MEB’de
Organize Çeteler Çatışıyor! Bakan Ne Yapıyor?
Atalay
Girgin*
“Büyük Operasyon! MEB’de Neler Oluyor?”1 sorusuna yanıtın bu kadar kısa zamanda verilebileceğini beklemiyordum. İroni yapmıyorum.
Hem
de yazının üzerinden on üç saat bile geçmeden geldi yanıt! Ve gelir gelmez de
bu yazının üst başlığının atılmasına vesile oldu (Yanıtı verenleri ve ne
dediklerini ne yaptıklarını aşağıda anlatacağım).
Gerçi gelen yanıtın içinde, MEB’deki nüfuzlu birilerinin kimler olduğu belirtilmiyordu. Keza bu nüfuzlu birilerinin hangi özel okulun “3 kuruşluk dijital rehberlik programını 33 kuruşa” hangi özel okula pazarladıkları da… Dahası bu pazarlığın aracısı-komisyoncusu olan ve satışı odalarında “Çak” yaparak kutladıkları genel müdürün kim olduğu da belirtilmiyordu.
Elbette
bunun bir nedeni vardı. Çünkü yanıt MEB’den ya da Ziya Selçuk’dan gelmiyordu.
Malum 12 Eylül Cumartesiydi ve onlar da hafta sonu tatilindeydi. İşleri güçleri
yok da aynı gün yayınlanmış bir yazıdaki soruların peşine düşecek ve hatta
saatler içinde yanıtlayacak değillerdi ya… Ama olsun! Ziya Selçuk, nasıl olsa
balık kavağa çıkmadan soruşturma açar, öğrenir ve geçen yazıda sorduğum
soruların yanına biraz sonra soracaklarımı da ekleyerek tümünü, kısa zamanda yanıtlar!
Bundan kuşkusu olan mı var yoksa…?
Neyse…
Bu kadar girizgâh yeter! Şimdi başlayabiliriz artık…
Yanıt Nereden Geldi? Ve Kim Bunlar?
Yanıt
hiç beklemediğim bir yerden, bir adresten geldi. Aslında doğrudan muhatap
aldıkları ve bilinçli bir biçimde doğrudan yanıtladıkları, “Büyük Operasyon!
MEB’de Neler Oluyor?” başlıklı yazı da değildi. Onlar MEB’i avuçlarının içi
gibi bilseler; MEB ve MEM’lerdeki bazı etkili ve yetkili çemişlerle kolkola
girip birlikte yiyip içerek, kilerde yiyecek arayan fareler misali, köşe bucak
her yere ulaşıp gizli olması gereken soruşturma dosyalarından bile bilgi ve
belge alabilseler de ben onlara hiçbir şey sormamıştım zaten…
Hatta “MEB’DEBÜYÜK OPERASYON” açıklamasını yapanların dört sayfalık metninde adı geçen
sitelerden biri olmalarına rağmen, etik tutarlılık ve duyarlılık gereği,
adlarını bile anmamış ve bunun nedenini de dipnotta belirtmiştim. Ama onlar,
nedendir bilmem kendilerini açık ettiler. Söz konusu metindeki iddialara “MEB’DE
BÜYÜK OPERASYONUN ŞİFRELERİNİN DEŞİFRESİ”2
adlı, hayli iddialı bir başlıkla karşılık vermeye yeltendiler. Ancak kısa bir
süre sonra, yanlış yaptıklarını ya da yayınladıkları yazıyla “kendi kazdıkları
kuyuya düşmek” üzere olduklarını düşünmüş olmalılar ki yazıyı kaldırdılar. Bu
sitenin adı: MebPersonel.com.
Adı geçen siteyi yıllardır biliyordum.
Hatta bir zamanlar benim yazılarımı bile yayınlamışlardı ki artık onları da
sitelerinden temizlemişler. Bu o kadar önemli değildi. Önemli olan, bu siteyle
10 Eylül gecesinden itibaren ikinci kez karşılaşıyor olmamdı. Ve her ikisinde
de vukuat üzerine vukuat vardı.
İlk Karşılaşma: Bir Twitter Mesajı
Bazen
hakikat siz doğrudan söylememiş olsanız da 140 karakterlik twitter mesajından
sızar. Bazen yüzlerce sayfalık bir kitabın satır aralarından… Bazen bir filmin
bir tek cümlesinde billurlaşır ve çağrışımlar yaratır. Bazen upuzun bir şiirin
bir tek dizesinde…
Bunların
ki gelen tepkiler üzerine çok geçmeden silmek zorunda kaldıkları bir tweetten
sızmıştı. 10 Eylül gecesiydi. Bu sitenin bazı çemişleri, adımın da geçtiği bir
resmi evrakın görselini paylaşmışlardı. Görselde “Lağımpaşalı”, “Aşk MavidirÖğretmenim” ve “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla” olmak üzere, kitaplarımdan,
soruşturulan üçünün adı yazılıydı. Ve bu evrak, sıfatı öğretmen, idareci, MEM
yönetcisi vb. olan bazı çemişler tarafından yapılan şikâyet üzerine hakkımda
açılan soruşturma dosyalarından alınmıştı. Kitaplara ilişkin bilirkişi
raporunun kapağıydı.
Ve
bir kez daha önceki şikâyetçi çemişler gibi, tweet atan MebPersonel.com
çemişleri de “Lağımpaşalı” adını görür görmez, cumhurbaşkanına hakaret ettiğim
iddiasını yinelemişlerdi. Bunu tıpkı, öğretmen, idareci, MEM yöneticisi, vb,
sıfatlar taşıyan, kendilerine lütfedilmiş statü ve makamlardan dolayı
kendilerini bir halt sanan ve koltuklarının ardına saklanarak iş çeviren
çemişler gibi, “Lağımpaşalı” kitabını okumadan yapmışlardı.
Burada
sorun “Lağımpaşalı” kitabıyla cumhurbaşkanı ya da birilerine hakaret edilip edilmediği
değildir. Aksine Lağımpaşalı sözünü duyar duymaz, MEB’de ya da başka yerlerdeki
bilimum çemişin aklına cumhurbaşkanından başka bir şey gelmiyor olmasıdır ki
eğer bir suç ve hakaret isnat edilecekse, bunun muhatabı bu çemişlerdir. Muhatap
ve sorumlu ne kitaptır ne de yazarı…
Soruşturma Dosyaları Kimlere Servis
Ediliyor?
Bu
konuda can yakıcı asıl soruna gelelim: MebPersonel.com ya da başka birilerine
MEB’deki ya da Ankara MEM’deki soruşturma dosyaları ve içerisindeki evraklar
kimler tarafından servis ediliyor? Bu kurumlardaki hangi etkili ya da yetkili
kişiler, hangi maddi ya da manevi haz ayrıcalığı karşılığında bunu yapıyor? O
soruşturma dosyalarının içinde taciz olayı nedeniyle ifadesi alınan
öğrencilerin, korunması, saklanması gereken, MEB ve Ankara MEM’e emanet edilmiş
açık beyanları da var.
Peki;
tüm bunlar olurken, dahası twitter’da bile paylaşılırken, Ziya Selçuk ne
yapıyor? Yalnızca bakıyor mu? İş hamasete geldiğinde, “öğrenciler bizim ve
MEB’in gözbebeğidir” mealinde sözler döktüren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk
için o dosyalarda ifadesi yer alan ve kimisi cinsel tacize uğramış olan
öğrenciler, artık göze batan dikene mi dönüştü? Ziya Selçuk’un bir “Gören”
olamadığını biliyoruz ama hiç olmazsa bir bakan olarak gereğini yapmasını ve o
soruşturma dosyalarını servis eden, Mebpersonel.com’a bilgi ve belge sızdıran
çemişleri, en yakınındakilerden başlayarak kapının önüne koymasını bekliyoruz.
Ama
ne yazık ki bunu yapabileceğini de hiç sanmıyorum. Çünkü bunu yapabilmek için öğretmenlere
ve eğitime ziya olabilen bir BAKAN olmak gerek, bakan değil!
MebPersonel.com ile İkinci
Karşılaşma: Silinen Bir Şey…
“Şey”
dememin nedeni, yazıp sildikleri ve aşağıya linkini eklediğim metin. Haber
desen haber değil. Haber/yorum desen haber/yorum değil! Yazı hiç değil… Bir acayip
şey işte! “MEB’DE BÜYÜK OPERASYON” adıyla yapılan açıklama metni üzerine kaleme
alınan satırlar... Sanki suçüstü yakalanmışçasına, bir yandan aceleyle ve bir
an önce karşılık verme telaşıyla, çalakalem yazılmış. Bir öğretmen ve eğitimci
sitesine yakışırcasına da hakaretlerle başlamış yazmaya… Diğer yandan ise
kendilerinin ne kadar örgütlü, güçlü ve hangi derin mahfillerle bağlantıları
olduğunu sergilemek için, karşı tarafa da gözdağı vermek amacıyla döktürülmüş ve
sonra da hemen yayınlanmış. Aynı hızla da yayından kaldırma telaşına düşmüşler.
Seçtikleri
başlık da hem iddialı hem manidar: “MEB’DE
BÜYÜK OPERASYONUN ŞİFRELERİNİN DEŞİFRESİ” …
İddia büyük de gerisi hikâye…
Şimdi sadede gelelim ve hem MeebPersonel.com’un hem
de “MEB’DE BÜYÜK OPERASYON”un neredeyse önüne gelen ve bulabildikleri her
kurumun ve yetkilinin twiter adresini etiketleyerek gönderdiği metinde
yazdıklarını birlikte değerlendirelim:
İki
metinde de yazılanlardan ilk anlaşılan odur ki her iki tarafta organize bir
güçtür ve hedefine odaklanmıştır. İkincisi ve daha önemlisi her iki organize
güç de AKP’lidir. Karşı tarafın yaptıklarıyla “AK Parti”ye zarar verdiğini
söylemektedir. Onlar kendilerinin “gerçek vatan evlatları ve gerçek AK Partili”
oldukları, hatta “gerçek vatansever ve gerçek Müslüman” oldukları
iddiasındadırlar.
Elbette
iddia bu olunca, kaçınılmaz sonuç da kendileri dışındakilerin ve özellikle
çatıştıkları diğer grup ya da grupların ise “gerçek Müslüman, gerçek
vatansever” olmadıkları gibi, “Öz hakiki, gerçek AK Partili” de olmadıklarına
varmaktadır. Ne diyelim… Hayırlı olsun!
MebPersonel.com Bir Tarafın Yayın
Organı Mı?
Taraflardan
birinin iddiası, kendilerine muarız kabul ettikleri ve “Ziya Selçuk’a darbe
yapacaklar” iddiasında bulundukla organize gücün, MEB içindeki bürokrat
elebaşları tarafından kontrol edilen ve yönlendirilen, istedikleri haberi
yaptırıp, istedikleri yorumu yazdırdıkları internet siteleri vardır. Ve iddiaya
göre, bunlardan biri yazımıza konu olan MebPersonel.com’dur. (Şimdilik adı
geçen diğerlerini yazmıyorum.)
Üçüncü
bir husus, her iki organize gücün de el bebek gül bebek koruyup kollamak ve
nadide bir çiçek gibi saksılarda var etmek istedikleri kişi Ziya Selçuk’tur. Bu
ne sevgi bu ne aşk yarab! Ne var ki iki tarafta birbirini Ziya Selçuk’u alaşağı
etmekle itham etmektedir. Hatta MebPersonel.com, karşı tarafa, “Bakan adayı
kim?” sorusunu yöneltmekte ve ardı sıra, hangi bakan adayına çalıştıklarını
sormaktadır.
Tam Bir “Merd-i Kıpti…” Durumu
Derler
ki “Merd-i Kıpti secaat eylerken sirkatin söylermiş”. MebPersonel.com’un önce
yayınlayıp sonra sildikleri de bunu çağrıştırıyor. “MEB’DE BÜYÜK OPERASYON”un
metnini deşifre edeceğiz derken, kendilerinin hangi derin mahfillerden teknik
ve istihbari destek aldıklarını sergilercesine, “Operasyon üssü Diyarbakır
ilidir” diyorlar. Yetmiyor.
Telefonun
hangi tarihte kimin adına alınıp kullanıldığını ve nerede aktive edildiğini de
yazıyorlar. Hızlarını alamayıp yapılan konuşmaların dökümünü verecekler
neredeyse… Hem de söz konusu metnin dolaşıma sokulmasının üzerinden 48 saat
bile geçmeden bu bilgilere erişiyorlar. Peki; bu teknik desteği ve bilgileri
kim ya da kimler sağlıyor? Dahası, arkasında organize bir güç olmayan, sıradan
bir internet sitesi bunları yapabilir mi? Keza ucunda ballı kaymaklı mamalar
olmadan birileri bunu yapar mı? Bu durumda sağa sola dağıtılabilecek ballı
kaymakların kaynağı ne?
Sendikadan Mı Söz Ediyorlar Bekçi
Köpeğinden Mi?
Anlaşılan
odur ki organize güçlerin, grupların ya da çetelerin MEB’deki rant ve koltuk
savaşı dışarıdan görülebildiğinden çok daha büyüktür. Şimdilik kafalar kollar
kırılmamış, bıçaklar çekilmemiş, silahlar ateşlenmemiş olabilir ama yakında
bunların olmayacağının hiçbir garantisi yoktur.
Buradan
hareketle; karşı tarafın işin içine sendikayı da soktuğunu ima eden
MebPersonel.com, kendinden emin bir biçimde “Olayı
sendika yaptı görüntüsü vermek isteyenlere asla itibar edilmemelidir. Sendika
kurumsal bir yapıdır.” diyerek devam ediyor: Bu operasyonun öncelikle Ak
Parti’ye zarar vereceğini bilir ve asla böyle bir işin içine girmez.
Bak sen şu işe! Sanki bir sendikadan, bir öğretmen örgütünden
değil de ağıldaki koyunları dışarı salmasın diye ağılın kapısına bağlanmış bir
bekçi köpeğinden söz ediyor. Öğretmenlerin, eğitimi planlayıp yönetmesi
gerekenlerin bu hale düşeceğini, düşürüleceğini kim bilebilirdi ki… Ama
başardılar işte…
Peki; bu sendika hangi sendikadır? Eğitim-Sen ve Eğitim-İş
olmadığına göre… Geriye MEB’de örgütlü iki sendika kalıyor. Biri
Eğitim-Bir-Sen, diğeri ise Türk Eğitim-Sen. Sizce Mebpersonel.com’un hakkında
bir bekçi köpeğiymişçesine değerlendirmede bulunup hüküm verdiği sendika
hangisidir? Birincisi mi, ikincisi mi? Yoksa her ikisi birden mi? Karar
sizindir!
“Bakan ne yapıyor?” demiştim başlıkta. Dikkat edin tüm
bunların yaşandığı yer, MEB’dir. Ziya Selçuk’un bakan olduğunun söylendiği,
bakan olarak atandığı MEB… Peki; sonuç?
Bakan gerçekten bakıyor. Hem de yalnızca bakıyor! Gözlerini bile kırpmadan…
Yoksa MEB içindeki birbirine karşıt organize gruplar, çeteler
neden bu kadar çok sevsinler ki Ziya Selçuk’u? Boyuna, gözüne kaşına hayran
değiller ya…
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi
Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder