“Savunma”mdır
"Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi,Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-ı Müstakim üzere gözetirim rahimi
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem"
Bugün buldum bugün yerim,Hak kerimdir yarına Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına Zerrece tamahım yoktur şu Dünya varına
Rızkımı veren Huda'dır kula minnet eylemem"Nesimi
Konu: 03.02.2017 tarih ve
49850909-E.1420255 Sayılı Yazınız Hakkında.
Yukarıda sayı ve tarihi belirtilen yazınızda, “Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 31.01.2017 tarih ve 903.08.02-1247180 sayılı” yazısına atıfla, “Maarif Müfettişleri Başkanlığı tarafından yapılan inceleme/soruşturma sonucunda düzenlenen 30/01/2017 tarih ve 663.07/13 sayılı raporda” hakkımda tespit edildiği ileri sürülen ve “sûbuta” erdiği iddiasıyla cezalandırılmam gerektiği belirtilen hususlar, kısaca dört maddede toplanmıştır. Bunları sırasıyla yanıtlıyorum:
1-) 657 sayılı DMK’nın
125/B-d kapsamında yer aldığı iddia edilen yani “Hizmet dışında Devlet
memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak”
olarak nitelenen, “BİRGÜN Gazetesinin “Kandil Orucu” haberini”, kandil ve
kandil orucuna ilişkin ilahiyatçı düşünürler ve akademisyenlerin görüşlerini
içeren videoları paylaşmanın hem hukuki, hem de ahlaki anlamda hiçbir suç vasfı
yoktur. Eğer hem haberin hem de diğer paylaşımların bir suç vasfı olsaydı ya da
birilerinin istedikleri zaman canlarının istedikleri yöne çekerek iddia
ettikleri gibi “milli ve dini anlamda manevi değerlere” aykırı olsaydı, sıra
bana gelinceye dek çoktan cezalandırılır veya yasaklanırdı. Kaldı ki özellikle
facebook sayfam bağlamındaki paylaşımların tamamı benim özel alanım
kapsamındadır. Bu sayfadaki kişiler ya beni seçmiş, listemde yer almayı
istemiştir ya da benim tarafımdan seçilmiştir.
Dolayısıyla bu sayfadaki
paylaşımlar, yasalara aykırı olmadığı, haklarında bir yasaklama ve cezalandırma
bulunmadığı, insanları herhangi bir suça teşvik etmediği, devlet memurunun
itibarını zedeleyecek (örneğin şu günlerde Haymana’dan taşıp Türkiye gündemini
meşgul eden çocuklar ve öğrenciler başta olmak üzere herhangi bir kişiye cinsel
taciz, cinsel istismar ve tecavüz gibi… Keza herhangi bir tacizciyi,
istismarcıyı susarak da olsa koruyup kollamak gibi) bir nitelik taşımadığı sürece,
yalnızca “facebook arkadaş listemde” bulunan insanları ilgilendirir. Yani
sıfatı, statüsü öğretmen de olsa, müdür ya da herhangi bir makamdaki eğitimci
de olsa herhangi bir muhbir vatandaşı ya da zerzavatı ilgilendirmez. Ve
cezalandırılmam talep edilen paylaşımların hiçbiri de bu anlamda ne bir suç
konusudur, ne de yasaktır. Hele hele devlet memurunun itibarını zedelemek gibi
yüz kızartıcı bir niteliğe hiç sahip değildir.
İlgili paragrafta yer
alan ve “ya ondadır ya şunda” anlayışıyla birçok konunun yanına iliştirilmiş
olan “hükümet hakkında” sözünün ise hiçbir somut karşılığı yoktur. Zaten
böylesi en küçük bir ihtimal olsaydı, sıfatlarının, statülerinin, oturdukları
koltukların ardına saklanarak kendini bir halt sanan bilumum zerzavat, uydurma
ve zorlama idari şikâyetlerle yetinmez, çoktan kolları sıvayıp birilerine
yaranmak adına mahkemelere koşardı. Malumunuz olduğu ve yakînen bildiğiniz gibi,
ne kadar yırtınsalar, akıl ve mantık sınırlarını zorlasalar da böyle bir şey
gerçekleşmedi. Çünkü ben ne hizmet içinde ne de hizmet dışında “Devlet
memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte” herhangi bir davranışta
bulundum. Velhasıl bu madde kapsamında “sûbuta er”diği iddia edilen fiillerin
hiçbir suç niteliği yoktur.