MEB
ve ‘Bakan’ı Çocuklar Bile Yalanladı
Atalay
Girgin
Milli Eğitim Bakanlığı ve onun ‘bakan’ı Mahmut Özer’i, bir okul ziyareti sırasında, kütüphane isteyen Urfalı çocuklar yalanladı1. Ve klasikleşen bir Türkiye gerçeğiydi yaşanan…
Ne
yalanlanan utandı söylediği sözlerden ne de onun sözlerini başlığa çekerek
haber yapanlar. Yüzleri bile kızarmadı hiçbirinin. Çünkü yalancının ve yalanın
hükümran olduğu bir yerde hakikatin hükmü yoktu.
Oysa
çok değil, daha 2021’in son günü “Kütüphanesiz okul kalmadı”2 diyordu hem MEB hem de ‘bakan’. Hâlâ
MEB’in sitesinde duran bu habere göre, “Kütüphanesiz
Okul Kalmayacak” Projesi Kapanış Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
eşi Emine Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in katılımıyla İstanbul'da
gerçekleştiril”mişti.
Bu
kapanış töreninde, Türkiye’nin “First Lady”si Emine Erdoğan’ı da yanına alıp
kameraların karşısına geçen Mahmut Özer, gururla “Kütüphanesiz okul kalmadı”
diyordu, “Kütüphanesiz okul kalmadı”.
Söylediğine
kendisi inanıyor muydu, bilinmez. Ama başkalarının inanmasını bekliyordu. Ne
var ki “Kütüphanesiz okul kalmadı” sözü eğitim gerçekliğinin hakikatini ifade
etmiyordu. Bir başka deyişle, hadi yalan demeyeyim ama Mahmut Özer doğru
söylemiyordu. Aksine eğitimin gerçekliğine aykırı bir beyanda bulunuyordu.
Ve bu sözün hükmü, “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” özdeyişini anımsatırcasına, ancak Urfalı çocukların, öğrencilerin “Kütüphane isteriz” diyen masumane taleplerine kadar sürdü. Çünkü bu çocuklar, bu öğrenciler, belki de talep ve sözleriyle MEB ve Mahmut Özer’i yalanladıklarını bile düşünmeden, aslında şöyle demişlerdi: Siz kütüphanesiz okul kalmadı diyorsunuz ama bizim kütüphanemiz yok!
Urfa’ya Kadar Gitmeye Gerek Yoktu
“Kütüphanesiz
okul kalmadı” sözünün yanlışlanması ya da yalanlanması için, aslında Urfa’ya
kadar gitmeye bile gerek yoktu. Çünkü MEB, bu konuda yalnızca sosyal medya
üzerinden birkaç soruluk küçük bir anket yapsaydı, öğretmenler ve öğrenciler bu
işin aslını söylerdi. Ama yapmadılar.
Başta
öğretmenler olmak üzere, eğitimin içinde olan birçok kişi tarafından bilinir ki
MEB okullarının bir kısmında adına layık kütüphaneler vardır. Geçmişten
günümüze dek onları var eden, özenle koruyan ve geliştiren herkesin hakkını
teslim etmek gerekir.
Ancak
okulların bir kısmının kapısında ya da yanındaki duvarda, üzerinde “Kütüphane”
yazılı küçük bir tabela asılmış bir odacık olsa da onun içinde ya doğru dürüst
kitap yoktur ya da var olanlar da üst üste yığılmıştır. Ne arayanı vardır ne de
soranı… Ne öğretmen açar kapısını ne de öğrenci… Toz toprak içindedir. Tabiri
caizse sıçan eniğini kaybetse aramakla bulamayacak durumdadır.
Okulların
bir kısmında ise kapısının üzerine “Kütüphane” tabelası asılabilecek küçücük
bir oda bile yoktur. Aşağıda anlatacağım örnekte olduğu gibi birkaçında da
içinde masası, sandalyesi, hatta yerde halısı bile olan, gelin odası misali
süslenmiş, “Kütüphane” tabelası da duvara monte edilmiş yepyeni ve oldukça
uygun odalar vardır.
Ama
ne yazık ki içinde kitap yoktur. Hatta yanlışlıkla da olsa öğrenciler içeri
girmesin diye olsa gerek ki kapısında asma kilit asılıdır. Yani “Kütüphane”nin
adından ötesi hikâyedir.
Kütüphanesiz Okul, Kitapsız
Kütüphane
“Kütüphanesiz okul kalmadı” diyen Mahmut Özer’in Urfa’da hem kendisinden kütüphane isteyen öğrencilerin hem de basının ve kameraların önünde ilçe milli eğitim müdürü ve okul müdürüne “fırça attı”ğı günden bir gün önceydi.
MEB’in
“ulufe tarlası” olarak nitelenen proje okullarından birine ilişkin bilgi ve
görseller geldi3. Okul binası yeniydi ama
dört bir yanı da dökülüyordu. İşin bu kısmı apayrı bir sorun olduğu için
üzerinde durmuyorum şimdilik.
Konumuz
bağlamında okul binasında güzel mi güzel “Kütüphane” için ayrılmış bir oda
vardı. Adına “Kütüphane” denilen bu odanın zemini halıyla kaplanmış,
masalarından sandalyelerine dek mobilyaları döşenmişti. Lakin içinde olması
gereken en önemli şeylerden biri yoktu. Yani kitap...
Aralık
ayının son günlerinde yapıldığı söylenen sayımlara göre, yaklaşık 1200
öğrencinin bulunduğu bu proje okulunda, tespit edilebilen ve resmi kayıtlara
geçen toplam kitap sayısı 300'e bile erişmiyordu. Onların da nerede oldukları meçhuldü.
Bu
kitapsız ‘Kütüphane’nin bilgisayarları da vardı. En azından kayıtlarda… Lakin
“Kütüphane”de değildi ve bulundukları yerde de ilk yağan yağmurlarla birlikte,
daha kutularından bile çıkarılmadan birçoğu ıslanmış ve kullanılamaz hale
gelmişti.
Yalnızca
bunlar da değil. Bu kitapsız ‘Kütüphane’nin kapısına bir de asma kilit
takılmıştı. İhtimaldir ki meraktan ya da yanlışlıkla da olsa öğrenciler ya da
başka birileri içeri girip de ‘Kütüphane’nin nasıl bir yer olduğunu görmesinler
diye!
Alın
size ‘Kütüphane’! Hem kitapsız hem de sıfır kilometrede! Ve hiç kullanılmamış!
İlk sahibinden… Kim bilir ki belki de MEB’in ‘bakan’ı Mahmut Özer’i bekliyordur
görücüye çıkmak için… Kısmet işte…
****
Neylersiniz
ki burası Türkiye… MEB de toplumsal çözülmenin ve kültürel-ahlâki çürümenin
sarmalında, yasamadan yargı ve yürütmeye dek tüm toplumsal kurum ve kuruluşları
yerle yeksan edilip çökertilmiş bir toplumun kesilip atılması gereken kangren
olmuş kurumlarından biri yalnızca…
Hal buyken; böylesi bir kurum ve onun ‘bakan’ı, kütüphanesiz okulları kütüphaneli ilan etmiş, kitapsız odaları kütüphane saymış çok mu yani… “Vermeyince Mabut, Neylesin Mahmut!” misali… Daha ne yapsın ki adamcağız! Yoksa “Adamın adı Hıdır elinden gelen budur” mu demeliydim?
1 İşte MEB ve
Mamut Özer’i yalanlayan olay: https://www.ajansurfa.com/gundem/bakan-ozerden-urfada-firca-siz-ne-is-yaparsiniz-h67191.html
2 MEB’in
“Kütüphanesiz okul kalmadı” başlıklı haberi: http://meb.gov.tr/kutuphanesiz-okul-kalmadi/haber/24966/tr
3 MEB’in “ulufe tarlası”ndaki bu okulun adını bilinçli olarak vermedim. Biraz aratıp tarasınlar, yayınladığım görsel üzerinden araştırsınlar. Bakalım, MEB çemişleri bulabilecekler mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder