Mahmut
Özer Cinsel Tacizden Kaçamadı
Atalay
Girgin*
“Kaçtığın yer kaçamadığın yerdir” der şair. Onu yankılarcasına söylersek eğer, çözmek yerine üstünü örttüğün; sorulduğunda sustuğun; yüzleşip hesaplaşmak yerine yokmuş gibi davranmaya çalıştığın sorun da kaçamadığın sorundur. Gün gelir seni yakalar. Tıpkı; Mahmut Özer’i yakaladığı gibi…
Oysa
“MEB’de Taciz ve Tecavüz”1 başlıklı
yazıdan, “MEB’de Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Mahmut Özer’e Çağrı”ya2 dek, defalarca yazmış ve defalarca
sormuştuk. Hatta cinsel taciz ve tecavüz olaylarında doğrudan ya da dolaylı dahli
olan bazılarının adlarını verircesine belirtmiştik. Makamlarını bile yazmıştık.
Tacizcileri hangi sıfatla atadıklarından, hangi sıfatla onların pansiyonda
öğrenciler arasında yatıp kalkmasına onay verdiklerinden söz etmiştik.
Lakin, söz konusu yazılarda değinilen sorunlara ve sorulan sorulara karşı, ne kameralar karşısında çocuklara “kuzucuklarım” diyen Ziya Selçuk’tan bir yanıt geldi ne de onun halefi Mahmut Özer’den… Her ikisi de halef-selef, aynı tavrı gösterdiler, cinsel taciz ve istismar olaylarına, dahası bu olayların faillerine karşı… Hem de bu olaylarda bezi-tarağı olanlardan en azından biri halen MEB bürokrasisinin koridorlarında dolaşırken… Buna rağmen sorulduğunda sustular.