Yüksel Arslan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yüksel Arslan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Aralık 2021

Yine Milli Eğitim! Yine Yolsuzluk!

 

Yine Milli Eğitim! Yine Yolsuzluk! Ve Yer: Yine…

Atalay Girgin*

Birçok kez yazıldı. Toplumsal çözülme ve kültürel-ahlaki çürümenin yaşandığı bir toplumda hiçbir toplumsal kurum ve kuruluş bunun dışında kalamaz.

Yasamadan yargı ve yürütmeye, dinden siyasete, ekonomiden eğitime, en tepeden en alt birimlere dek tüm toplumsal kurum ve kuruluşlar bu sürecin hem bir parçası hem de üreteni olur. Yozlaşma ve çürüme tüm bünyeyi sarar ve her bir organ kesilip atılması gereken bir kangrene dönüşür.

Aslında bu koşullarda yapılacak tek şey yeni bir toplumsal inşa için ayağa kalkmaktır. Ama bunu anlatmanın yeri şimdilik burası değildir. Bundan dolayı konuya dönelim…

Yine Milli Eğitim…

İşte tüm kurumları yerle yeksan eylenmiş Türkiye gerçekliğinde de kangren olmuş; dahası bir enkaza, bir bataklığa dönüşmüş ve bir an önce kesilip atılması gereken kurum ve kuruluşlardan biri de Milli Eğitim Bakanlığı’dır.

Toplumsal çözülmeye değilse de kültürel-ahlaki çürümeye ve onun zehrine karşı panzehir olması beklenen eğitim ve onu organize etmek ve yönetmekle görevli olan yöneticilerin önemli bir kısmı, rant ve koltuk çetelerinin cirit attığı MEB aracılığıyla onun taşıyıcısına dönüşmüştür.

Bu öyle bir noktaya varmıştır ki “MEB’de yolsuzluk, usulsüzlük, görevi kötüye kullanma, ayrımcılık, nepotizm, mobbing, taciz, vb olayların olmadığı bir tek gün bile yoktur” dense abartı sayılmaz.

Ne var ki ayrımcılık, taciz ve mobbing tarzı olayların büyük bir bölümü dikkate bile alınmaz. Usulsüzlük, görevi kötüye kullanma ise vaka-i adliyeden bile sayılmaz. Eğer birileri saymaya yeltenir ve adli olarak savcılıklar “soruşturma izni” isterse, genellikle “soruşturma izni verilmemesi” zırhı devreye sokulur. Ya da zamanaşımı yetişir imdada…

Yolsuzluk olayları ise bir polis operasyonuyla ortaya çıkarılmamış; rant ve koltuk çeteleri arasında bir çekişme ve paylaşım sorunu olmamış; basının ve kamuoyunun gündemine gelmemişse, genellikle kol kırılır yen içinde kalır anlayışıyla bertaraf edilir.

Sonra da üçe beşe bakmadan birileri alacağını alır, birileri de vereceklerini verir ve her şey tatlıya bağlanır. Kimselerin ruhu bile duymadan çözülür bütün sorunlar… MEB merkez teşkilatından taşra teşkilatlarına dek…

Ancak bazen işler karışır ve olaylar tasarlandığı ya da istendiği biçimde gitmez. Tıpkı Adana Milli Eğitim Müdürlüğü’nde ya da Diyarbakır Öğretmenevi yolsuzluğunda olduğu gibi…