Ziya
Selçuk’un Sözünün Hükmü ya da 3600
Konusunda Kim Yalan Söylüyor?
Atalay
Girgin*
Odatv’de yazmıştık: Milli
Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ağzından çıkan sözlerin, değeri ne olursa olsun,
kendisine o makamı, sıfatı, statüyü lütfedenlerin icazet patentini taşımadığı
sürece, ömrü yirmi dört saat bile değildir1.
Bu satırların üzerinden bir ay bile geçmeden, hem Ziya Selçuk hem de tüm
eğitim camiası ve Türkiye öğrendi ki bakanın ağzından çıkan bir söz, ona o
makamı ve statüyü lütfedenlerin mührü vurulmadığı sürece hükümsüzdür. Çünkü
Ziya Selçuk, o makama, bakanlık koltuğuna, herhangi bir konuda icraatta
bulunsun, başta öğretmenler olmak üzere, kendi personeline sözler versin ve
yerine getirsin diye oturtulmamıştır. Aksine kabinenin imajı açısından,
yalnızca izin verildiği kadarını yapsın ve kamuoyunda temsil görevinin gereği
olarak rolünü oynasın diye getirilmiştir.
Ancak Milli Eğitim Bakanı, beklendiği gibi, kamuoyunda ve öğretmenler
arasında gördüğü ilginin de etkisiyle, kendisine lütfedilen makam ve statünün
asıl olarak imaj için olduğunu kısa zamanda unutmuştur. Bu unutkanlık hem büyük
bir gafı hem de haddini aşmayı ortaya çıkarmıştır.
3600 Konusunda Kim Yalan Söylüyor?
Hatırlayacaksınız. Recep Tayyip Erdoğan, yani Ziya Selçuk’un “güçlü liderliği için bakanlık görevini kabul ettim” dediği Erdoğan, "16
Haziran 2018 günü Samsun Mitinginde şöyle demişti: Kardeşlerim biliyorsunuz Meclis seçimler için tatile girmeden
önce pek çok kritik düzenlemeyi hayata geçirdik. Bunun yanında polislerimizin, öğretmenlerimizin, hemşire ve din
görevlilerimizin emeklilik ek göstergelerini 3600 e çıkardık. Böylece
emekli ikramiyelerinde ve maaşlarında net yüzde 22’lik bir iyileşme sağladık2".
Yasal olarak söz ve eylemlerinden dolayı sorumsuz kabul edilen
Erdoğan yalan söylemeyeceğine göre, üstüne basa basa “öğretmenlerin (…)
emeklilik ek göstergelerini 3600’e çıkardık” demesine rağmen hala birileri
“3600’de 3600” diye sayıklamaktadır. Hadi öğretmenleri anladık. Onlar hafıza-i
beşerdir. Hafıza-i beşer de nisyan ile maluldür. Nisyan ile malul olanlar yalan
da söyler, yanlış da…
Lakin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u anlamak mümkün değildir.
Hem liderinin nerede, ne zaman, ne dediğini bilmeyerek büyük gafta bulunmakta,
hem de haddini aşarak öğretmenlere 3600’ü ikinci kez çıkarma sözü vermektedir.
Bu durumda bir liderin yapması gereken, usulüne uygun olarak had
bilmeyene haddini bildirmektir. Recep Tayyip Erdoğan da hem bakanın hem de
kabinenin lideri olarak Ziya Selçuk’u kendi sözünün üzerine oturtmuştur. Bir
liderin de yapması gereken budur. Gerisi hikayedir.
Peki; 3600 konusunda kim yalan söylüyor? Milli Eğitim Bakanı
Ziya Selçuk ve öğretmenler mi? Yoksa aylar önce 3600’ü çıkarttık diyen Recep
Tayyip Erdoğan mı?
Karar sizindir! Yanıtı siz verin lütfen!
2 https://odatv.com/andimizi-okutmayanlar-yargilanacak-mi-23111831.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder