Heisenberg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Heisenberg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mayıs 2012

Etik Bağlamında Felsefe


Etik Bağlamında Felsefe
(TARAF Gazetesi'nin kitap eki TarafKİTAP'ın Nisan sayısında Başbakanın Günlüğü'ne ilişkin yayınlanan yazı...)
Özgül Bike YÜCALAN

Her olasılığı hesaplayabilirsiniz ama belirleyemezsiniz. Max Palanck’ın Kuantum Teorisi ve Werner Heisenberg’in Belirsizlik Kuramı’na da dayanan bu felsefi anlayış ve yaklaşımı, “Başbakanın Günlüğü” adlı romanında Atalay Girgin bir kez daha anımsatıyor okura. 

Yazar bu anımsatmayı söz konusu teorileri anlatarak ya da o bilim insanlarının adlarını belirterek yapmıyor. Aksine “Kemeutopyalılar roman dizisi” adını verdiği serinin ilk iki çalışmasında olduğu gibi, kurgulanan olaylar ve etik ilişkiler üzerinden sergiliyor.

Kahramanları fareler olan bir gezegenin kurgulandığı romanda, fabl türü anlatının ironik ve politik dili, akıcı bir üslup içinde olaylara, olaylar karşısındaki kişi ve kişiler arası ilişkilere eşlik ediyor. Bu boyutuyla siyasal bir roman niteliği de taşıyan “Başbakanın Günlüğü”nde, her şeyi belirlemeye ve kontrol etmeye çalışan bir iktidarın kırılganlığı da anlatılıyor. Keza iktidarın büyüsüne kapılıp sormadan sorgulamadan itaat ilişkisi içerisinde yapıp eyleyenler de…   

Romanda, son seçimleri, tüm rakiplerinin toplamından daha fazla oy alarak, ezici bir çoğunlukla kazanan bir başbakanın, kendini tek muktedir ve en güçlü gördüğü bir dönemde, kaybolan ve Kızıllar’ın eline geçen günlüğüyle birlikte gelişen olaylar sürükleyici bir dizi film gibi, neredeyse sinemografik bir tarzda kare kare kesintisizce sergileniyor. Romanın kahramanlarından birisi olan Başbakan, her şeyi kontrol edip hesaplamaya, tedbirlerini ona göre almaya çalışırken, en güvenli mekânında paçayı ele veriyor.

Bunlardan habersiz olan ve Başbakan’a yakınlığını ilişki kurduğu kişi ve kurumlar karşısında ayrıcalığa dönüştürmeye çalışan birileri ise bu geçici statülerini kendilerinden daha değerli görmeye ve başkalarına da algılatmaya yöneliyor. Yazar, gündelik yaşam içerisinde de sık sık karşılaşılan ve kişinin değeri ve değerlerinden çok onun statüsü ekseninde gelişen hatta belirlenen ilişki ve davranışları, etik açıdan sergilemekle kalmıyor, aksine belirginleşen şu sorular çerçevesinde bunları tartışmaya açıyor: Kişinin değerini ve değerlerini belirleyen statü müdür? Bir kişiye statüsüne göre mi davranmak gerekir? Yoksa değerine göre mi? Statüye değer katan değerinin ve değerlerinin bilincinde olan kişi midir? Yoksa kişiyi değerli kılan statüsü mü?

Çok yönlü, çok boyutlu, çok anlamlı çok katmanlı bir yapıya sahip olan her roman gibi, Başbakanın Günlüğü’nde de siyasal, psikolojik boyutun yanı sıra özellikle etik ilişkiler bazında felsefe öne çıkıyor. Yazar, romanda ironik anlatıyla yer yer okuru gülümsetirken, kurguladığı olaylar karşısında kişilerin tutum ve davranışları, kurdukları etik ilişkiler aracılığıyla da düşündürmeye, sormaya sorgulamaya yöneltiyor. Eğer amacı buysa Atalay Girgin’in, Başbakanın Günlüğü’nde bunu başarıyla gerçekleştirdiğinin altını çizmek gerekiyor. Ve “Ya yarın olmasaydı?” derken, her şeyin hesaplanıp belirlenmeye, kontrol edilmeye çalışıldığı bir evrende, düşündüren bir başka kapıyı aralıyor. Elbette bakmaya, düşünmeye cüret edenlere…