Küçükçekmece Belediye Anaokulu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küçükçekmece Belediye Anaokulu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2022

MİLLİ EĞİTİMİN 'KÜÇÜK ÇEKMECELİ' AYFER'i

 

Milli Eğitimin ‘Küçük Çekmeceli’ Ayfer’i

Atalay Girgin*

“Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimseye yedirmeyeceğiz” diyerek gelmişlerdi. Ama ne “tüyü bitmemiş yetim hakkı” bıraktılar, ne hakkı yenmemiş tüyü biten bir yetim, ne de ipoteğe verilmemiş bir gelecek. Ana rahmine düşen bir cenini bile daha doğmadan borçlu hale getirdiler.

Öyle bir güruhtular ki güruhun küçük ya da büyük bir köşe başı tutan, adının önüne herhangi bir sıfat ya da statü kondurulan ve bir koltuğa oturtulan her elemanı ranta ulaşmak için her yolu deniyor, herkesi ve her şeyi kullanıyordu. Elbette kullanırken kullanılmak da Allah’ın takdiriydi!  Ne de olsa ranta erişmek için her yol mubahtı. Bu işin içinde kullanmak da vardı, kendini kullandırmak da…  Ve vermeden almak da Allah’a bile mahsus değildi. Onlar da Allah’a bile mahsus olmayan şeyi sıfatı, statüsü ve makamı uygun olan efendi belledikleri kullardan esirgemiyorlardı.

Büyükbaşlar, Tevfik Fikret’in deyişiyle “aksırıncaya tıksırıncaya dek” yeseler de yiyip tüketemeyecekleri kadar büyük ve çok götürürken, küçükbaşlar daha azıyla yetinip şükretmek durumundaydılar. Akmasa da damlıyordu ya… Sonunda damlaya damlaya göl olurdu nasıl olsa…

Ahh… Arada sırada da olsa yakalanmasalar daha güzel olacaktı ya… Lakin olmuyordu işte! Ya bir telefon kamerasına yakalanıyordu “gök görmedik”liğin sonu ya da bir halden anlamazın şikâyetine! Tripotsa apayrı bir hikâyeydi.

Peki; yakalanıyorlardı da ne oluyordu?