10 Ocak 2021

Öğretmenevi Müdürü Kimlere Şantaj Tuzağı Kurdu?

 

Öğretmenevi Müdürü Kimlere Şantaj Tuzağı Kurdu?

Atalay Girgin*

“250 Milyonluk Yolsuzluk” iddiasıyla Türkiye’nin gündemine düşen Diyarbakır Öğretmenevi skandalında gün geçtikçe yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Öğretmenevi müdürünün bazı kişilere kurduğu ve odalara yerleştirdiği gizli kamerayla kaydettiği iddia edilen “özel” görüntüler de bunlardan en yenisi.

Mahkeme safahatına geçmesiyle birlikte Diyarbakır özelinde yakından izlenen  Öğretmenevi yolsuzluk davasına ilişkin gelişmeler “Tigris Haber1” ve “Meopatamya Ajansı 272” tarafından sıcağı sıcağına haberleştirilerek okurlarına aktarıldı. Haberin ayrıntılarını merak edenler ilgili linklerden bunlara ulaşabilirler.

Ancak başlıkta yer alan Öğretmen evi müdürünce kurulduğu iddia edilen “şantaj tuzağı” bunlardan hiçbirinde yer almadı. Bu yeni ve “özel” iddiayı aşağıda aktaracağım.

Önce Gelişmelere İlişkin Kısa Özet

“Mezepotamya Ajansı”nın ve “Tigris Haber’den Noşin Öncel’in yazdıklarına göre; Diyarbakır Öğretmenevi yolsuzluk soruşturmasında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianame Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Bir Numaralı Sanık

Aralarında bir profesörün ve ünlü iş insanlarının da bulunduğu 26 sanıklı davanın, iddianameye göre, bir numaralı sanığı ise zamanın hem Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı hem de Öğretmenevi Müdürü olan Yunus Memiş.

Memiş, 1 Kasım 2015 tarihinde yenilen genel seçimlerde AKP tarafından Diyarbakır’da 3’üncü sırada milletvekili adayı da gösterilmişti. Ancak partililer tarafından onun yerine yanlışlıkla kendisi ile aynı isim ve soy ismi taşıyıp, engelli kontenjanından adaylık başvurusunda bulunan bir yakınının dosyası YSK’ye gönderildi. Yanlışlık düzeltilip, evrakları YSK’ye gönderilen Memiş’in başvurusu hukuksal sorunlar nedeniyle reddedilmişti. 

Toplam 408 Yıl Ceza

Tigris Haber’den Noşin Öncel’in yazdıklarına göre, Savcılık, ‘Kamu Kurum ve Kuruluşlarının İhalesine fesat karıştırma, Zimmet, Rüşvet almak, görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin resmi ve özel belgede sahteciliği, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetmek ve yayınlamak, malvarlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek ve 3628 sayılı kanuna muhalefet ettikleri’ suçlarından 26 şüphelinin toplam 408 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti.

İşte Şantaj Tuzağı

Öğretmenevi Müdürü olmanın yanı sıra zamanın Diyarbakır Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Başkanı da olan Yunus Memiş, iddialara göre, bazı kişilere, odalara yerleştirdiği kameralarla “özel” görüntülerini kaydettiği bir şantaj tuzağı kurdu.

Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre, kendilerine şantaj tuzağı kurulan kişiler, genellikle Diyarbakır ileri gelenlerinden oluşuyor ve bunlar, Yunus Memiş tarafından Öğretmenevi’nde kamera yerleştirilmiş “Özel” odalarda misafir ediliyordu.

Hatta bu konuda, bir kişinin aynen şöyle dediği aktarılıyordu: Öğretmenevi içerisindeki bazı odalara Yunus Memiş tarafından kamera yerleştirilirdi ve Diyarbakır eşrafından önemli gördüğü kişileri burada misafir ederdi ve kadınlarla ilişkiye girdiklerinde de onlara şantaj yapardı. Bu iş için de Milli Eğitime bağlı öğretmenleri kullanırdı.  

İddialar oldukça vahim. Hele hele bu işler için Milli Eğitime bağlı öğretmenlerin kullanılması ise çok daha vahim!

Şantaj Tuzağının İlk Kurbanı İl MEM Müdürü

Şu ana kadar hiç kimsenin, Öğretmenevi Müdürü’nün kendilerine kurduğu şantaj tuzağıyla ilgili olarak ortaya çıkıp şikâyetçi olamadığını belirten kaynaklar, bunun ilk kurbanının da zamanın Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü olduğunu ileri sürüyorlardı.

Diyarbakır eski İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan’ın Diyarbakır Öğretmenevi’nin söz konusu “özel” odalarından birinde kaldığı sırada kaydedilen “özel” görüntülerinin kurbanı olduğu, kendisine bunlarla şantaj yapıldığı dile getiriliyordu.

Hasan Aslan’dan sonra göreve getirilen, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer’e de zamanın Eğitim Birsen ve Memur Sen Başkanı olan Öğretmeni Müdürü Yunus Memiş tarafından benzer bir şantaj tuzağı kurulmak istendiğini belirten kaynaklar, “Ancak o hiç orada kalmadığı için bu gerçekleşmedi” diyorlardı.

Ardı sıra şu soruyu da hemen ekliyorlardı: Bu “özel” odalara yerleştirildiği iddia edilen, kameralarla çekilip kaydedilen “özel” görüntülerin kayıtları nerede? Bu “özel” görüntülerle kimlere şantaj yapıldı?

“Hacca Bile Böyle Gitmiştir”

Zamanın Diyarbakır Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Başkanı Yunus Memiş hakkındaki iddialar yalnızca Savcılık iddianamesinde belirtilenler ve bazı odalara yerleştirdiği kameralarla kaydedilen “özel” görüntülerden ibaret değildi.

Aynı zamanda kişisel kazanç ve menfaat temin etmek için yaptığı birçok usulsüz iş ve işlemden söz ediliyordu. Ve ilgili kaynaklar soruşturma dosyasına atıfla Diyarbakır Öğretmenevi eski Müdürü Yunus Memiş için aynen şöyle diyorlar: Hacca bile böyle gitmiştir.

Boşuna Demedik!  

Toplumsal çözülme ve kültürel çürümenin girdabında savrulan bir toplumda hiçbir kurum, hiçbir kuruluş bunun dışında kalamaz. Yasamadan yargı ve yürütmeye, ekonomiden eğitim ve dine dek her şey ama her şey bu çürümeden nasibini alır ve genel bataklığın bir parçası olarak kokuşmaya başlar. Hem de tepeden tırnağa dek bir an önce yerle yeksan eylenip kurutulması gereken bir bataklığa dönüşür. Aksi halde son, herkes için toplumsal bir hüsrandır!


* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece: http://atalaygirgin.blogspot.com

Hiç yorum yok: