalar bağlayan ve kontrolleri altında olduğu iddia edilen internet haber siteleri
üzerinden, vakit yitirmeden ‘sevilen bakan’ algısı yaratmaya çalışan Bakanlık
Merkez Teşkilatındaki rant çetelerine mi?
Ziya Selçuk, “nöbet değişimi” kılıfıyla görevden azledilir ya da son zamanların revaçta deyişiyle, eğer “affedilir”se, muhtemeldir ki bu çeteler üç gün yas tutarlar. Ama sonra da onu unuturlar. Yenisinin önünde ya da ardında vecd içinde secdeye dururlar! Ne de olsa mal canın yongası! Ne de olsa para tatlı ve sıcak! Hele de Euro’ysa…
Yeri
gelmişken belirtip geçeyim: Elbette görevden azledilme ya da affedilme seçenekleri
Ziya Selçuk için bir ceza değildir. Aksine, bakanlıktan istifa etme cesareti
gösteremeyen Milli Eğitim Bakanı için bir kurtuluştur. Çünkü O, azat edilmeyi
bekliyor! Hele de Berat Albayrak’ın başına gelenleri öğrendikten sonra… Bilin
ki bu haberi aldığı gün, basının ve kamuoyunun önünde değilse bile (Çünkü bunu
yapamaz!!!), kapalı kapılar ardında derin bir “Ohh!” çekerek, belki de sevinç
gözyaşları içinde en yakınlarına sarılarak, “Nihayet kurtuldum!” diyecektir, “Kurtuldum!”
Ancak
hâlâ kurtulamadığı ve kâğıt üzerinde de olsa resmiyette Milli Eğitim Bakanı
sıfatını taşıdığı için bazı soruların zorunlu muhatabı olmaktadır. CHP Adana
Milletvekili Orhan Sümer’in TBMM Başkanlığı’na sunduğu “Soru Önergesi”ndeki sorular
da bunlara dâhildir.
“Soru Önergesi”nin Dayanağı
Milletvekili
Orhan Sümer’in “Soru Önergesi”nin dayanağı “Sayıştay Raporu”dur. Yani, Ziya
Selçuk’un TBMM Bütçe Komisyonu’ndaki konuşmasında,”detaylı bir şekilde
incelenmektedir” dediği ve incelendiğini beyan ettiği “Sayıştay Raporu”na.
İşte
bu rapora dayanarak Milletvekili Orhan Sümer “Soru Önergesi”nde şöyle der:
Sayıştay Raporuna göre; Avrupa Birliği ile birlikte yürütülen uluslararası
fonlardan sağlanan kaynağın bütçe büyüklüğü 1 milyar 150 bin Euro olup 2019 yılsonu
itibariyle 510 milyon Euro harcama gerçekleştirilmiştir.
Milletvekili
Sümer’in sözlerinin ardından biz devam edelim: Bu hesaba göre, söz konusu bütçe
büyüklüğünden geriye 640 milyon Euro kalmış olması gerek. En azından
matematiksel olarak böyle… Ancak MEB hesaplarında, muhasebeleştirme sistemi
içerisinde olması gereken bu bakiyeyi Sayıştay denetçileri bulamaz!
Bulamadıkları için de Sayıştay Raporu’nda bunun nerede olduğunu belirtemezler.
Ne kasadadır ne de MEB’in muhasebe tarafından açılan banka hesaplarında…
640 Milyon Euro Uçtu Mu?
Peki;
MEB muhasebe kayıtlarında ve
hesaplarında bulunamayan bu 640 milyon Euro nerededir? 640 milyon Euro kendiliğinden
buhar mı oldu? Kanatlanıp uçtu mu? Yoksa yetkisiz birilerinin kullanımına ve
tasarrufuna mı terk edildi? Yani davul malum birilerinin boynuna asılıp tokmak
başka birilerinin eline mi verildi?
İşte
burada “Sayıştay Raporu”nda yer alan iki cümlelik paragrafı anımsamak
gerekiyor. Bu paragrafta diyor ki “Bakanlık bütçesi ile ilişkilendirilmeksizin
bankalarda açılan özel hesaplarda yönetilen, çeşitli kaynaklardan elde edilen
gelirler ile bu gelirlerden yapılan harcamalar bulunmaktadır. Bu hesapların
sayısına, türlerine ve büyüklüklerine ilişkin veri bulunmamaktadır”.
Soruların Muhatabı Ziya Selçuk Değildir!
Milletvekili Orhan Sümer, “Soru Önergesi”ndeki sorularını resmiyette “Bakan” sıfatını taşıdığı için Ziya Selçuk’a yöneltmişti. Ancak ben O’na yöneltmiyorum sorularımı. Çünkü bundan öncekilerde olduğu gibi, bu sorulara da yanıt verebileceğini düşünmüyorum***. Verebileceği yanıtın doğruluğu yanlışlığı bir yana, yanıt için kendisine icazet verilip verilmeyeceği bile şüphelidir.
Bundan dolayıdır ki sorularımın tek muhatabı MEB Holding’in meçhul ve görünmeyen CEO’sudur. Onun sevk ve idaresi altında, kendilerine lütfedilmiş olan sıfat, statü ve makamların ardına sığınarak, kendilerini bir halt sanan hiçbir kişiye ve çemişe de değildir.
Eyy okur! Boşuna “MEB’de Ahlaki Çürüme”den ve MEB merkez teşkilatının çetelerin elinde olduğundan söz etmiyorum! Peki; böylesi bir kurumda birileri için “Eğer ucunda rant yoksa, dertler sıralamasında bir dert olabilir mi eğitim?” Ama neylersiniz ki Türkiye’de eğitim ve çocuklar işte bunlara emanet! Peki; ya bu zevatlar, ilineğin de ilineği olmakta ve ilinekleşmekte sınır tanımayan bu çemişler kime emanet?
****
NOT: “Her olayın öncesi ve sonrası vardır” diyerek, “Diyarbakır Öğretmenevi Skandalı Patlamadan Önce…”1 başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Şimdi sıra, hem de yakında, “Diyarbakır Öğretmenevi Skandalı”nın sonrasında…
Bekleyin
efendim! Kim bilir? Sezen Aksu’nun seslendirdiği, Kemal Burkay’ın yazdığı ünlü şiirin dizelerinde ve şarkının sözlerinde olduğu
gibi, “Belki şehre bir film gelir…” Belki de bir film gelmese bile kimler
gelir, kimler gider ve neler olur, neler biter… Kim bilir ki… Belki yalnızca Mualla
gelir belki de “Ohh ne ala Mualla…” Hangisini istersiniz? Ala mı olsun? Yoksa Mualla mı?
* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
** Merak edenler İçin… Bu “MEB Holding Soruları”nda
ayrıntılı olarak sorulmuştu: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2632/meb-holding-sorulari
*** “MEB’de Karanlık Hesaplara Kim ZİYA Olacak?” https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2623/mebde-karanlik-ve-mechul-hesaplara-kim-ziya-olacak
1 “Diyarbakır Öğretmenevi Skandalı Patlamadan Önce…” https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2722/diyarbakir-ogretmenevi-skandali-patlamadan-once
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder