Öğretmene
Savunma Cezası
Öğretmene bir disiplin
soruşturması nedeniyle kendisinden istenen savunmasından dolayı ceza
verilebilir mi?
Bu soruya iki cevap
verilebilir: Birincisi yasayla güvenceye alınmış “Savunmanın dokunulmazlığı”
kapsamı içerisinde ve buna riayet etmek koşuluyla, ceza verilemez.
İkincisi ise burası
Türkiye’dir, içerisinde yaşadığımız dönemde, liyakat değil, bilumum torpil,
kayırmacılık, siyasi hesap, vb. üzerinden ve birilerine el pençe durarak yetkili
makamlara getirilmiş olanlardan her şey beklenir, denildiğinde ise savunmaya
ceza verilebilir. Hatta verilebilir değil, verilir. Çünkü yukarıdaki sayılan
özelliklere sahip kişiler, oturtuldukları makam ve koltuklara istinaden
kendilerine verilen sıfat ve statülere dayanarak kendilerini bir halt sanmaya
başlarlar. Ve bir anda makama tanınan yetki ve selahiyetleri kendi
kişiliklerine, güçlerine aitmiş gibi davranmaya girişirler. Bu tam da kendisini
ve çevresindeki diğer insanları değeri ve değerleriyle kavramaktan aciz ilinek
insanların tavrıdır.
İlinek
İnsanın Encamı
Oysa her insanın, insan
olmak bakımından değeri ve değerleri vardır. Bu ilinek insanlar içinse değeri
olan yalnızca sıfatlar, statüler ve makamlardır. Eğer kendi sıfat, statü ve
makamlarını sizinkinden üste görüyorlarsa size tepeden ve küçümseyerek
bakarlar. Eğer durum tersiyse, o zaman da size yaranabilmek için her şeyi
yapmaya amadedirler. Size yaranabilmek, birilerinin lütfuna sığınarak
oturdukları koltukları koruyabilmek için, karşınızda el pençe divan durmaktan,
elinizi ayağınızı öpecek denli eğilmekten kaçınmazlar. Hal böyle olunca,
“Savunma”dan dolayı şikayet de ceza da kaçınılmazdır. Bunlar için, yasa masa
hak getire türünden teferruata dönüşür.
Toplumsal çözülme ve
kültürel çürümenin tepeden tırnağa arz-ı endam eylediği yerde bunlar
kaçınılmazdır. Çünkü toplumsal çözülme ve kültürel çürümenin etkisinden azade
kalmaya, değer erozyonundan kurtulmaya ne siyaset ve ekonomi, ne yargı ve din,
ne de bunun panzehiri olabilecek eğitim, vb. yeteneklidir. Yani, ne denli
direnç gösterirse göstersin öğretmenler ve eğitim kurumu yöneticileri de değer
erozyonuyla kendisini gösteren kültürel çürüme sarmalının pençesine düşer.
Düşmemek için direnenler de ya cezalandırılır. Ya da ödülle bu sürecin parçası
kılınır.
Peki;
Yasa Ne Söylüyor?
Bundan dolayı biz,
dokunulmazlığı yasayla güvence altına alınmış olan "savunma" maddesine dönelim: Söz konusu
yasa, yani TCK.’nın 128. Maddesi, Anayasa’ya dayanarak der ki “Yargı mercileri veya idari makamlar
nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında,
kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde
bulunulması halinde ceza verilemez”.
Yasanın, “kişilerle
ilgili (…) olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde” bile “ceza
verilemez” hükmüne rağmen, idare, “Savunma”sında “şu” diye gösterilen ya da
gösterilebilecek bir kişiye hakaret, tehdit, küfür olmadığı halde, bu
satırların yazarına karşı soruşturma açmıştır. İdarenin şikayeti sonucu açılan
soruşturma sonunda da 125/D-I maddesi gereği de “Bir yıl kademe ilerlemesinin
durdurulması cezası” ile cezalandırılması teklif edilerek “İl Milli Eğitim
Disiplin Kurulu”na sevk edilmiştir. Bir mucize olmazsa önümüzdeki günlerde ceza
da verilecektir.
Neylersiniz ki
“Savunmanın dokunulmazlığı”yla ilgi yasaya rağmen burası, birilerinin lütfuna
mazhar olarak sıfat, statü ve makam sahibi olarak koltuğa oturanların yasa masa,
mahkeme kararı dinlemedikleri bir ülkeye dönüşen Türkiye’dir. Burada egemenler
ve onların “hık” deyicileri kendi yaptıkları yasaları, kendileri çiğnemekte
mahirdir.
Lakin, unutulmasın ki var
olan her şey yok olmaya mahkumdur ve bugünler de gelip geçicidir. Ve hiç
kuşkunuz olmasın er ya da geç geçecektir!
2-) Yukarıdaki dipnotta yer alan "SAVUNMA" üzerine açılan soruşturma kapsamında sunduğum metin: Okuyun ve siz karar verin kimin suçlu olduğuna: "SAVUNMA"NIN DA SAVUNMASI