Yine
Milli Eğitim! Yine Yolsuzluk! Ve Yer: Yine…
Atalay
Girgin*
Birçok kez yazıldı. Toplumsal çözülme ve kültürel-ahlaki çürümenin yaşandığı bir toplumda hiçbir toplumsal kurum ve kuruluş bunun dışında kalamaz.
Yasamadan
yargı ve yürütmeye, dinden siyasete, ekonomiden eğitime, en tepeden en alt
birimlere dek tüm toplumsal kurum ve kuruluşlar bu sürecin hem bir parçası hem
de üreteni olur. Yozlaşma ve çürüme tüm bünyeyi sarar ve her bir organ kesilip
atılması gereken bir kangrene dönüşür.
Aslında
bu koşullarda yapılacak tek şey yeni bir toplumsal inşa için ayağa kalkmaktır.
Ama bunu anlatmanın yeri şimdilik burası değildir. Bundan dolayı konuya dönelim…
Yine Milli Eğitim…
İşte
tüm kurumları yerle yeksan eylenmiş Türkiye gerçekliğinde de kangren olmuş;
dahası bir enkaza, bir bataklığa dönüşmüş ve bir an önce kesilip atılması
gereken kurum ve kuruluşlardan biri de Milli Eğitim Bakanlığı’dır.
Toplumsal
çözülmeye değilse de kültürel-ahlaki çürümeye ve onun zehrine karşı panzehir
olması beklenen eğitim ve onu organize etmek ve yönetmekle görevli olan
yöneticilerin önemli bir kısmı, rant ve koltuk çetelerinin cirit attığı MEB
aracılığıyla onun taşıyıcısına dönüşmüştür.
Bu
öyle bir noktaya varmıştır ki “MEB’de yolsuzluk, usulsüzlük, görevi kötüye
kullanma, ayrımcılık, nepotizm, mobbing, taciz, vb olayların olmadığı bir tek
gün bile yoktur” dense abartı sayılmaz.
Ne
var ki ayrımcılık, taciz ve mobbing tarzı olayların büyük bir bölümü dikkate
bile alınmaz. Usulsüzlük, görevi kötüye kullanma ise vaka-i adliyeden bile
sayılmaz. Eğer birileri saymaya yeltenir ve adli olarak savcılıklar “soruşturma
izni” isterse, genellikle “soruşturma izni verilmemesi” zırhı devreye sokulur. Ya
da zamanaşımı yetişir imdada…
Yolsuzluk
olayları ise bir polis operasyonuyla ortaya çıkarılmamış; rant ve koltuk
çeteleri arasında bir çekişme ve paylaşım sorunu olmamış; basının ve kamuoyunun
gündemine gelmemişse, genellikle kol kırılır yen içinde kalır anlayışıyla
bertaraf edilir.
Sonra
da üçe beşe bakmadan birileri alacağını alır, birileri de vereceklerini verir
ve her şey tatlıya bağlanır. Kimselerin ruhu bile duymadan çözülür bütün
sorunlar… MEB merkez teşkilatından taşra teşkilatlarına dek…
Ancak bazen işler karışır ve olaylar tasarlandığı ya da istendiği biçimde gitmez. Tıpkı Adana Milli Eğitim Müdürlüğü’nde ya da Diyarbakır Öğretmenevi yolsuzluğunda olduğu gibi…