‘Atanamayan
Öğretmenler’in Çığlığını Kimler Duyacak?
Atalay
Girgin*
Rakamlar, harfler,
kavramlar ve sayılar ne yalan söyler ne de doğru. “Yalan” kavramı da dâhildir
buna…
Ancak dünyanın her
yerinde siyasal iktidarlar ve onların her soydan ve boydan kalemşorları, televizyonlara
çıkarılan ‘uzman’ sıfatı taşıyan borazanları, rakamları-sayıları ve kavramları
gerçekliğin üzerine kapkaranlık bir şal gibi çekmekte ve yanılsamalar yaratıp
hakikati toplumun geniş kesimlerinden gizlemekte mahirdir.
Onların işleri budur.
Yalanı ve yanlışı doğruymuş gibi sunmak. Paralarını bundan kazanırlar,
çocuklarının karnını bu meziyetleriyle doyururlar. Hatta bir de üstüne üstlük, hiç
utanıp sıkılmadan “Çocuklarıma haram lokma yedirmedim” derler. Ne gam!
Yalan-talan,
haksızlık-adaletsizlik üzerine kurulmuş düzenleri devam etsin, bir avuç düzenbazın
soygun çarkları dönsün yeter. Efendilerinin gönlü hoş olsun. Efendileri arada sırada,
kapılarındaki sadık çomarlara yaptıkları gibi, başlarını okşasın, sırtlarını
sıvazlasın yeter! Hele bir de yanında ulufeyle birlikte efendilerinin
iltifatına da mazhar olurlarsa, değmeyin keyiflerine!
****
İşte bu minval üzre; rakamlarla
oynanarak enflasyonun ve işsizliğin düşük gösterildiği, iğneden ipliğe yapılan
zamların ‘fiyat ayarlaması’ olarak sunulduğu, üretimdeki düşüşün ‘eksi büyüme’
diye nitelendiği ve birilerinin “yalan söylüyorsunuz” diyemediği günümüz
koşullarında sosyal medyada “atanamayan/atama bekleyen öğretmenlerin”
yüzbinlerce tweeti dolaşıyor. Lakin bunları ne duyan(!) ve gören(!) var ne de
ses veren bir yetkili…