Örtülü
ödenek, "örtülü işler" ve üstü örtülmüş toplum!
Fikret
Başkaya
"Devlet bir tasmadır ki, amacı etobur bir hayvan olan
insanı zararsız hale getirmek ve onu bir ot obur
gibi davranmaya zorlamaktır".
Arthur Schopenhauer
AKP
iktidarı faşizmi kurumsallaştırmak amacıyla peş peşe torba yasalar çıkarıyor.
Son torbayla cumhurbaşkanına da örtülü ödenek kullanma yolunun açılmasını, parti devleti ve faşizmi dayatma
niyetinin bir tezahürü olarak görmek gerekir. Neden usule ve teamüllere uygun
yasa çıkarmak yerine, torba yasa çıkarmayı tercih ediyorlar? Yasa çıkarma işini
oldu-bitti ye getirmek ve halktan gizlemek için... Oysa yasa teklif ve
tasarılarından önce parlamento üyelerinin bilgilendirilmesi, komisyonlarda
tartışılması, kamuoyunun da bilgisine sunulması, olgunlaştırılması, en sonunda
Meclis genel kurula getirilmesi ve kabul edilmesi gerekir. Bırakın halkın
bilgisine sunmayı, yangından mal kaçırırcasına çıkarılan torba yasalar,
muhalefet milletvekillerinden, dahası iktidar partisi milletvekillerinden bile
gizleniyor. Çoğu zaman AKP'li vekiller neye oy verdiklerini bile bilmiyorlar.
Bir de onlara halkın temsilcileri diyorlar. Meclis üyelerinin aslında kimin
temsilcisi oldukları sanılıyor?
"Örtülü
ödenek", raison d'État' nın bir
gereğidir ve Fransızca bir kavram olan raison
d'État, Türkçeye devlet aklı veya
hikmet-i hükümet şeklinde tercüme
ediliyor. Raison d'Etat, "devletin
yüksek çıkarları" gerekçesiyle kendi yasallığının dışına çıkması, yasa dışı,
ahlâk dışı, insanlık suçu kategorisine giren "örtülü", karanlık işler
yapması demektir. Aslında raison d'État'nın
varlığı demek, devletin suç üstü yakalanması,
kendini ele vermesidir ama rejimin tabularından biri olduğu için, maalesef
tartışma konusu yapılmıyor. Dolayısıyla olağan, dahası "gerekli bir
şey" sayılıyor. Türkiye bakımından ilave bir sorun daha var: Türkiye'de kutsal
devlet geleneğinin geçerli oluşu, "karanlık işler", 'örtülü işler'
yapmayı kolaylaştırıyor.