MEB’e
“Domuzbağı” İşte Böyle Atılıyor!
Atalay
Girgin*
“MEB’e ve Eğitime Atılan Domuzbağı”1 başlıklı yazımızda, “domuzbağı”nın iki ucu olduğunu belirtmiştik: Bir ucunda rant vardı, diğer ucunda ise kadrolaşma ve aklama. Kadrolaşmada adres MEB Personel Genel Müdürlüğü’ydü. Aklamada ise herkesin malumu olduğu üzere, inceleme, soruşturma işlerini yürüten MEB Teftiş Kurulu… Ve onun, mızrak misali, adrese teslim iş yapan bazı müfettişleri…
Belirtilen
yazının peşi sıra gelen yazımızda ise “Atıf Ala MEB’deki ‘Domuzbağı’nın Hangi
Ucunda?”2 sorusunu yöneltmiştik.
Bu yazıları fazlaca genel bulan ve örneklerle daha da somutlaştırmak gerektiğini belirten okurlar oldu. Bunun üzerine aşağıdaki satırları yazmaya karar verdim. Ancak, her örneğin tabiri caizse nevi şahsına münhasır olduğunu, yani kendi koşulları bağlamında değerlendirilmesi ve her durum için genellenmemesi gerektiğini aklınızdan çıkarmamanızı öneririm. İşte örneklerimizden biri…
3,5 Yılda İl Milli Eğitim Müdür
Yardımcısı Olmuş!
“Bir
öğretmen göreve başlamasının üzerinden bu kadar kısa süre geçmişken nasıl il
milli eğitim müdür yardımcılığına atanır?”, diye sormayın. Eğer sizin de MEB
merkez teşkilatındaki rant çeteleriyle sıkı fıkı ilişkileriniz varsa ve onların
bir dediğini iki etmiyorsanız, sıfat, statü, makam dediğiniz nedir ki hepsi
köpeğiniz olur.
İşte
bu zat da rant çeteleriyle böylesi ilişkilere sahip olduğu iddia edilen
biridir. Malum sendika yöneticilerinin (Örneğin Türk Eğitim Sen ve Eğitim Bir
Sen, vb) bir kez bile haklarında olumsuz söz etmedikleri, hatta varlığına bile
değinmedikleri MEB merkez teşkilatına çökmüş olan rant ve koltuk çetesiyle bu
zatın ilişkileri, geçmiş yıllara dayanır. Ve süreç içerisinde karşılıklı olarak
sınana sınana pekişir.
Pekişen
ilişkilerin ilk ödülü öğretmenliğe atanma olur. İkinci ise daha öğretmenlikte yaklaşık
iki buçuk yıllıkken, uygun bulunan bir Öğretmenevi ve ASO’nun müdür
yardımcılığına atanmaktır. Hem de il merkezinde…
Burada
yaklaşık on üç on dört ay oyalanır. Tabir-i caizse orada müdür olarak bulunan ‘usta’nın
yanına çırak olarak verilir. Biraz yetişsin, deneyim kazansın dercesine…
Bu
süre zarfında ihale işlerini öğrenir! İhaleye nasıl fesat karıştırılacağını, adrese
teslim ihalenin nasıl yapılacağını tez zamanda kavrar. Arada kitabına uygun
olmayan organize işler de yaparlar ‘usta’sıyla (Daha sonra ki yıllarda ortaya
çıkacak olan)… Ama olsun! Ne önemi var ki ne arayan vardır zaten ne de hesap soran...
Ne de bunları inceleme ve soruşturma konusu yapan birileri…
İl MEM’e Geçmenin Zamanıdır Artık!
Lakin
bu işlerde ‘aslan payı’ hep ‘usta’sına
ve onun dışarıdaki ortaklarına ve işbirlikçilerine düşmektedir. Bu durum ne
kendisi için ne de MEB merkez teşkilatındaki rant çetesi için kabul edilebilirdir.
O halde buna daha fazla katlanmanın da Öğretmenevi ve ASO sınırlarına
hapsolmanın da burada oyalanıp durmanın da gereği yoktur. Rant faaliyetleri
alanını genişletmenin zamanıdır. Buna uygun bir makama geçmek gerekir.
Karar
verilmiştir. Kısa bir zamanda, zatı muhterem öğretmenin üyesi bulunduğu Eğitim
Bir Sen üzerinden yerelde, MEB merkez teşkilatındaki rant ve koltuk çetesi
üzerinden de Bakanlıkta gerekli ilişkiler kurulur. Ve ardı sıra fazlaca
beklemeden il milli eğitim müdürlüğü koltuğu oturmaya hazır hale getirilir. “Kimin
için?” diye sormayın! Elbette MEB’in güzide öğretmeni, rant çetesinin seçkin
elemanı için…
O
da öğretmenlikte daha dördüncü yılını bile doldurmadan altına sunulan bu
koltuğa oturmakta hiç tereddüt etmez. Artık il milli eğitim müdür yardımcısıdır…
Peki;
MEB’de tüm atama işlerini yapan, tüm personelin bağlı olduğu birim hangisidir? “MEB
Personel Genel Müdürlüğü” mü dediniz? Evet! Bildiniz!
Peki;
bu işleri yapan Personel Genel Müdürü kimdir? Dahası bu Personel Genel Müdürü, aynı
zamanda bilerince “arpalık” olduğu da iddia edilen hangi kurumun yönetim kurulu
üyesidir? Aaa… “İLKSAN…” mı, dediniz? Vallahi yine bildiniz.
Peki;
bu İLKSAN, hangi sendikanın kontrolü altındadır? Birileriyle baş başa vererek hazırladıkları
yönetim ve denetim kurulu listelerini onaylamaları için İLKSAN genel kuruluna sunan
ve onaylatan hangi sendikanın yöneticileridir? Bakın işte bu zor bir soru… Siz sorunun
cevabını düşünürken ben devam edip son birkaç paragrafla yazıyı bitireyim
efendim!
Teftiş Kurulu ve Müfettişler Bu
İşin Neresinde?
Siz
şimdi merak ediyorsunuzdur: “Buraya kadar anladık ki bu işin içinde MEB merkez
teşkilatındaki rant çetesi var. En azından yerelde malum sendika var. Belli ki Personel
Genel Müdürlüğü olmazsa olmaz. Keza iddialara göre, İLKSAN üzerinden ve rant
çetesine hiç itiraz etmeyen, hatta onun varlığını bile görmezden gelen tutumuyla
Türk Eğitim Sen’in bazı sendikacıları ve bazı üyeleri de bu işin kamberlerinden…
Peki; Teftiş Kurulu ve müfettişleri bu işin neresinde?” diyorsunuzdur.
Haklısınız
efendim! Lakin biraz sabredin! Önce bir Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala’ya
soralım. Yani aynı zamanda, Türk Eğitim Sen yöneticilerinin hazırlayıp genel
kurul üyelerine onaylatarak, İLKSAN yönetim kuruluna seçtirilmesine vesile
oldukları, zat-ı şahanelerinden daha iyi bilecek değiliz ya…
Bakalım
zat-ı şahaneleri, ne diyecek şu sorumuza: Son yıllarda, görevlendirdiğiniz
müfettişler aracılığıyla, yukarıda anlattığımız niteliklere sahip bir
öğretmene, bir il milli eğitim müdür yardımcısına ilişkin herhangi bir ihale
yolsuzluğu soruşturması yaptınız mı? Eğer yaptıysanız bu kişiye özel bir karar
verdiniz mi?
Hatta
daha da spesifik bir soru: Bu kişiyi bir biçimde aklarcasına ve “Bir seferden
bir şeycik olmaz” dercesine müfettişleriniz tarafından ya da sizin tarafınızdan
“münferit”tir hükmü verildi mi? Yoksa bu konudaki tüm iddialar asılsız mıdır?
Şimdi
anladınız mı? Teftiş Kurulu, Bakanlık müfettişleri ve hatta Atıf Ala bu işin
neresinde? Eğer hâlâ anlamadınızsa, hemen bunun ardı sıra gelecek olan “…. …. Ve
Mahir Müfettişler” yazımızı bekleyin efendim. Hem de isim isim…
****
NOT:
Şu soruyu bir kenara bırakalım şimdilik! Belki bir yanıtlayan bulunur. Eğer
kısa bir zamanda yanıt gelmezse, hiç merak etmeyin, uygun bir zamanda ben
yanıtlarım. Sorumuz Türk Eğitim Sen ve İLKSAN Yönetim Kurulu’na: İLKSAN yönetim
ya da denetim kurulunda, herhangi bir yolsuzluk dosyasından, birilerini aklamış
herhangi bir üye var mıdır? Eğer varsa bu üye kimdir? Eğer varsa bu üyeyi İLKSAN
yönetim kuruluna, ağzınızdan düşürmediğiniz hangi milli ve manevi değerlerinizin
gereği olarak aldınız? Eğer varsa ve bu kişiyi bilmeden yönetim kuruluna
seçtiniz ve seçtirdinizse, onun istifasını isteyecek misiniz? Yoksa ilgili
üyenin istifasını istemek yerine, “Yolsuzluk ve yolsuzluklardan adam aklama,
onlarla koyun koyuna yaşama, bizim milli ve manevi değerlerimizdendir. Biz
gelenek, görenek ve töremizin yılmaz bekçileri ve savunucularıyız” mı
diyeceksiniz?
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi
Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
1 MEB’e ve Eğitime Atılan “Domuzbağı” için
tıklayın: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2759/meb-ve-egitime-atilan-domuzbagi
2Atıf Ala MEB’deki ‘Domuzbağı’nın Hangi Ucunda? Yazısı
için tıklayın: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2764/atif-ala-mebdeki-domuzbaginin-hangi-ucunda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder