Soner Çeki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Soner Çeki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2017

HOŞÇAKAL HAYMANA



Hoşçakal Haymana

Evet! Biliyorum! Haymana İlçe Milli Eğitim ve Nuri Bektaş Anadolu Lisesi çevreleri başta olmak üzere, Ankara İl Milli Eğitim çevrelerinden birilerinin yazacağım her satırı sabırsızlık, endişe, kaygı ve tedirginlikle beklediğini biliyorum. Onları anlıyorum. Keza; yazdıklarımda kendilerini bulmayı uman, birkaç tas çorbanın hatırına, cansiperane tetikçilik yapan; mevcut anlayışlarıyla, asla, Skinner’in faresi düzeyine erişmek bir yana, “Pavlov’un köpeği” seviyesine bile yükselemeyecek olan tasmalı çomarları ve çemişleri de anlıyorum.

Ama ilgili satırlara erişmek için, çok değil, biraz daha bekleyeceksiniz. Çünkü onlardan önce, fazlaca uzatmadan, olabildiğince kestirmeden giderek söyleyeceklerim var:

Başlıkta “Hoşça kal Haymana” dedim. Evet! Hoşça kal Haymana! Hoşça kal… Sizler bilmezsiniz ama ben çalıştığım hiçbir okulda öğrencilerimle vedalaşmadım. Onların gözlerinin içine bakarak, “Hoşçakalın çocuklar! Hoşçakalın arkadaşlar!” demedim. Kim bilir, belki fırsat olmadı. Kim bilir, belki de vedalaşmaları sevmediğim içindi. Kim bilir belki de her vedalaşmada insanı eksilten bir şeyler olduğu duygusunu hissetmemdendi. Neden hangisi olursa olsun, bu kural Haymana’da da değişmedi. Eğer bu bir kusursa, kusura bakmayın çocuklar! Kusura bakmayın…

Oysa, siz bilmezsiniz ama, ben öğrencilerimi çok sevmiştim. Okul içinden ya da dışından birileri tarafından bana karşı kışkırtıldıklarında, birileri tarafından muhbirleştirildiklerinde,  hatta bazıları sınırlarını aşıp beni sinirlendirdiklerinde bile çok sevmiştim. Ve hâlâ seviyorum. Hem de en haşarılarını, en asilerini bile… Diğer öğrencilerim alınmasın lütfen! Belki de en çok onları seviyorum ben.  Neden mi?

İtiraz edebildikleri, üzerlerinde kurulan, kurulmak istenen her türlü baskıya rağmen boyun eğmeyip, “HAYIR! Yaptıklarınıza, birilerinin göz yummalarına, kurduğunuz saltanata daha fazla sessiz kalmayacağız!” diyerek, mücadeleyi seçtikleri, seslerini yükseltebildikleri için…

O küçücük, çelimsiz bedenleriyle, sıfatlarının, statülerinin, makamlarının ardına saklanarak kendilerini değerli sanan, sözüm ona kelli felli, etkili ve yetkili zerzevatlara rağmen “HAYIR!” diyerek, sorumlu bir insan olma yolculuğunun çok önemli bir kilometre taşını başarıyla aştıkları için…

17 Kasım 2012

2012 DÜNYA FELSEFE GÜNÜ ETKİNLİĞİ


Haymana’da Dünya Felsefe Günü

Atalay Girgin*

Nuri Bektaş Anadolu Lisesi, Dünya Felsefe Günü etkinliklerini 2012 yılında da düzenlemeye devam ediyor.

20 Kasım 2012 Salı günü, okulun konferans salonunda gerçekleştirilecek olan etkinliğe, Türkiye Felsefe Kurumu üyeleri, Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden Prof. Dr. Cemal GÜZEL ve Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. H. Haluk ERDEM katılacak.

2012 Dünya Felsefe Günü’nün ana teması, Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı, Prof. Dr. İoanna KUÇURADİ’nin mesajında vurguladığı, “Yarınki Dünya İçin Nasıl Bir Gelecek?” sorusu olacak. Bu sorunun yanı sıra, konferansta felsefenin işlevi, felsefe ve yaşam ilişkisi, felsefi düşünme ve sorgulamanın önemi gibi konularda da bilgiler verilecek.

Öğrencilerini çok yönlü ve çok boyutlu düşünen, soran, sorgulayan bireyler olarak yetiştirmeyi hedeflediklerini belirten Nuri Bektaş Anadolu Lisesi Müdürü Soner ÇEKİ, “Öğrencilerimizin de yer aldığı ve üniversitelerden öğretim üyelerinin, yazar, şair konuklarla gerçekleştirilen etkinliklerin öğrenciler ve öğretmenler için ufuk açıcı olduğunu düşünüyorum.” dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

Dünya Felsefe Günü, Dünya Öykü Günü, Dünya Şiir Günü, vb. konularda gerçekleştirilen etkinlikler öğrencilerimiz için hem düşünsel hem de yaşantı zenginliği açısından önemlidir. Bu etkinliklerde öğrenciler, farklı yaklaşımlar, farklı değerlendirmelerle karşılaşmakta, sorma, sorgulama ve araştırma bilinci gelişmektedir. Keza düşünsel ufukları genişlerken, hem kendilerine hem de çevrelerinde olup bitenlere karşı eleştirel bakabilme ve değerlendirmeler yapabilme becerisi de kazanmaktadırlar. Dolayısıyla, geçen yüzyılda ve bu yüzyılda Dünya insanlığının yaşadığı problemler karşısında, yukarıda belirtiğim niteliklere sahip bireyler yetişmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu noktada felsefe ve felsefi düşünüş başat bir yere sahiptir. Biz de bu tür etkinlikleri sürekli kılarak, 21. yüzyılın felsefenin yüzyılı olması için, bundan sonraki yıllarda da katkılarımızı sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu vesileyle, davetimizi geri çevirmeyip, öğrencilerimizle birlikte olmayı, bilgi ve birikimlerini paylaşmayı kabul eden ve edecek olan tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ederim.      





* Felsefe Öğretmeni; http://atalaygirgin.blogspot.com
Nuri Bektaş Anadolu Lisesi Felsefe Kulübü; http://nbalfelsefekulubu.blogspot.com