Filistin: Bir
İnsanlık Ayıbı…
Fikret Başkaya
“Şeyleri
adıyla çağırmamak bir yalan söyleme yöntemidir…”
“Önemli olan nereye bakıldığı değil, nereden bakıldığıdır…”
Siyonist İsrail 74 yıldır Filistin halkını katlediyor, işkence ediyor, aç bırakıyor, aşağılıyor, ilticaya zorluyor ve dünyanın geri kalanı o utanca ortak olmakta bir beis görmüyor… Filistin toprağında İsrail diye ucube Siyonist devletin neye kurulduğunu pek merak eden yok… Kapitalizm, kolonyalizm, emperyalizm, Siyonizm sorun edilmeden, “Batı medeniyeti’ denilen hakkında düşünce açıklığı olmadan Filistin gerçeğini anlamak mümkün değildir…
Siyonist İsrail
Devleti, birincisi, ‘normal bir devlet değildir ve ikincisi, bir Orta-Doğu
devleti de değildir. Siyonist İsrail demek, Orta-Doğu denilen bölgeye taşmış
Batı emperyalizmi, ABD, İngiltere, Fransa, vb. demektir… Bir tür ‘doku
transplantasyonu’ söz konusudur… Velhasıl doku uyuşmazlığı var. Siyonist
devlet Orta-Doğu’daki emperyalizmdir… Dolayısıyla, neden söz ettiğini
bilmek önemlidir…
Siyonist devlet 1948 yılında bir Birleşmiş Milletler Örgütü hilesiyle kuruldu. O kadar ayıp BM’ye yeter de artardı bile… Zira, öyle bir devletin kurulması, bizzat Birleşmiş Milletler Örgütü ‘Şartına’ aykırıydı… Filistin toprağı Yahudi Yerleşimciler tarafından işgal edildi, Filistin halkının önemli bölümü sürgün edildi, topağından koparıldı… Siyonist devletin kuruluşunu izleyen 75 yılda İsrail 65 Birleşmiş Milletler Örgütü kararına uymadı… Siz Birleşmiş Milletler Örgütü denileni ne sanıyorsunuz? Bu arada Türkiye’nin Siyonist rejimi tanıyan ilk Müslüman ülke olduğunu da hatırlamak gerekir…
Siyonist devlet neden
başka yerde değil de Filistin toprağında kuruldu? Daha 1840’lı yıllarda İngiliz
dergilerinde Orta-doğuda bir Avrupa devleti kurma gereğinden söz ediliyordu… Ve
yaklaşık 100 yıl sonra muratlarına erdiler… Filistin toprağı tercih
edildi zira Orta-Doğu dünyanın
merkezidir… ‘Modern
zamanlardan’ önce de,KristofKolomb’un macerasından önce de orası dünyanın
merkeziydi…
Tarih boyunca
emperyal emelleri olan tüm devletlerin gözünü oraya dikmesi boşuna değildir… Orta-Doğu,
jeopolitik, jeostratejik, jeo-ekonomik ve ticari önemi son derecede büyük bir
coğrafyadır… Ticaret yollarının, su yollarının kesişme noktasıdır… Kıtaların
kavuştuğu yerdir… Şimdilerde de emperyalist kapitalizmin damarlarında dolaşan
kan olan petrolün,doğal gazınvebazı ‘stratejik madenlerin’ de çoğu oradadır…
Esasen Filistin’in
başına gelen bir kolonizasyondu ama iki bakımdan özellik arz ediyordu:
Birincisi, bilinen klasik kolonyalizmde (sömürgecilikte), bir ülke emeğini
sömürmek, emeğinin ürününe el koymak, doğal kaynaklarını yağmalamak için işgal
edilir, sömürgeleştirilir… Filistin’de fazlası vardı… Orada söz konusu olan Filistin
toprağını insansızlaştırmaktı… Bu bakımdan Filistin halkının başına gelen,
genel bir çerçevede Ermeni halkının başına gelene benziyor…
Ve ikincisi de
tarihin bir ironisi, bir cilvesi olarak, sömürge halklarının bağımsızlıklarını
kazandığı, kendi kaderlerini tayın etmek üzere tarih sahnesine çıktıkları self-determinasyon’a
kavuştukları bir dönemde, Filistin kolonize edilmişti… [Aslında self
determinasyon hiçbir yerde tam olarak gerçekleşmedi ama onu tartışmanın yeri
burası değil].
Esasen Siyonizm politik bir ideolojidir ve bir tabu mertebesine
yükseltilmiş durumdadır… Bilindiği gibi tabu, yasaklanarak korunandır… Dokunan
eli yakar… Her kim
ki, Siyonizmi tartışmak isterse, hemen antisemit (Yahudi düşmanı) damgasını yer
ve sesi kısılır… Mesela Batı Üniversitelerinde bile Siyonizme dair bir
etkinlik, bir konferans düzenlemeye cüret edenler, anında tehdit edilirler… afişleri
indirilir, bildiriler tahrip edilir, konferansı düzenleyenler tehdit edilir, bir
terör havası estirilir… ‘Ayıbı açık etmek daha büyük ayıp’ sayıldığına göre…
Siyonizm ve
Filistin’e dair bir dizi yalan, bir dizi tevatür üretilmiş durumdadır: İşte, Halkı olmayan toprak,
toprağı olmayan halk… Bir
yer, bir toprak, bir ülke var ki, orada yaşayan bir halk yok… Bir de bir halk
var, onun da toprağı yok.! Ve orada Siyonist devletin kurulması, bu ikisinin
kavuşması demeye geliyor… Oh ne güzel… Ve ikincisi, Siyonist İsrail’in
bölgedeki tek demokrasi olduğu yalanı… Tam bir Apartheid rejimi nasıl oluyor da demokrasinin
timsali sayılabiliyor? Üçüncüsü, İsrail’in dünyanın dördüncü askeri gücü olması
gerektiği, zira bir düşman çemberi tarafından sarılmış durumda olduğu
söyleniyor… Eğer öyleyse, olabildiğince güçlü bir orduya sahip olmalıdır…
Dördüncüsü de Filistinde İsrail Devletinin kurulmasıyla Holokostun [Yahudi kırımı) sonuçları
hafifletilecek, kısmen de olsa ödünlenecekti… Nazi kırımında Filistinlilerin
bir dahli mi vardı?
Oysa, Siyonist
devletin asıl misyonu ve varlık nedeni Bölge halklarının ve devletlerinin kendi
ayakları üstünde durmalarını engellemektir… Bölgeyi sürekli bir
çatışma-didişme, savaş, terör ve kaos ortamında tutmaktır… İstikrarsızlığı
sürekli kılmaktır…Maalesef bunu bugüne kadar başardılar…
Kapitalizm
emperyalizm üretmeden, emperyalizm savaşsız, hegemonya da düşmansız yapamaz… Ukrayna savaşı boşuna
peydahlanmadı… Kapitalist dünya sistemi sıkışmış bulunuyor… Kapitalizm patinaj
yapıyor… Aslında söz konusu olan bir ‘uygarlık krizi’… Bir bakıma Birinci
Emperyalistler arası Savaş öncesini andıran bir durum var… Velhasıl Başta ABD
olmak üzere, emperyalist kampın yeni bir dünya savaşına ihtiyacı var… Televizyonlarda
öbek- öbek ‘konunun uzmanları’ sorunun esasına dokunmadan, kapitalizmi,
kolonyalizmi, emperyalizmi, Siyonizmi yok sayarakHamas’ın son saldırısını ‘tartışıyorlar’…
Aslında saldırı sadece Hamasın eseri değil, tüm Filistinli örgütlerin dahliyle
gerçekleşmiş görünüyor…
Filistinliler ırkçı
‘Apartheid Rejimine’ karşı direndiğinde bu “terörizm” oluyor. Siyonist Rejim
Filistin halkını katlettiğinde, rehin aldığında, hapsettiğinde, işkence
ettiğinde, evlerini başlarına yıktığında, aç-susuz bıraktığında“meşru müdafaa”
sayılıyor… Oysa, asıl terör devlet terörüdür…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder