Bu yazımı GENÇLERE armağan ediyorum.(Halit Suiçmez)
AŞK MAVİDİR ÖĞRETMENİM Üzerine
Halit Suiçmez
Okullar tam yaz tatiline girdi.
Lise öğrencileri eğitimle, okul yönetimleriyle, hak ve özgürlükleriyle ilgili olarak bildiriler yazıp açıkladılar.
Tam da bu konuları; eğitimi, okul yönetimlerini, dersleri, öğrencilerin insan ilişkilerini, öğretmenleri işleyen, anlatan güzel bir kitap var elimizde.
Düşündürücü, zevkli, ufuk açıcı ve insanı ileri okuma-düşünme-tartışma ve araştırma noktalarına götürecek bir eser..
Romancı, Felsefe Öğretmeni, Dostum Atalay Girgin’in son romanı, “Aşk Mavidir Öğretmenim” yeni yayımlandı.
NotaBene Yayınlarından çıktı bu büyüleyici, güzel eser.
Gençler, orta yaş gençler, eğitim, felsefe, bilim, sanat, aşk üzerine düşünen, yazan-çizen, aşkı, “arayan-anlatan” dostlar; hemen alın bu 239 sayfalık kitabı ve geçin masaya..
Yanınızda da ucu iyi sivriltilmiş bir kurşun kalem olsun bence, çünkü altı çizilecek, dönüp yeniden okunacak, tartışılacak o kadar çok, güzel, sarsıcı, ruhu ve düşünceyi genişletici cümle var ki, bir felsefe, bilim, sanat, içtenlik şöleni, duygusu, sohbeti içinde bulacaksınız kendinizi..
Ben bir kez okudum, hemen ilk izlenimlerimi yazıyorum, daha rahat zamanlarımda yeniden okuyup, edebi, psikolojik, felsefi, eğitsel, sosyal ve siyasal yönlerden de genel bir değerlendirme yapacağım.
Romanın kahramanları; Meryem, Afşin ve Felsefe öğretmeni Evin Derya Ay, (Evin öğretmen) Evin, Türkçede, bir şeyin özü, anlamında, Kürtçede ise, aşk anlamına geliyor.
Evin öğretmenin anne ve babası aşk anlamını düşünerek Evin adını vermişler, kızlarına. Evin öğretmenin açıklamasına göre, Türk bir anne ve babanın çocuğu olarak doğmuş.
Öğrencileri de bu bilgilenmeden sonra ona; “aşk öğretmen” diye seslenmişler.
Evin öğretmen güleç, “aslan yelesi gibi ensesinden omuzlarına dökülen, gür ve kızıla boyalı dalgalı saçları olan, okulda beyaz önlük giyen, manken edasıyla düzgün yürüyen, dik omuzlu, kemerli burunlu, iri gözlü, dolgun dudaklı, köşeli çeneli, bir hanım öğretmen.(s;61)
Öğrencilere hep, “merhaba arkadaşlar” diye söze başlar.
Felsefeyi, “…temelinde akıl olan bir düşünme, sorma, sorgulama, ele alınan konuya dair parça bütün ilişkilerini kurarak, eleştirel bir biçimde, bütünsel düşünme etkinliğidir…”(s; 109)
“Kavramları düşünüyoruz, hep konuşup durduğumuz, ama anlamları üzerinde fazlaca bilgimiz olmadan yerli yersiz söyleyip durduğumuz kavramları…yanıtlardan çok da sorular ön plana çıkıyor…”(s; 139)
“…Her felsefe dersinden sonra…zihnimiz genişler…bakışlarımız derinleşir…zenginleşir…farkındalığımız artar…”(s,140)
Felsefe dersinde, yerinde ve zamanında olmak üzere, her şey tartışılabilir.
Bir keresinde söz “aşk”a gelir. Evin öğretmen öğrencilere “aşk nedir?” diye sorar.(s,156)
Evin öğretmen, yani öğrencilerin deyimiyle, “aşk öğretmen”, onların epeyce bir konuşmalarını dinledikten sonra; “size, ödev, aşkın rengi nedir, konusunu bir kompozisyon olarak yazıp getirin” der. (s; 156)
Meryem ödevini yazar, aşk deyince özgürlüğü düşünmüştür, çünkü toplumda açıktan yaşanmasına izin verilmeyen, yasaklar getirilen bir ilişkidir.
Aşk mavidir, deyince Meryem’in aklına …nehirler…denizler..okyanuslar…gökyüzü..sonsuzluklar..gelir..
Öğretmeniyle yaptığı konuşmanın bir yerinde; “…size şöyle desem, “Aşk mavidir, Aşk öğretmenim”, bana alınıp kırılmazsınız değil mi?”(s,185)
Evin öğretmen, öğrencisi Meryem’e, sır verircesine kulağına eğilerek;
“…Kimseler duymasın…bundan sonra bana, Aşk öğretmenim” diyebilirsin” demiştir.,
“…Kimseler duymasın…bundan sonra bana, Aşk öğretmenim” diyebilirsin” demiştir.,
Okulda müdür ve yardımcıları ile yardakçıları tarafından devamlı izlenen, gözlenen, hakkında yalan-yanlış söylentiler çıkarılan ve soruşturma açtırılıp bir başka okula nakli çıkarttırılan Evin öğretmen, ayrılırken öğrenciler bahçede kendisine bir sürpriz hazırlamışlardır.
Çocukların yakalarındaki mavilikler havalanıp büyüyor ve alkışlar eşliğinde gökyüzünü kendi rengine büyüyordu.
Hep bir ağızdan;
“Aşk öğretmenim unutma bizi! Aşk öğretmenim unutma bizi!”
Değerli yazar Atalay Girgin’in romanı öz olarak; iki gencin yeni başlayan aşkının nasıl bastırılmak istendiğinin dramatik öyküsüdür.
Felsefe öğretmeni Evin Hanımın örnek olacak ders işleyiş tarzının ve onunla da okul yönetiminin nasıl “uğraştığının” gülünesi öyküsüdür.
Biraz da kahramanları tanıyalım;
Meryem’den başlayalım;
Uzun kirpikli, kara gözlü, gür siyah kaşlı, bir dal gibi uzun ve incecik bedenli, uzun dalgalı saçlı, esmer yüzlü, lisede okuyan bir kız öğrenci.
Van’dan Ankara’ya gelmiş, kalabalık nüfuslu bir ailenin kızı.
Ankara’da yatılı okulda okuyor, pansiyonda kalıyor. Pansiyonda, “çoğul yalnızlık” içinde, bunu çokça şiir kitapları okuyarak aşmaya çalışıyor.
Afşin; atletik yapılı, upuzun boylu, güçlü kuvvetli, yakışıklı, gözde bir lise öğrencisi. Basketçi.
Meryem’den önce haşarı bir çocuk, tanışıp, Meryem’e ilgi duyduktan sonra, duygusal arkadaşlıkla değişen ve çok okuyan, çok çalışkan, saygılı, başarılı bir genç.
Aşkın dönüştürücü gücü çok iyi anlatılıyor bu romanda.
Ayrı sınıftalar, Afşin kendi ailesinin villa evinden gelip giderken, Meryem yurtta kalmakta.
Öğretmenlerin bir kısmı eğitimin yanı sıra ticaret ile de ilgilenmekte.
Birisi, “milliyetçi muhafazakâr, diğeri ise “muhafazakâr milliyetçi” sendikalara üye olan iki öğretmen arkadaş.
Ne farkı var diyeceksiniz?
Efendim, “böl-yönet” politikaları her yerde var.
Afşin, sevgilisi Meryem’eTavbanu diyor, bu ismi de, okuduğu bir kitaptan alıyor. Güneş Sultan demekmiş.
Okul müdürü, yan yana oturup konuşan iki öğrenciyi, “ahlaksızlık” yapıyorlar diye okuldan atmaya kalkar, gençlerden birinin ailesi de devreye girerek, ortada öyle bir şey olmadığını belirtirler.
Afşin’in babası hukukçudur, gençlerin arkasında durur, okul yönetiminin baskısına karşı mücadele eder.
Kitapta, ayrıca bilim felsefesi, edebiyat, matematik, dershaneler, sınavlar, tercihler gibi birçok alanda sürpriz öyküler, yaklaşımlar bulunmakta.
Ben bu ilkyazda okudum, ilk fırsatta yineleyeceğim.
Eline sağlık dostum, devamını da bekliyoruz..
Sevgi ve üretkenlik ile kalın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder