08 Haziran 2018

Onların Ahlakı ve Bizim Ahlakımız

ONLARIN AHLAKI ve BİZİM AHLAKIMIZ

Malum şahıslardan biri (hangi biri hangi biri dediğinizi duyar gibiyim) yalan üstüne yalan söylüyor! Bir gün önce söylediğini ertesi gün unutup tam tersini yumurtluyor!

Bunları gören biri soruyor: Müslümanlara göre yalan söylemek günâh değil mi?

Ben düşünüyorum: Eğer Müslümanlara göre yalan söylemek günah olsa, Müslümanlar yalan söyler mi? Çalmak, çırpmak, hak etmediği, alnının teriyle kazanmadığı bir kuruşu bile kendi hanesine geçirir mi?

El cevap: Yalan söylemek günâh değildir! Keza diğerleri de... Çünkü yalan başta olmak üzere bunların hepsi birer yöntemdir! Hatta değeri ne olursa olsun ahlaki bir eylemdir!

Ancak böylelerinin ahlakı ile bizim ahlakımız aynı değildir ve hem ahlaki hem de etik değerler anlamında aramızda uçurumlar vardır! Örneğin; onlar eğer kendilerindense cinsel tacizcileri, hırsızları, yolsuzluk yapanları, katilleri korur. Bu gibilere sıfat, statü, makam bahşeder. Hatta yolsuzluk, yalan, talan ve soygun düzenine halel gelmesin diye kapılarında sadık bir çoban köpeği misali nöbet tutar.

Bizlerse böylesi yalan, talan, yolsuzluk ve soygun düzenlerine de bunların efendilerine ve kapısında nöbet tutan çemişlerine ve destekçilerine de prim vermeyiz.

Bundan dolayı biz onlardan değiliz ve asla olmayacağız da... Çünkü insan olmak ve insan kalabilmek hiçbir dinin, hiçbir mezhebin ve tarikatın sınırlarına sığmaz! Bunların hepsi dar gelir insan olana ve insan kalabilene... Gerisi laf-ı güzaftır!

Hiç yorum yok: