Bir
Mitçi Önerisi: Boğaziçi Direnişi ve Demokrasi Cephesi
Atalay
Girgin*
“Öğretmenler Susarsa Toplum Lâl Olur1” başlıklı söyleşide de belirtildiği gibi, Türkiye olağan bir toplumsal bunalım döneminden geçmiyor. Aksine toplumsal çözülme ve kültürel çürümenin en tepeden en aşağıya dek tüm toplumsal kurum ve kuruluşları sarıp sarmaladığı, olağanüstü bir toplumsal bunalım döneminden geçiyor.
Yasama,
yargı ve yürütmeden, eğitim ve hukuk dâhil ekonomik, sosyal, siyasal ve dinsel
kurum ve kuruluşlara dek her şeyi kuşatan bu olağanüstü bunalım, Sorokin’in
deyişiyle, birçok farklı kesimden insanın, toplumsal kültürel ayakkabılarının
vurmaya başlamasını da beraberinde getiriyor. Elbette çözüm arayışı ve
önerilerini de…
Önce Sorokin’e Kulak Verelim
Tam da böylesi bir döneme değinircesine, “Normal zamanlarda bile, en azından birkaç düşünür ya da bilgin, insanın kaderi –belirli bir toplumun nereden gelip nereye gittiği, nasıl ve niçini- üstünden kafa yorar” diyen Sorokin, sözlerini şöyle sürdürür: