MEB’de
‘Karanlık’ ve Meçhul Hesaplara Kim Ziya Olacak?
Atalay
Girgin*
2019 yılına ilişkin hazırlanan “Milli Eğitim Bakanlığı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu”nda çarpıcı tespitler yer alıyor. Bunlardan bazıları “Mektepli Gazete” tarafından ardı ardına haberleştiriliyor. Ayrıntıları merak eden ve okumak isteyenler için bu haberlerin linkini dipnotta yazıyorum1.
Bundan dolayı, bu yazıda, “Mektepli Gazete”nin haberlerinde yer alan usulsüzlüklere değinmeyeceğim. Ancak bu usulsüzlükleri mumla aratacak nitelikte ve daha çarpıcı bir tespit üzerinde duracağım. Çünkü bu tespitin yanında diğerleri çocuk oyuncağı kalır.
MEB’de ‘Karanlık’ ve Meçhul Hesaplar…
“Milli
Eğitim Bakanlığı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu”nun en vurucu ve çarpıcı
bölümü iki cümlelik bir paragraftan ibarettir.
Bu
iki cümleden özellikle sonuncusu, geçtiğimiz günlerde CHP Ankara Milletvekili
Yıldırım Kaya’nın “Soru Önergesi”yle hem TBMM’ye taşınan hem de kamuoyuna
yansıyan “MEB’de Büyük Operasyon” ve “Adım Adım Ziya Selçuk Devirme Operasyonu”
metinleriyle kendilerini ifade eden koltuk ve rant kavgasına tutuşmuş olan
organize çetelere ilişkin yeni soruları akla getiriyor. Keza bu çetelerin
ortaya saçtığı iddialara ve pisliklere dair başta Eğitim Bir-Sen ve Türk
Eğitim-Sen yetkilileri olmak üzere, diğer eğitim sendikaları yönetimlerinin ve
sendikacılarının neden tek bir satırlık açıklama bile yapmadıklarını, olup
bitenleri neden bilmezlikten geldiklerini de düşündürüyor.
Örneğin;
MEB’deki koltuk ve rant kavgasına tutuşmuş olan organize çetelerin ve “Sükut
ikrardan gelir” dercesine susarak bu gelişmelere seyirci kalan, en azından karşı
çıkmayan, köstek olmayan kimi sendikacıların hedefi, Sayıştay raporunda
belirtilen ve büyüklüğü bilinemeyen kaynağa erişmek midir? Avrupa fonlarından
gelen milyar Avrolarla ifade edilen ve Merkez Bankası’nın muhabir bankası olan
Ziraat Bankası yerine başka bankalarda açılan özel ve vadeli hesaplarda tutulan
kaynaklar üzerinde tasarrufta bulunabilmek midir? İhaleleri, daha doğrusu
ihalesiz verilen işleri saymıyorum bile…
Peki;
tüm bu olup bitenler karşısında susan, şu ana kadar TBMM üzerinden kendisine
yöneltilen “Soru Önergesi”ndeki soruları bile yanıtlamayan Milli Eğitim Bakanı
Ziya Selçuk’un hesabı nedir? Ya da Ziya Selçuk bu işlerin neresindedir? Akçeli
ve karanlık iş ve ilişkilere ziya olmanın, bunları açığa çıkarmanın,
aydınlatmanın derdinde midir, yoksa daha fazla pisliğin ortalığa saçılmamasının
ve üstünün örtülmesinin derdinde mi? Hangisi?
Neyse…
Soruları, şimdilik, daha da çoğaltmadan “Sayıştay Raporu”nda yer alan iki
cümlelik paragrafa gelelim:
Ne Hesaplar Biliniyor, Ne Türleri
ve Büyüklükleri…
“Sayıştay
Raporu” bu paragrafın birinci cümlesinde diyor ki “Bakanlık bütçesi ile ilişkilendirilmeksizin bankalarda açılan özel
hesaplarda yönetilen, çeşitli kaynaklardan elde edilen gelirler ile bu
gelirlerden yapılan harcamalar bulunmaktadır.” Bu cümleyi okur okumaz sorular peyda oluyor
elbette.
Bu
hesaplar kimler adına açılmıştır? Bu hesaplardaki paralar neden Bakanlık
bütçesi dışındadır? Bu hesaplar hangi bankalardadır? Bu özel hesaplardaki
paralar üzerinde hangi özel kişiler hangi özel tasarruflarda bulunmaktadır? Bu
hesaplardaki paralar doğrudan ya da dolaylı olarak Milli Eğitim Bakanı Ziya
Selçuk veya dört bakan yardımcısından herhangi biri tarafından kontrol
edilmekte midir? Eğer öyleyse bunlar, neden, hem Bakanlık bütçesi hem de
Sayıştay denetimi dışındadır?
“SayıştayRaporu” ikinci cümlesiyle, birinci cümledeki tespitin daha da ilerisine geçiyor
ve diyor ki “Bu hesapların sayısına,
türlerine ve büyüklüklerine ilişkin veri bulunmamaktadır.”
Neymiş
efendim? MEB bütçesi dışında tutulan, onunla ilişkilendirilmeyen “Bu
hesapların” ne sayısına ilişkin veri varmış, ne türlerine ne de büyüklüklerine…
Peki; neden?
Tam
bir kara delik! Hesapların sayısı belirsiz! Türleri bilinmiyor! Büyüklükleri,
yani hesaplardaki tutar ise tam bir muamma! İşte başlıktaki sorunun nedeni bu!
Peki;
bu hesapların kimler adına açıldıklarına, bu kişilerin resmi ya da gayri resmi
sıfatlarına ilişkin veri var mı? Hadi zor bir soru daha sorayım: Bu sayısı,
türü, büyüklüğü belirsiz özel hesaplar arasında, MEB’de çalışan ya da çalışmayan,
MEB dışında olan herhangi bir kadın üzerine açılmış herhangi bir hesap var mı?
Eğer varsa, bu kadınların sıfatı, statüsü, MEB’deki nüfuzlu kişilere ya da MEB
Merkez Teşkilatındaki üst bürokratlara yakınlıkları nedir? Yine eğer varsa,
kadınlar adına açılmış özel hesap sayısı kaçtır? Bunların türü ve büyüklüğü
nedir?
Bu
sorulara cevap verecek bir yetkili, örneğin bir bakan var mı? Bilemiyorum.
Ancak
bildiğim şudur ki MEB’deki bu ‘karanlık’, bu meçhul ve hayalet hesaplara ziya
olacak ve bunu aydınlatacak, en azından bu karanlığın perdesini aralayacak… Namuslu,
dürüst, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyen… “Çocuklarıma haram lokma
yedirmedim ve yedirmem” diyen… Parayı, makamı, statüyü görünce satmayan ve satılmayan;
ilke ve değerlerini bunlar uğruna çiğneyip geçmeyen… Bir tek Müslüman, bir tek
vatansever, bir tek milliyetçi, velhasıl bu sıfatlardan önce de sözünün sahibi bir
tek insan gibi insan kalmış olmalı, diye düşünüyor insan!
Yoksa
yanılıyor muyum? Yoksa bunların tümü, nesli tükenen canlılar misali, çoktan
sırra kadem mi bastı? Geriye yalnızca ağızlarda çiğnene çiğnene çürük sakıza dönüşmüş
ve kutsallık atfedilen sıfatlar, kavramlar mı kaldı?
Var
mı yanıtı olan?
Sizlerin
yanıtı ne olursa olsun! Ben, “Mazluma dini sorulmaz” ve “Ölmediği sürece
insandan umut kesilmez”, diyenlerdenim. Çünkü ölmediği sürece, ideolojik olarak
son sözünü söylememiştir, hiçbir insan… Bundan dolayı beklerim efendim!
Açıklaması, doğru sözü olan her insanı beklerim!
****
Buradan
hareketle, sorularla bitirelim:
1- Sayısı,
türü ve büyüklükleri bilinmeyen ve haklarında veri bulunmadığı belirtilen bu
özel hesaplar, doğrudan ya da dolaylı olarak Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un
kontrolü, denetimi ve tasarrufu altında mıdır?
2- Yoksa
bu özel hesaplar, Ziya Selçuk’un bilgisi dâhilinde bakan yardımcılarının adına
ve onların denetimi, kontrolü ve tasarrufu altında mıdır?
3- Yoksa
bu özel hesaplar, Ziya Selçuk ve bakan yardımcılarının bilgisi dâhilinde,
Bakanlıktaki genel müdürlerin denetimi, kontrolü ve tasarrufu altında mıdır?
Eğer bu soruların yanıtı “Evet”se bu bilgiler neden Sayıştay denetiminden
saklanmaktadır?
4- Eğer yukarıdaki soruların yanıtı “Hayır”sa, “Sayıştay
Raporu”nda tespit edilen ve sayısı, türü, büyüklüğüne ilişkin “veri
bulunmamaktadır” denilen bu akçeli işler, karanlık ve meçhul özel hesapları
açanlar hakkında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve diğer yetkililer tarafından
herhangi bir adli ve idari işlem başlatılmış mıdır? Örneğin, Savcılığa suç
duyurusunda bulunulmuş mudur? Yoksa
herkes her şeyi bildiği için bunlara gerek duyulmamış mıdır?
5- Yoksa
hem bu soruları hem de yukarıdaki soruları, Ziya Selçuk’a değil de “MEB’de
Büyük Operasyonu” yazdığı iddia edilen valiye mi sormalıyım?
Tüm soruların yanıtını başta Ziya Selçuk olmak üzere
tüm yetkili ve ilgililerden yazılı bekliyorum. Ama balık kavağa çıkmadan…
* Ankara
Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”, “Lağımpaşalı”, “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi
Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Felsefenin Işığında / Felsefece; http://atalaygirgin.blogspot.com
1 Bunlardan biri: Sayıştay raporundaki
usulsüzlükler: https://mektepligazete.com/haber/detay/mebin_sayistay_raporundaki_usulsuzlukleri_bitmiyor_meb_bankalardan_gelen_parayi_butceye_dahil_etmedi_hediye_aldi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder