Öğretmenevi
Müdürü Kimlere Şantaj Tuzağı Kurdu?
Atalay
Girgin*
“250 Milyonluk Yolsuzluk” iddiasıyla Türkiye’nin gündemine düşen Diyarbakır Öğretmenevi skandalında gün geçtikçe yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Öğretmenevi müdürünün bazı kişilere kurduğu ve odalara yerleştirdiği gizli kamerayla kaydettiği iddia edilen “özel” görüntüler de bunlardan en yenisi.
Mahkeme
safahatına geçmesiyle birlikte Diyarbakır özelinde yakından izlenen Öğretmenevi yolsuzluk davasına ilişkin
gelişmeler “Tigris Haber1” ve “Meopatamya
Ajansı 272” tarafından sıcağı sıcağına haberleştirilerek
okurlarına aktarıldı. Haberin ayrıntılarını merak edenler ilgili linklerden
bunlara ulaşabilirler.
Ancak
başlıkta yer alan Öğretmen evi müdürünce kurulduğu iddia edilen “şantaj tuzağı”
bunlardan hiçbirinde yer almadı. Bu yeni ve “özel” iddiayı aşağıda aktaracağım.
Önce Gelişmelere İlişkin Kısa Özet
“Mezepotamya
Ajansı”nın ve “Tigris Haber’den Noşin Öncel’in yazdıklarına göre; Diyarbakır Öğretmenevi
yolsuzluk soruşturmasında, Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianame
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
Bir Numaralı Sanık
Aralarında
bir profesörün ve ünlü iş insanlarının da bulunduğu 26 sanıklı davanın,
iddianameye göre, bir numaralı sanığı ise zamanın hem Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı hem de
Öğretmenevi Müdürü olan Yunus Memiş.
Memiş, 1 Kasım 2015 tarihinde yenilen genel seçimlerde AKP tarafından Diyarbakır’da 3’üncü sırada milletvekili adayı da gösterilmişti. Ancak partililer tarafından onun yerine yanlışlıkla kendisi ile aynı isim ve soy ismi taşıyıp, engelli kontenjanından adaylık başvurusunda bulunan bir yakınının dosyası YSK’ye gönderildi. Yanlışlık düzeltilip, evrakları YSK’ye gönderilen Memiş’in başvurusu hukuksal sorunlar nedeniyle reddedilmişti.
Toplam 408 Yıl
Ceza
Tigris
Haber’den Noşin Öncel’in yazdıklarına göre, Savcılık, ‘Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının İhalesine fesat karıştırma, Zimmet, Rüşvet almak, görevi kötüye
kullanma, kamu görevlisinin resmi ve özel belgede sahteciliği, kamu kurum ve
kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, kişiler arasındaki aleni olmayan
konuşmaları kaydetmek ve yayınlamak, malvarlığı değerlerinin gayrimeşru
kaynağını gizlemek ve 3628 sayılı kanuna muhalefet ettikleri’ suçlarından 26
şüphelinin toplam 408 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti.
İşte Şantaj Tuzağı
Öğretmenevi
Müdürü olmanın yanı sıra zamanın Diyarbakır Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Başkanı
da olan Yunus Memiş, iddialara göre, bazı kişilere, odalara yerleştirdiği
kameralarla “özel” görüntülerini kaydettiği bir şantaj tuzağı kurdu.
Yerel
kaynaklardan alınan bilgilere göre, kendilerine şantaj tuzağı kurulan kişiler,
genellikle Diyarbakır ileri gelenlerinden oluşuyor ve bunlar, Yunus Memiş
tarafından Öğretmenevi’nde kamera yerleştirilmiş “Özel” odalarda misafir
ediliyordu.
Hatta
bu konuda, bir kişinin aynen şöyle dediği aktarılıyordu: Öğretmenevi
içerisindeki bazı odalara Yunus Memiş tarafından kamera yerleştirilirdi ve
Diyarbakır eşrafından önemli gördüğü kişileri burada misafir ederdi ve
kadınlarla ilişkiye girdiklerinde de onlara şantaj yapardı. Bu iş için de Milli
Eğitime bağlı öğretmenleri kullanırdı.
İddialar
oldukça vahim. Hele hele bu işler için Milli Eğitime bağlı öğretmenlerin
kullanılması ise çok daha vahim!
Şantaj Tuzağının İlk Kurbanı İl MEM
Müdürü
Şu
ana kadar hiç kimsenin, Öğretmenevi Müdürü’nün kendilerine kurduğu şantaj
tuzağıyla ilgili olarak ortaya çıkıp şikâyetçi olamadığını belirten kaynaklar,
bunun ilk kurbanının da zamanın Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü olduğunu
ileri sürüyorlardı.
Diyarbakır
eski İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan’ın Diyarbakır Öğretmenevi’nin söz
konusu “özel” odalarından birinde kaldığı sırada kaydedilen “özel”
görüntülerinin kurbanı olduğu, kendisine bunlarla şantaj yapıldığı dile
getiriliyordu.
Hasan
Aslan’dan sonra göreve getirilen, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü Feysel
Taşçıer’e de zamanın Eğitim Birsen ve Memur Sen Başkanı olan Öğretmeni Müdürü Yunus
Memiş tarafından benzer bir şantaj tuzağı kurulmak istendiğini belirten
kaynaklar, “Ancak o hiç orada kalmadığı için bu gerçekleşmedi” diyorlardı.
Ardı
sıra şu soruyu da hemen ekliyorlardı: Bu “özel” odalara yerleştirildiği iddia
edilen, kameralarla çekilip kaydedilen “özel” görüntülerin kayıtları nerede? Bu
“özel” görüntülerle kimlere şantaj yapıldı?
“Hacca Bile Böyle Gitmiştir”
Zamanın
Diyarbakır Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Başkanı Yunus Memiş hakkındaki iddialar
yalnızca Savcılık iddianamesinde belirtilenler ve bazı odalara yerleştirdiği
kameralarla kaydedilen “özel” görüntülerden ibaret değildi.
Aynı
zamanda kişisel kazanç ve menfaat temin etmek için yaptığı birçok usulsüz iş ve
işlemden söz ediliyordu. Ve ilgili kaynaklar soruşturma dosyasına atıfla Diyarbakır
Öğretmenevi eski Müdürü Yunus Memiş için aynen şöyle diyorlar: Hacca bile böyle
gitmiştir.
Boşuna Demedik!
Toplumsal çözülme ve kültürel çürümenin girdabında savrulan bir toplumda hiçbir kurum, hiçbir kuruluş bunun dışında kalamaz. Yasamadan yargı ve yürütmeye, ekonomiden eğitim ve dine dek her şey ama her şey bu çürümeden nasibini alır ve genel bataklığın bir parçası olarak kokuşmaya başlar. Hem de tepeden tırnağa dek bir an önce yerle yeksan eylenip kurutulması gereken bir bataklığa dönüşür. Aksi halde son, herkes için toplumsal bir hüsrandır!
* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece: http://atalaygirgin.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder