Sayfalar

05 Aralık 2020

MEB’e “Domuzbağı” İşte Böyle Atılıyor!

 

MEB’e “Domuzbağı” İşte Böyle Atılıyor!

Atalay Girgin*

“MEB’e ve Eğitime Atılan Domuzbağı”1 başlıklı yazımızda, “domuzbağı”nın iki ucu olduğunu belirtmiştik: Bir ucunda rant vardı, diğer ucunda ise kadrolaşma ve aklama. Kadrolaşmada adres MEB Personel Genel Müdürlüğü’ydü. Aklamada ise herkesin malumu olduğu üzere, inceleme, soruşturma işlerini yürüten MEB Teftiş Kurulu…  Ve onun, mızrak misali, adrese teslim iş yapan bazı müfettişleri…

Belirtilen yazının peşi sıra gelen yazımızda ise “Atıf Ala MEB’deki ‘Domuzbağı’nın Hangi Ucunda?”2 sorusunu yöneltmiştik.

Bu yazıları fazlaca genel bulan ve örneklerle daha da somutlaştırmak gerektiğini belirten okurlar oldu. Bunun üzerine aşağıdaki satırları yazmaya karar verdim. Ancak, her örneğin tabiri caizse nevi şahsına münhasır olduğunu, yani kendi koşulları bağlamında değerlendirilmesi ve her durum için genellenmemesi gerektiğini aklınızdan çıkarmamanızı öneririm. İşte örneklerimizden biri…

3,5 Yılda İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Olmuş!

“Bir öğretmen göreve başlamasının üzerinden bu kadar kısa süre geçmişken nasıl il milli eğitim müdür yardımcılığına atanır?”, diye sormayın. Eğer sizin de MEB merkez teşkilatındaki rant çeteleriyle sıkı fıkı ilişkileriniz varsa ve onların bir dediğini iki etmiyorsanız, sıfat, statü, makam dediğiniz nedir ki hepsi köpeğiniz olur.

İşte bu zat da rant çeteleriyle böylesi ilişkilere sahip olduğu iddia edilen biridir. Malum sendika yöneticilerinin (Örneğin Türk Eğitim Sen ve Eğitim Bir Sen, vb) bir kez bile haklarında olumsuz söz etmedikleri, hatta varlığına bile değinmedikleri MEB merkez teşkilatına çökmüş olan rant ve koltuk çetesiyle bu zatın ilişkileri, geçmiş yıllara dayanır. Ve süreç içerisinde karşılıklı olarak sınana sınana pekişir.

Pekişen ilişkilerin ilk ödülü öğretmenliğe atanma olur. İkinci ise daha öğretmenlikte yaklaşık iki buçuk yıllıkken, uygun bulunan bir Öğretmenevi ve ASO’nun müdür yardımcılığına atanmaktır. Hem de il merkezinde…

Burada yaklaşık on üç on dört ay oyalanır. Tabir-i caizse orada müdür olarak bulunan ‘usta’nın yanına çırak olarak verilir. Biraz yetişsin, deneyim kazansın dercesine…

Bu süre zarfında ihale işlerini öğrenir! İhaleye nasıl fesat karıştırılacağını, adrese teslim ihalenin nasıl yapılacağını tez zamanda kavrar. Arada kitabına uygun olmayan organize işler de yaparlar ‘usta’sıyla (Daha sonra ki yıllarda ortaya çıkacak olan)… Ama olsun! Ne önemi var ki ne arayan vardır zaten ne de hesap soran... Ne de bunları inceleme ve soruşturma konusu yapan birileri…

İl MEM’e Geçmenin Zamanıdır Artık!

Lakin bu işlerde ‘aslan payı’  hep ‘usta’sına ve onun dışarıdaki ortaklarına ve işbirlikçilerine düşmektedir. Bu durum ne kendisi için ne de MEB merkez teşkilatındaki rant çetesi için kabul edilebilirdir. O halde buna daha fazla katlanmanın da Öğretmenevi ve ASO sınırlarına hapsolmanın da burada oyalanıp durmanın da gereği yoktur. Rant faaliyetleri alanını genişletmenin zamanıdır. Buna uygun bir makama geçmek gerekir.

Karar verilmiştir. Kısa bir zamanda, zatı muhterem öğretmenin üyesi bulunduğu Eğitim Bir Sen üzerinden yerelde, MEB merkez teşkilatındaki rant ve koltuk çetesi üzerinden de Bakanlıkta gerekli ilişkiler kurulur. Ve ardı sıra fazlaca beklemeden il milli eğitim müdürlüğü koltuğu oturmaya hazır hale getirilir. “Kimin için?” diye sormayın! Elbette MEB’in güzide öğretmeni, rant çetesinin seçkin elemanı için…

O da öğretmenlikte daha dördüncü yılını bile doldurmadan altına sunulan bu koltuğa oturmakta hiç tereddüt etmez. Artık il milli eğitim müdür yardımcısıdır…

Peki; MEB’de tüm atama işlerini yapan, tüm personelin bağlı olduğu birim hangisidir? “MEB Personel Genel Müdürlüğü” mü dediniz? Evet! Bildiniz!

Peki; bu işleri yapan Personel Genel Müdürü kimdir? Dahası bu Personel Genel Müdürü, aynı zamanda bilerince “arpalık” olduğu da iddia edilen hangi kurumun yönetim kurulu üyesidir? Aaa… “İLKSAN…” mı, dediniz? Vallahi yine bildiniz.

Peki; bu İLKSAN, hangi sendikanın kontrolü altındadır? Birileriyle baş başa vererek hazırladıkları yönetim ve denetim kurulu listelerini onaylamaları için İLKSAN genel kuruluna sunan ve onaylatan hangi sendikanın yöneticileridir? Bakın işte bu zor bir soru… Siz sorunun cevabını düşünürken ben devam edip son birkaç paragrafla yazıyı bitireyim efendim!

Teftiş Kurulu ve Müfettişler Bu İşin Neresinde?

Siz şimdi merak ediyorsunuzdur: “Buraya kadar anladık ki bu işin içinde MEB merkez teşkilatındaki rant çetesi var. En azından yerelde malum sendika var. Belli ki Personel Genel Müdürlüğü olmazsa olmaz. Keza iddialara göre, İLKSAN üzerinden ve rant çetesine hiç itiraz etmeyen, hatta onun varlığını bile görmezden gelen tutumuyla Türk Eğitim Sen’in bazı sendikacıları ve bazı üyeleri de bu işin kamberlerinden… Peki; Teftiş Kurulu ve müfettişleri bu işin neresinde?” diyorsunuzdur.

Haklısınız efendim! Lakin biraz sabredin! Önce bir Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala’ya soralım. Yani aynı zamanda, Türk Eğitim Sen yöneticilerinin hazırlayıp genel kurul üyelerine onaylatarak, İLKSAN yönetim kuruluna seçtirilmesine vesile oldukları, zat-ı şahanelerinden daha iyi bilecek değiliz ya…

Bakalım zat-ı şahaneleri, ne diyecek şu sorumuza: Son yıllarda, görevlendirdiğiniz müfettişler aracılığıyla, yukarıda anlattığımız niteliklere sahip bir öğretmene, bir il milli eğitim müdür yardımcısına ilişkin herhangi bir ihale yolsuzluğu soruşturması yaptınız mı? Eğer yaptıysanız bu kişiye özel bir karar verdiniz mi?

Hatta daha da spesifik bir soru: Bu kişiyi bir biçimde aklarcasına ve “Bir seferden bir şeycik olmaz” dercesine müfettişleriniz tarafından ya da sizin tarafınızdan “münferit”tir hükmü verildi mi? Yoksa bu konudaki tüm iddialar asılsız mıdır?

Şimdi anladınız mı? Teftiş Kurulu, Bakanlık müfettişleri ve hatta Atıf Ala bu işin neresinde? Eğer hâlâ anlamadınızsa, hemen bunun ardı sıra gelecek olan “…. …. Ve Mahir Müfettişler” yazımızı bekleyin efendim. Hem de isim isim…

****

NOT: Şu soruyu bir kenara bırakalım şimdilik! Belki bir yanıtlayan bulunur. Eğer kısa bir zamanda yanıt gelmezse, hiç merak etmeyin, uygun bir zamanda ben yanıtlarım. Sorumuz Türk Eğitim Sen ve İLKSAN Yönetim Kurulu’na: İLKSAN yönetim ya da denetim kurulunda, herhangi bir yolsuzluk dosyasından, birilerini aklamış herhangi bir üye var mıdır? Eğer varsa bu üye kimdir? Eğer varsa bu üyeyi İLKSAN yönetim kuruluna, ağzınızdan düşürmediğiniz hangi milli ve manevi değerlerinizin gereği olarak aldınız? Eğer varsa ve bu kişiyi bilmeden yönetim kuruluna seçtiniz ve seçtirdinizse, onun istifasını isteyecek misiniz? Yoksa ilgili üyenin istifasını istemek yerine, “Yolsuzluk ve yolsuzluklardan adam aklama, onlarla koyun koyuna yaşama, bizim milli ve manevi değerlerimizdendir. Biz gelenek, görenek ve töremizin yılmaz bekçileri ve savunucularıyız” mı diyeceksiniz?



* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com

1 MEB’e ve Eğitime Atılan “Domuzbağı” için tıklayın: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2759/meb-ve-egitime-atilan-domuzbagi

2Atıf Ala MEB’deki ‘Domuzbağı’nın Hangi Ucunda? Yazısı için tıklayın: https://www.gercekgundem.com/yazarlar/atalay-girgin/2764/atif-ala-mebdeki-domuzbaginin-hangi-ucunda

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder