Aşk ve Düzen Gerçeği…
Dr. Halit Suiçmez*
“Aşk Diriltir…”(s.187)
“Gerçek ve gerçeklik sürekli değişim
halindedir.”(s.115)
(Kaynak;Atalay Girgin, Aşk Mavidir
Öğretmenim)
Bir kitap üzerinden yorum denemesi yapmaya çalışalım:
Atalay Girgin’in“Aşk
Mavidir Öğretmenim” romanını esas alarak..(NoteBeneYayınları, 1. Baskı,
2016, Ankara)
Konu kısaca
şudur:
Keleslizadeler Anadolu Lisesine
felsefe öğretmeni atanır, adı ”aşk öğretmen” dir.
Öğretim yılının ilk haftalarında olaylar
bir Lisede geçer. Okulun öğrencilerinden Afşin
ile Van’lı Meryem birbirini çok sever.
Okul müdürü gericidir, açılış gününde islami tınılar da taşıyan uslubu ile sert
bir konuşma yapar.
Meryem ile Afşin’in ders aralarındaki sohbetleri, birlikte
gezmeleri üzerine okulda yaygın bir dedikodu üretilir. Yakın arkadaşlık,
“ahlaksızlık” diye nitelenir. Müdür bu iki arkadaşı odasına çağırıp azarlar,
hakaret eder, Meryem’e tokat atar.
Amacı gençleri okuldan attırmaktır.
Müdür yardımcılarını zorlayarak öğretmenlere bir tutanak
imzalatır, tamamen uydurma olan bu belgede “…Afşin ile Meryem’in ugunsuz
yakalandığı…” vesaire şeklinde yalan ifadeler yer almıştır.
Meryem lisenin pansiyonunda, Afşin ise kentte ailesiyle
kalmaktadır.
Müdürün bu boş, dayanaksız suçlamalarla dolu dilekçesine
karşı Afşin’in avukat babası karşı çıkar ve ilçe milli eğitim müdürüyle
konuşarak hukuka başvuracağını, sonuna kadar mücadele edeceğini belirtir.
Ve dosya ilçe milli eğitimden döner.
Haklarında asılsız suçlamalar yapılan Afşin ile Meryem sınavlarda birinci gelirler ve müdür istemeden de olsa tebrik etmek zorunda kalır.
Felsefe öğretmeni Evin
Hanım daha ilk dersten başlayarak düşünme yöntemini, kavramların
sorgulanışını, sormanın önemi ve doğru soru sorma yollarını anlatmaya başlar.
Birkaç hafta içinde çoğu öğrencinin düşünme ve kavrama yöntemleri bilimsel bir
çizgide gelişim gösterir.
Öğrencilerdeki bu dönüşüm üzerine başta müdür ve bir kısım
idareciler rahatsız olur. Evin Öğretmeni uzaklaştırmak için bazı entrikalar
çevirmeye başlarlar.
Sonunda okulun felsefe öğretmeni için de asılsız suçlamalar
yaptırılır ve Evin öğretmen öğrencilerin alkışları arasında başka bir okula
atanarak okuldan ayrılır.
Çatışma
Çağdaş öğrencilerden Afşin ve Meryem ile okul idarecileri
arasında çatışma vardır. İdare iktidarı temsil eder. Müdür sanki “bekçi Murteza”nın bir çeşidi..
Okulun yurt sever öğretmenlerinden edebiyatçı Arif Bey ile
müdür arasında bir çatışma var.
Her şeyde ve her aşkta olduğu gibi Afşin ile Meryem aşkında
da “çatışma” olmakta. Çünkü aşkın da bir diyalektiği var. İlk gerginlikleri,
Meryem’in okuldan atılma ihtimali karşısında ailesinin onu okutmayıp
evlendirmesi ya da “dağa gitme”olasılığı..bunun üzerine başlayan tartışmanın
yarattığı gerginlik sonunda iki gün süren dargınlık..(s.38-39)
Müdür Yardımcısı Edanur Hanımla, Rehberlik Öğretmeni Seval
Hanım müdürün öğrencileri disipline sevkedin tavrına direnirler.
Afşin’in avukat babası ile müdür arasında hem hukuk hem de
karakter çatışması var.
Evin öğretmen ile müdür ve incelemeci arasında insancıllık ve
hukuk açısından çatışma var.
Aşk Engeli
Lisenin gerici müdürü(adının Recep olduğunu sayfa 20’de
anlıyoruz, sayfa 56 recep doğrusözlü) gençlerin sevgisini
“namussuzluk-ahlaksızlık” diye nitelemiştir. Söylemi günümüzdeki bazı kişilerle aynı, özellikle “gezi gençleri”
söz konusu olduğunda.. Müdür narsist bir kişilik. İsrafçı, gösterişçi, bencil,
çıkarcı, sorumluluklarını yapmıyor.
Direnme
Meryem müdürün hakaret ve sövgülerine karşı sözel olarak
karşı çıkar. “Sevmek niçin suç olsun, ahlaksızlık sayılsın” diye.. Afşin de
müdürün Meryem’e atacağı ikinci tokatta elini tutup onu durdurur.
Arif Hoca Müdürün densizlik,hakaret, sorumsuzluk ve
kabalıklarına karşı direnir, eğitici-öğretici ve aydınlatıcı uslubuyla yapar
bunu.
Pansiyonda kalan Meryem yalnızlığını ve müdürün
tehditlerinden bunalmışlığını, korku ve kaygılarını aşmak için şiirler okurdu.
“…Yelkeni imgelerden, gövdesi dizelerden yapılmış, okyanuslar aşan şiirin
teknesine binerdi…”(s.37)
Afşin-Meryem- avukat baba Akif ve Evin öğretmen müdürün tüm
suçlama-baskı-yalan ve iftiralarına karşı hem hukuken hem de söz ve davranış
olarak direnirler.
Aşk
Afşin Meryem’i görünce aşık olur, Meryem de onu sever, birbirlerinin
her şeyleridirler, aşktan önce ders ve yaşantıda olumsuz bazı durumları olan
Afşin, Meryem’le birlikte gelişip dönüşür, derslerini okulda öğrenmeye başlar,
notları yükselir, kitap okur, bir kitaptan esinlenerek(Yitik Bir Aşkın
Gölgesinde) Meryem’e Tavbanu(Güneş Sultan) adını koyar.
Annesi Aliye Hanım da Babası ve kardeşleri de Meryem’i
severler. Afşin’in evlerindeki mutfaktan
Meryem’e börek sardığını gören annesi; “…paylaşmak istiyor, paylaşarak
çoğaltmak…” der.(s.49)
Felsefe öğretmeni Evin’e
göre sevmek; “Düşünsel, duygusal ve bedensel anlamda, bütünsel olarak bir diğer
insana yönelmek, kendisini onda, onu kendisinde var edebilmenin hazzını ve
değerini yaşamak…”(s.87)
Aşkın tarihsel ve toplumsal biçimlenişleri farklıdır. Bu
konuda Aşkın Yedi Rengi ile Aşk Mavidir Öğretmenim romanında
benzerlikler bulunmaktadır. Aşkın maviliği her iki romanda da önemli
özelliklerden biridir, bir diğeri de aşkın diyalektiği konusudur. Aşkın yaşama
azmi ve coşkusu veren dönüştürü gücüdür.
Bir diğer çalışmamızda bu iki önemli romanın benzerliklerini
saptamaya çalışacağız.
Evin öğretmenin aşkın rengi nedir, sorusuna Öğrenci Meryem;
“mavidir öğretmenim” der, özgürlüğü kastederek..(s.179)
Özgürlük amacı olan insanın işidir, olanaklarla sınırlı,
önceliklerle ilgili, bölüşümle ilgili.
Shopenhauer Aşkın Metafiziğinde her şeyi doğanın iradesine
bağlar. (184)
Meryem buna karşı çıkar, insan iradesini hiçlediği için.
Sayfa 186’da Evin Öğretmenin de bir sevgilisi olduğunu
anlıyoruz: “…sevgilinle kucaklaşmıyorsun, bari karla sarmaş dolaş ol, hem duysa
bile kıskanmaz bunu.”
Aşkın etkileri bağlamında; insanı diriltmesi, can vermesi,
ayaklandırması, hayatına renk katması..(189)
Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Büşra Hanım; “ibadet nefes aldığın sürece gerçekleştirdiğin tüm
etkinliklerdir.”(190) Şeriat öldürür, aşk diriltir. Şeriat kendisi donmuş
olduğu için öldürür, oysa hayat değişkendir, diridir.
Lisede Yapı
Beden Eğitimi öğretmeni Saim, diğer bir öğretmenle, Matematik
Öğretmeni ile “ortağım” diye konuşuyor, ticaret yapıyor.
Müdür tam bir “dinci”.
Saim ile işbirliği yapıp kazanç sağlayıcı ticari al-sat işleri yapıyorlar.
Okulda öğretmenleri kendisine ve iktidara bağlı “gerici” bir sendikaya üye
olmaya zorluyor. Aidatı bile hükümet ödüyor.
Lisenin başta müdür ve idarecilerle nasıl bir “çıkar” yuvası
olduğunu anlatıyor.(s.128)
Müdür ve tarikat şeyhi bağlantısı sayfa 131-1312’de veriliyor
Güncellik
Eğitimin ticarileşmesi, müdür ve bazı öğretmenlerin okul
malzeme ve iaşe işlerini yakın işadamlarına yüzde komisyonları alarak
verdirmeleri, ihale yaptırmayıp şirket kayırmacılıkları, okul mobilya ve
malzemelerinin israf edilmesi,
Öğretmenlere eleştiri, hem düşük maaştan yakın, hem egemen
güç partisine oy ver. (217-18)
Sosyoloji
Meryem yedi çocuklu yoksul bir Van’lı ailenin kızı. İki abisi
“dağa gitmiş”.(s.39-40)
Afşin villada oturan zengin bir ailenin çocuğu.(s.40) Babası
hukukçu Akif Bey, iki ablası var, büyüğü tıpta, diğeri Hukukta.
Edebiyat Öğretmeni Arif
Bey,“…öğrenciden önce öğretmeni değerlendirmek daha doğrudur…” diyor.(s.76)
Kadın olmanın sosyo-psikolojik durumu sayfa 154’te.
Zaman ve Mekan
Roman eylül ayında okulların yeni açıldığı bir dönemde
başlıyor. Anadolu’da bir ilçe. Bayram tatilinde Meryem izinle Afşin’lerin
Ankara’daki evine evci çıkar.(s.146)
Mülkiyeliler Birliğinde yemek.(s.151)
Güzün başlayan roman ilk yarı yılda son bulur.
Olumlu Karakterler
Afşin, lisede
öğrenci
Meryem Karabıçak, (Tavbanu; güneş sultan) lisede yatılı öğrenci
Afşin’in Babası Akif Bey, avukat
Evin (aşk)
Öğretmen, felsefe öğretmeni
Arif Bey,
lisede edebiyat öğretmeni
Edanur hanım, Büşra öğretmen, Rehberlikçi Seval Hanım..
Olumsuz Karakterler
Recep Döğrusözlü, Lise Müdürü, “Ahlakçı Düzenbaz”, çıkarcı, gerici, tam bir “bekçi
murteza”.
Saim Öğretmen,
beden eğitimi öğretmeni, dalkavuk, çıkarcı, yalaka
Önemi
Lisede Felsefe dersinin önemi ve
nasıl işlenmesi gerektiği, doğru düşünme, soru sorma , sorgulama yöntemi
üzerine, kavram ve söylem analizi, cümlenin parça-bütün ilişkisi, unsurlarına
ayırma, her bir kavram veya sözcüğün “ne”
liği, ve “gerçek”liği hakkında
düşünme-araştırma-tartışma gerekliliği…felsefe dersinde her şeyin konu
edinilebileceği, insanla anlamlanıp, anlamlandırılan herşey..
Benim için özel önem; sayfa 64 te, “…yağmur yüklü bulutlar…”
çocukluğumun sancılı özetidir.
Düşüncelerin temellendirilmesi
gerektiği sayfa 65-67’de anlatılmakta.
Kanımca daha okul sıralarında
düşüncelerin ve düşünmenin temellendirilmesi hazzını alan bir kişi ömür boyu bu
zevki geliştirip güçlendirir.
Yine kanaatim odur ki, doğru düşünme
yol ve yönteminden mahrum toplumlar yığınla iletişim sorunu yaşar ve saatlerce
zamanı” anlaşılmak” uğruna harcar..
Felsefe
En kapsamlı soru: “varlık
nedir”?(s.68)
Felsefenin işlevi; kavramların neliği
ve gerçekliğini dikkate alarak düşünme, yerinde kullanma alışkanlığı
kazandırmaktır.(s.71)
Her soru için parça- bütün ilişkisini
kurarak sorgulamak, analitik ilerlemektir.(s.71)
İnsan toplumsal bir varlıktır.(s.80)
Herkes önce kendi toplumsal
gerçekliğinden öğrenmeye başlar..(s.107)
Bilmek- inanmak-güvenmek-matematiksel
biçimsel-formel bilgi-gerçekliğe uygun doğru bilgi gibi kavramların tanım ve
örnekleri sayfa 109-110’da verilmiştir.
Gerçek varlıklar-düşünsel
varlıklar-gerçek-gerçeklik-doğru-doğruluk gibi kavramların yanlış kullanımı
üzerine sayfa 111-112’de açıklamalar var.
Hiçbir kitapta gerçeğin olamayacağı,
çünkü gerçek ve gerçekliğin hiçbir kitaba sığamayacağı, çünkü onların an be an
değişmekte olduğu, oysa kitaplardaki yazıların “donmuş kalıplar” olduğu, bilimsel kitaplar dışındakilerin yazarların
öznel dünyasından çıktıkları, öyle de olsa kitapları okumak gerektiği, çünkü
düşünsel ufkumuzu genişlettikleri, okunacak
kitapların çok dikkatli seçilmesini güzel ve öğretici örneklerle
vermektedir.(s.115)
Niçin
dinsel bayramlar her yıl farklı tarihe denk gelir?
İlk hesaplanışları 354 gün olan ay
yılı takvimine göreydi. Günümüzdeki yıl hesabı ise 365 gündür. O nedenle her
yıl 10-11 gün öne çekilir bayramların hesabı. Muhammed’in doğum haftası o zaman
nasıl sabit tarihte olabilir ki?
Aklı temele alan bir düşünme
etkinliği olan felsefeyle, bilginin eleştirellliğine her zaman ne çok ihtiyaç
var değil mi?
Hayatın ve gerçekliğin mantığının bir
gün tüm gerici-çıkarcı bakışları ve davranışları aşıp galip geleceği
vurgulanıyor.(s.133)
Hayat duraksız bir akış, onu sonsuz devinimiyle kavramak ve anlamlandırmak şarttır,
hayatın ağacının rengi gökkuşağıdır.
Yaşamın mantığı başka herhangi bir
şeyin mantığından üstündür.
Bilgi de sabit ve değişmez değildir,
ön kabullere göre değişkenlik olabilir, Öklid yani düzlem geometrisine göre 180
derece olan üçgenin iç açıları toplamı , yayları temel alan Öklit dışı
geometrilerde açıların toplamı farklı çıkabilir.(s.142-143)
Soru sormanın gerekliliği, tarzı ve sonuçları
hakkında öğretici bilgi sayfa 156-157.
Psikoloji
Kişinin bir eylemi ile bütün
kimliğini değerlendirmek birbirinden ayrı tutulmalıdır.(s.72)
Kişilerin söylediğiyle yaptığının
tutarlı olması.(s.79)
Evin öğretmenin” gerçek aydın”
tavrına örneklerden biri, sayfa 111’de.
Sanatın Gücü
Bir kitap ve tiyatro üzerinden(Hayvan
Çiftliği) ülkedeki hukuk ve siyasal düzen tartışması.(s.153) Ve giderek hukuk
felsefesi tartışmasına kapı aralaması.
Bu romanda sadece bigi nedir, felsefe
nedir, varlık nedir gibi soruların kapısı değil, ayrıca, çoğu kitaplardan
farklı olarak “bigi felsefesi, varlık felsefesi, hukuk felsefesi” gibi her
konunun ya da bilim dalının özünü konuşmaya da kapı aralayan yaklaşımlar
mevcuttur.
Biçim
Romanda üçüncü tekil şahıs anlatımı kullanılmıştır. Kurgu ve
anlatım sürükleyicidir, dil akıcıdır. Betimlemeler canlıdır.
Karakterleri; anlatıcının betimlemelerinden çok, onların söz
ve davranışlarından, eylem içinde tanıyoruz.
Bireysel anlatımla toplumsal anlatım iç içe. İnsanın, toplumun
ve dünyanın durumu bütünlük içinde
verilmekte. İnsanın toplumsal bir varlık olduğu vurgulanmakta ve insanın gerek
aşkta gerek düşünsel eylemde bütünlüklü bir varlık olduğu gerçeği
sezdirilmektedir.
Romanda ne yapılmıştır?
İki öğrenci genç insanın çelişkiler de taşıyan sevgisine
odaklanıp yazar; liseyi, eğitimi, felsefe eğitiminin önemi ve işlevlerini,
öğretmenin sistemle ve öğrenciyle ilişkisini, felsefi olarak ve edebiyat bilimi
içinde sorgulatmaktadır.
Aşkın özünde yoğun bir sevgi var olsa da toplumsal ortam
içinde karşıtlıkları da mevcuttur. Aşkın önünde katı toplumsal engeller, kıyıcı
töreler ve geleneklerden başka çıkarcı kişilerin kendilerini dürüst göstermek
için hazır”suçlamaları” da bulunmaktadır.
İnsanlık, kapitalist toplumdan sosyalist topluma geçince, yani insan
bütün yabancılaşmalardan özgürleşip, bütünsel bir insan olduğundasağlıklı,
olgun bir sevgi,ortaya çıkacaktır.
Yazar Aşk Mavidir Öğretmenimin devamını yazarsa belki de bize böylesi
olgun ve özgür bir sevginin gelişmiş haliniduyumsatabilir.
Romancı Atalay Girgin bu eserinde de yazınsal bir dil
kullanmaktadır. Bu, yer yer şiirselliğe yakın, anlam derinliğine inen güçlü
etkiler yaratan bir dildir.
Birbirini seven ama çatışkılar da yaşayan iki gencin aşklarındaki
gelişim, aile-toplum- okul- zaman ve zemin bağlamındaki bağlantılarla da
zenginleştirilerek verilmiştir.
Romanda aşkın diyalektiğindeki yönsemelerin çoğunu içeren bir bütünsellik
amaçlanmıştır anlatımda ve kurguda.
Gerek kurgusuyla, gerek öz ve biçim bütünlüğüyle, gerek yarattığı
karakterlerin canlılığıyla ve bireylerin toplumsal ve tarihsel konumlarındaki
gerçekçiliğiyle önemli bir roman olarak değerlendirilebilir.
Gençler, Öğrenciler, Öğretmenler…
Her şeyden önce “Aşk Mavidir Öğretmenim “ i okuyun..
Bir süre sonra yeniden okuyup önerin
arkadaşlarınıza, tartışın..
Niye mi?Çünkü bize; soru nasıl sorulur, nasıl tartışılır, kavram
ve söylem analizleri nasıl yapılır?
Felsefe nedir, niçin önemlidir, doğru
iletişim nasıl kurulur, sorularımız ve yanıtlarımız nasıl temellendirilir, gibi
sayısız konuşma-düşünme- yaratıcı zihinsel ilerleme yararları sağlayacaktır..
Düşünce ufkumuz genişleyecek,
zihinsel kavrayışımız derinleşecektir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder