İLKSAN’daki
‘Münferit’ Üye Kim?
Atalay
Girgin*
Ağızlarından, “milli ve manevi değerler” sözünü düşürmeyenlerden; “ahlâk, erdem, milliyetçilik, İslam ve Müslümanlık” kavramlarını yineleyip duranlardan hâlâ bir ses yok! Keza “Türklük ve Milliyetçilik” denildiğinde mangalda kül bırakmayanlardan da…
Sanırım,
unutturacaklarını sanıyorlar. Sanırım, susarak ya da bilmezlikten, görmezlikten
ve duymazlıktan gelerek meseleyi zaman değirmeninde un ufak eyleyip anımsanmaz
kılmayı yeğliyorlar. Ama yanılıyorlar. Hem de fena halde yanılıyorlar. Çünkü,
daha önce de belirttiğim gibi, bu köşede yazılanların arka planında vazgeçilmez
iki temel ilke vardır: Bunlardan ilki, etik ilke ve değerlerdir. İkincisi ise
fikri takip...
Bunlardan birinci ilkenin anlamı kısaca şudur: Hiç kimseye haksızlık yapmadan, hiç kimseye mesnetsiz, dayanaksız bir eleştiride bulunmadan, hiç kimsenin kişiliğine yönelik herhangi bir hakaret etmeden yazmak esastır. Yani aslolan, habere ve yoruma konu olan kişilerin söylemleriyle eylemlerini karşılaştırıp tutarsızlıklarını sergilemek ve asıl olarak da kamusal nitelik taşıyan eylem, karar ve düşüncelerini eleştirmektir. Bu arada belirteyim: Bir şeyi yapmamayı seçmek de bir eylemdir.
İkinci
ilkenin anlamı ise, “Ben söyledim, oldu!” deyip geçmemek, sözünün sahibi ve
takipçisi olmaktır. Tıpkı yukarıdaki başlıkta gereği yapıldığı gibi, diyerek
konuya dönelim efendim:
Hatırlayacaksınız!
İLKSAN
Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip
Geylan’a, “Onay ver”erek İLKSAN yönetim kuruluna seçtirdiğiniz üyeler arasında,
herhangi bir yolsuzluk soruşturmasından herhangi bir kişiyi aklayan ya da
aklamaya dönük karar veren, bu yolsuzluk eylemini mazur göstermeye çalışan herhangi
bir kişi var mıdır? Eğer varsa, bu kararı veren kişi ya da kişileri, İLKSAN
yönetim kuruluna bilerek mi aldınız? Yoksa bunu sonradan mı öğrendiniz?
Eğer
böyle bir kişi varsa, bu kişiyle aynı yönetim kurulunda olmayı, ağzınızdan
düşürmediğiniz milli ve manevi değerlerle nasıl bağdaştırıyorsunuz? Yoksa bu
durum sizlerin milli, manevi ve ahlâki değerlerinizin gereği midir?
Eğer
böyle bir kişi varsa ve bu kişiyi, yaptıklarını bilmeden önce yönetim kuruluna
seçtirdiyseniz, şimdi istifasını isteyecek ya da yönetim kurulu üyeliğini
düşürecek misiniz?” demiş ve şöyle devam etmiştik, “İLKSAN’da Erkekler Sevilir, Kadınlar…1” başlıklı yazımızda:
Hepinizin
malumu olduğu üzere yukarıdaki soruların üç yanıtı var: Birincisi “Hayır ya da
yoktur!”; ikincisi “Evet ya da vardır!”, üçüncüsü ise “Bilmiyorum” demek ya da
“Sukut ikrardan gelir” dercesine susmak…
Yanıt Basitti
Soruların
yanıtları basitti. Hatta basitten de öte çok çok basitti. Çünkü seçenekler
sınırlıydı. İlköğretim öğrencilerine bile dört şıklı, dört seçenekli sorular yöneltilirken
burada hepi topu üç seçenek vardı: Ve soruların muhatapları da bunlardan birini
seçecekti. Yani üçün birini...
Aslında
birinci soruya “Hayır ya da yoktur!” diyerek, buna bağlı tüm soruları geçersiz
kılabilirlerdi. Ancak, nedendir bilinmez, bu basit yanıtlardan hiçbiri telaffuz
edilmedi, İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ve öğretmenlere “Türkiye’nin
Sendikası” mottosuyla servis edilen Türk Eğitim Sen’in Genel Başkanı Talip
Geylan tarafından.
Oysa
bilmedikleri şuydu: Susarak, herhangi bir açıklama yapmayarak, sorulardan da
seçeneklerinden de kurtulmaları mümkün değildi. Çünkü susmak bile üçün birini
seçmeleri demekti.
Yanıt Yerine Tanıtım Güzellemesi
Lakin
onlar sustu. Sözüm ona yazıdan ve kendilerine yöneltilen sorulardan bile
haberleri yokmuş gibi davranmayı seçtiler. Ancak bunu yaparken, birileri, başka
birileri üzerinden savunma hattı örmekten de geri durmadı. Alelacele, hemen bir
yazı kaleme alındı ya da aldırıldı birilerince…
Hem
de “İLKSAN’da Erkekler Sevilir, Kadınlar…!” başlıklı yazının üzerinden 10-12
saat bile geçmeden, “kopyala yapıştır” yöntemiyle hazırlandığı saklanmayan bir
yazı… Yanıt veriliyormuş algısı da yaratmamaya özen gösterilen bir yazı… Ve onunla da İLKSAN tanıtım güzellemesi yapılmaktaydı.
Oysa ne bayramdı ne seyran! Ne de kuruluş yıldönümüydü İLKSAN’ın. Elbette dile
getirdiğimiz soruların yakınından bile geçmeden. Zaten ne diyebileceklerdi ki…
Sonra
da bu yazıyı servis ettiler, malum mecralardan… Ne de olsa her şeyin bir
bedeli, her şeyin bir diyeti vardı, alınanlar satılanlar ya da kullananlar kullanılanlar
piyasasında… Zamanı geldiğinde istenirdi!
Unutmayın!
Kişiler, gruplar ya da partiler ve onların liderleri, temsilcileri,
militanları, taraftarları, ağızlarında hangi kutsal bellenen kavramları çiğnerlerse
çiğnesinler, kendilerini sözüm ona hangi yüce kavramlar ve sıfatlarla nitelerlerse
nitelesinler… İnsanın insanı sömürüsüne dayanan kapitalist sömürüsü düzenine ve
onun “Görünmez eli”ne aklını, bilgisini, bilincini ve bedenini sunanların bu
makûs talihten kurtuluşu yoktur. Neylersiniz ki mukadderat işte! Gönüllü ya da
gönülsüzce, er ya da geç kullanılacaklardır; er ya da geç neleri varsa satacak
ya da satılacaklardır! Çünkü kapitalist sömürü düzeninin en temel
özelliklerinin başında, insan dâhil, her şeyi metalaştırıp alınır satılır bir
mala dönüştürmek gelir. Hâlâ anlamayan herkesin kulağına küpe olsun!
Sorularımız Bakidir!
Buradan
hareketle; yukarıda yinelediğimiz sorular yanıtını buluncaya dek bakidir. Bu soruların yanıtlarını makul bir sürede
bekliyoruz. Hem de şu an itibariyle yalnızca “Var mı?” ya da “Eğer Varsa…”yla
sınırlamıyoruz.
Artık
daha net bir biçimde soruyoruz: İLKSAN yönetim kurulundaki ‘münferit” üye kim?
Bunu istifa talebiyle birlikte sizler mi açıklarsınız? Yoksa istifa talebinde
bulunmadan bizler mi açıklayalım? Ne dersiniz Tuncer Yılmaz ve Talip Geylan?
Var
mı bir yanıtınız? Bu kez susuşunuz, doğrudan bir ikrar demektir artık! Kolay
gelsin!
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi
Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
1 “İLKSAN’da Erkekler Sevilir, Kadınlar…!”
başlıklı yazı: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2850/ilksanda-erkekler-sevilir-kadinlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder