Ziya
Selçuk’a Erişim Engeli…
Atalay
Girgin*
Başlığı eksiksiz yazalım: Milli Eğitim ‘Bakan’ı Ziya Selçuk’a erişim engeli mi getirildi?
“Bu
da nereden çıktı?” demeyin. Biliyorum başlık manidar… Koskoca ‘bakan’a, hem de “bakan
değil gören olacağım” diyen Milli Eğitim’in ‘bakan’ına kim erişim engeli
koyabilir ki onu o koltuğa oturtanlar dışında… Hem de ortada böyle bir talep
bile yokken, hangi işgüzar hakim böyle bir karar verebilir ki sıfatına,
statüsüne sığınarak… Olsa olsa bunun tersidir olanaklı olan…
Tıpkı;
Ziya Selçuk’un isteği üzerine, AKP’de Gençlik Kolları Başkanlığı da yapmış olan
Ali İde adlı bir hakimin, Mine Kırıkkanat’ın Cumhuriyet Gazetesi’ndeki
“Kucaktan kucağa Milli Eğitim”, Gerçek Gündem’deki “Adnan Oktarcılar’a Eğitimde
“Turnike” İzninin Belgesi” ve Hakan Erol’un Odatv’deki “… MEB’den İzinleri
Böyle Kopardı” yazıları hakkında “erişim engeli” kararı vermesi gibi…
Yaşandığı
ve olup bittiği, belgeleriyle ortaya konan hangi gerçeklikler ve o
gerçekliklere ilişkin hangi bilgiler Ziya Selçuk’u rahatsız etmişti? Yazılanları
ve sergilenen belge ve görselleri, Adnan Oktar’cı Altuğ Revvak Eti’yle
ilişkisini yalanlayamadığı halde, söz konusu yazılara ve bunları paylaşan haber
sitelerine ilişkin, neden, “erişim engeli” kararı talep etmişti? Gerçekliğe
uygun hangi bilgileri harim-i ismetine bir saldırı saymıştı? Nelerin görünür ve
bilinir olmasından rahatsızlık duymuştu?
Aslında
bundan daha beteri, yazıların, belge ve görsellerin, yazılarda aktarılan
bilgilerin gerçekliğe uygun olup olmadığını bile sorgulama gereği duymadan
verilen “erişim engeli” kararıydı ya… Neyse… Şimdilik bu bir kenarda dursun.
Kim bilir ki gün gelir onu da yazarız bir gün…
Peki;
o halde yukarıda yer alan “Ziya Selçuk’a Erişim Engeli…” başlığını neden attım?
Elbette bunun önemli bir nedeni var. Yani durduk yere yazılmadı o başlık… O halde neden yazıldı? İşte nedeni…
Erişim Engeline Takılan Yanıtsız Sorular
“MEB ve Ziya Selçuk ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği1”ni Bitirdi” başlıklı yazının yayımlanmasından bir gün sonrasıydı. Daha Mine Kırıkkanat’ın “Kucaktan kucağa Milli Eğitim2” yazısı Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmamış, Ziya Selçuk, Habertürktv’de Kübra Par’ın “Açık ve Net” programına katılmamıştı.
Bu yazılarla birlikte gündeme düşen bilgi ve ilişkiler üzerine ortaya çıkan soruları ne Kübra Par sormamayı tercih etmiş ne de Ziya Selçuk, hakkındaki onca önemli iddialara ilişkin tek bir söz söylememeyi seçmişti.
Tarih 3 Temmuz 2021’di. Kendisine, “Merhaba Sayın Selçuk... Size birkaç sorum var. Eğer yanıtlarsanız memnun olurum.” diyerek aşağıda yer alan beş soruyu yöneltmiştim. İşte o sorular:
“1- Fırsat adaleti
nedir?
2- Eğitimde fırsat eşitliği
ilkesinden neden vazgeçtiniz?
3 Tem 2021
ÖÖ 12:49
3- MEB'de taciz eylemi sübuta eren
öğretmenleri yöneticiliğe atayan yetkililer hakkında, hala herhangi bir işlem
başlatmadınız mı? Neden?
3 Tem 2021
ÖÖ 12:51
4- MEB kendisine emanet edilen
öğrenciler tacize uğradığında, bunlara ilişkin açılan dava süreçlerine neden
müdahil olmuyor?
3 Tem 2021
ÖÖ 12:52
5- Birçok önemsiz ya da ayrıntı sayılabilecek konularda hemen açıklama yaptığınız halde, neden, tacize uğrayan öğrencilere sahiplenen, tacizi ve tacizcileri kınayan herhangi bir açıklama yapmıyorsunuz? Şimdiden teşekkür ederim.”
Malumunuz olduğu üzere Milli Eğitim ‘Bakan’ı Ziya Selçuk bu sorulara yanıt vermedi. Kim bilir ki belki de kendisine, istenmeyen sorulara “Erişim engeli” konmuştu! Ya da bu sorulara içtenlikle yanıt verebileceği doğru bilgiler yoktu elinde! Belki bir diğer seçenek de beni muhatap kabul etmemesiydi, diyeceğim ama kısa bir süre sonra öğrendim ki yazdıklarımı muhatap alıyor, hatta “erişim engeli” kararı bile talep ediyor ve aynı gün karar aldırıyordu mahkemeden. Neyse… Uzatmadan devam edeyim kaldığım yerden… Yani mesele muhataplık meselesi değildi.
Sorularda Öncelik Sorunu
Bundan dolayıdır ki giriş niteliğindeki sorularda iki önceliğim vardı: Birincisi, yaklaşık bir yıldır Ziya Selçuk’un fırsatını bulduğunda sık sık telaffuz ettiği “fırsat adaleti” kavramıydı. İkincisi de bir türlü gündemden düşmeyen MEB’de taciz ve tecavüzdü. Ve bu, kamuoyunun da malumu olduğu üzere dinmeyen, sürekli kanayan bir yara, kangren olmuş bir sorundu eğitimde.
Lakin “fırsat adalet”i kavramı ne herkesin malumuydu ne de “fırsat adaleti nedir” sorusunun bir yanıtı vardı. Bu durumda bir bilene sormak gerekiyordu. Ve o bilen de Milli Eğitim’in ‘bakan’ı Ziya Selçuk’tu.
“Fırsat Adaleti”ni Tanımlayamıyor
İçerisinde
yaşadığımız ekonomik, sosyal, siyasal, cinsel, dinsel, kültürel, vb haksızlık
ve adaletsizlik koşullarında, Ziya Selçuk’un diline doladığı, ancak sözlüklerde
bile yer almayan “Fırsat adaleti” neliği ve gerçekliğiyle önemliydi. Çünkü
koskoca bakan yeni bir kavram üretmiş, dile katkıda bulunmuştu! Ne var ki
gerçekliğinden vazgeçtim, ortalıkta neliği bile yoktu bu kavramın.
Hatta
bu kavrama dört elle sarılan Ziya Selçuk bile yaptığı açıklamalarda “Fırsat
adaleti”ni tanımlayamıyordu. Adalet ve eşitlik kavramına ilişkin kabulünden
hareketle “fırsat adaleti” kavramı için bir çıkarımda bulunmakla yetiniyordu. Onu
da “eğitimde fırsat eşitliği”nin yerine ikame ediyordu.
Yani
bıraktım “eğitimde fırsat adaleti”ni, “fırsat adaleti nedir” sorusunun yanıtı
bile yoktu Ziya Selçuk’ta. Yalnızca “üfürükten teyyare” denilebilecek bir
açıklama vardı, birilerinin sormadan sorgulamadan basında yer verdiği…
Kılıf Bir Kavram
O
halde, tanımını bile yapamadığı, yani neliğini bile açık ve net bir biçimde
ifade edemediği bir kavramı, Ziya Selçuk neden diline pelesenk etmişti? İşte
işin püf noktası buradaydı.
Sorduğum
sorulara yanıt beklerken yaptığım araştırmalar sırasında fark ettim ki Ziya
Selçuk, bu kavramı boşu boşuna diline dolamamış. Hatta durduk yere MEB’in
sloganı haline getirmemiş. Aksine bir bildiği varmış!
Peki;
birilerinin “kılıf” olarak nitelediği “fırsat adaleti” kavramını, Ziya Selçuk,
neden diline dolamış? Onun bilip de bizlerin bilmediği neymiş? Bu kavram hangi olup bitenlerin
kılıfıymış?
Soruların
yanıtı yakında efendim. Hem de görselleriyle birlikte…
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Öğretmen
Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında /
Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
1 “MEB ve Ziya Selçuk ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ni
Bitirdi” başlıklı yazı: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/3388/meb-ve-ziya-selcuk-egitimde-firsat-esitligini-bitirdi
2 Merak edenler için: Mine Kırıkkanat’ın Ziya Selçuk’un talebiyle “Erişim engeli”
getirilen “Kucaktan kucağa Milli Eğitim”
başlıklı yazısı... https://tele1.com.tr/flas-iddia-milli-egitim-bakani-selcuk-ile-adnan-oktar-ortakmis-426457/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder