MEB’de
Hesaplaşma Erken Başladı
Atalay
Girgin*
Dün bir, bugün iki, demeye bile fırsat kalmadı. Milli Eğitim’in yeni ‘bakan’ı Mahmut Özer ayağının tozuyla işe koyuldu. İlk işlerinden biri de dört genel müdürü görevinden alıp, onların yerine, biri hariç, yenilerini atamak oldu.
Anlaşılan
dersine iyi çalışmış, olası görevine iyi hazırlanmıştı. Ne de olsa, rant ve
koltuk çetelerince ortaya saçılan bilgi ve iddialar arasında adı ilk telaffuz
edildiği günden itibaren, önünde epeyce bir zaman vardı. Yeterince hazırlık
yapabileceği…
Dile
kolay! Yaklaşık 11 ay önce, MEB’deki rant ve koltuk çetelerinin birbirine
düşmesi sonucu, 15 Eylül 2020’de şöyle yazılıp paylaşılmıştı: Bu, “Bakan
yardımcısı Mahmut Özer’i bakan yapma operasyonudur”.
Mahmut
Özer bu “operasyon”un neresindeydi? İçinde miydi, dışında mı? Yoksa hiçbir
yerinde mi? İddia edildiği gibi, birinin de malum “Vali” olduğu yazılan ve adım
adım bu operasyonu yürüttüğü belirtilen üç “üst akıl”dan biri miydi? Bilinmez
ama 11 ay öncesinden söylendiği ya da öngörüldüğü gibi bakanlık koltuğuna
oturtulmuştu sonunda.
Mahmut Özer’in, atamaya yetkili merciin lûtfuna mazhar olup, affedilerek ya da azledilerek görevinden ayrılacağı güne dek, Milli Eğitim’in yeni ‘bakan’ı olarak koltuğa atandığı gün sormuştuk: Ziya Selçuk Gitti Hesaplaşma Bitti Mi?1
Hesaplaşma Kaldığı Yerden…
Söz
konusu yazının yazılıp yayımlandığı saatlerde daha hiç kimse görevden
alınmamıştı.
Lakin
hem MEB içinde yaşanan rant ve koltuk çetelerinin merkez ve taşra
teşkilatlarında konumlanışı ortadaydı, hem de bunlar arasında gerçekleşen
dalaşma ya da çatışma sürecinde aleniyet kazanan bilgi ve iddialar… Keza birbirini
itham eden taraflardan birinin de girişilen operasyonu, daha 11 ay öncesinden “Bakan
yardımcısı Mahmut Özer’i bakan yapma operasyonu” olarak nitelediği de…
Tüm
bunlar bilinirken, “Ziya Selçuk Gitti Hesaplaşma Bitti Mi?” sorusunun yanıtı da
sır değildi. Ve tam da bundan dolayı “Elbette hayır!” yanıtını vermiştik soruya…
Mahmut
Özer de daha göreve başlamasının üzerinden yirmi dört saat bile geçmeden
kolları sıvadı. Ve MEB’deki hesaplaşma kaldığı yerden ya da Ziya Selçuk’un
bıraktığı yerden yeniden başladı. Ama bu kez tersine…
Selefin Yaptığını Yıkan Halef
Mahmut
Özer’in ilk icraat gününden nasibi alanlardan biri, selefi Ziya Selçuk’un,
giderayak İnşaat ve Emlak Genel Müdürü olarak görevlendirdiği Hakan Göçer’di.
Gölbaşı
Belediyesi’nden MEB’e geç(iril)en çiçeği burnunda transfer, Hakan Göçer, Ziya
Selçuk tarafından çok kısa bir süre önce İnşaat ve Emlak Genel Müdürlüğü’ne daire
başkanı olarak atanmıştı.
Ne
var ki altında Ziya Selçuk’un imzası olan bu atama kararnamesi, İnşaat ve Emlak
Genel Müdürü olan Umut Gür tarafından uygulanmamış ve Hakan Göçer göreve
başlatılmamıştı. Elbette bu dönemde, Ziya Selçuk tarafından imzalanan ve birçoğunun
76. maddeye dayanarak yapıldığı söylenen atama kararnamelerine uymayan ve
atananları göreve başlatmayan başkaları da vardı. Örneğin; İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü
Levent Yazıcı da bunlardan biriydi.
Ancak
Ziya Selçuk, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’ya karşı yapmaya
yeltenemediği güç gösterisini, İnşaat ve Emlak Genel Müdürü Umut Gür’e yaparak
onu görevden almıştı. Ve yerine de Gölbaşı Belediyesi’nden transfer Hakan Göçer’i
atamıştı.
İşte
Mahmut Özer de göreve başladığı gün, selefin yaptığının tam tersi bir karara
imza atarak, Hakan Göçer’i genel müdürlük koltuğundan kaldırıp, onun yerine
Umut Gür’ü getirivermişti.
Yalnızca
bu değil elbette. Mahmut Özer ilk icraat gününde üç genel müdürü daha görevden
aldı. Bursa ve Hatay İl Milli Eğitim Müdürlerini de aynı gün, onların yerine
genel müdür olarak atandı.
Görevden
alınan ve yerlerine atananlarsa şunlar: Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne, Bursa Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger. Ortaöğretim
Genel Müdürlüğüne, aynı genel müdürlükten daire başkanı Halil İbrahim Topçu. Destek
Hizmetleri Genel Müdürlüğüne, Hatay Milli Eğitim Müdürü Kemal Karahan.
Bu Daha Başlangıç
Başta
da söylediğimiz gibi, Mahmut Özer dersine iyi çalışmış. İyi hazırlanmış.
Elbette bu daha başlangıç ve hesaplaşma dozu artarak sürecek. Birileri üzülecek
birileri sevinecek. Hem de merkez teşkilatından taşra teşkilatlarına dek… Bir
önceki yazıda boşuna “Seyreyle gözüm Salih seyreyle!” demedik.
Anlaşılan
odur ki önümüzdeki günlerde rant ve koltuk çetelerinin kavgasında yara alanlar
ya da ellerindekileri de yitirenler malum mecralar üzerinden kuyruğuna basılmış
kediler misali ciyak ciyak bağıracak. Yeni olanaklara kavuşan başka birileri de
ellerini ovuşturacak keyifle… Seyreyleyin!
Eğitim
mi? O kadar sabırsız olmayın! Bunca sevinç ve keder arasında sırası mı şimdi
eğitimin? Hem de moraller bir yükselip bir alçalırken… Yürek mi dayanır buna?
Baksanıza…
Mahmut Özer bile, iddiaya göre, 11 aylık meşakkatli ve yorucu bir yolculuğun
sonunda, fiili ve potansiyel onca adayı geride bırakarak nail olabilmiş
birilerinin lûtfuna… Rahat bırakın ‘bakan’ı! İşini yapsın! “Eğitim de eğitim!”
diyerek sıkboğaz etmeyin!
Zaten
eğitim dediğiniz de nedir ki olsa da olur olmasa da… Çünkü yakın bir zamanda
eğitimde yeni bir reform müjdesiyle uyanırsanız da şaşırmayın! Bunların hepsi
sizin ve çocuklarınız için haa… Sakın unutmayın!
* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
1 Okumak
isteyenler için “Ziya Selçuk Gitti
Hesaplaşma Bitti Mi?” başlıklı yazı: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/3493/ziya-selcuk-gitti-hesaplasma-bitti-mi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder