Şu Hergele Dünyada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şu Hergele Dünyada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Haziran 2024

"ŞU HERGELE DÜNYADA"N ŞİİRLER -II-

 

NE KALIR

 

Ne kalır,

geçip giden bu ömürden,

gecenin saçlarını koynumuza alırız da kopkoyu

gündüzün tüm seslerini

uykulara yatıran

 arzular kalır.

 

Sarsak bir soru kalır,

nereye sorulsa eli boş anlamdan yana.

Telaşsız gülümseyen duruşuyla ayın ışıltısı

balkonda kalır.

 

Ne bilir de sardunya

kıpkızarır kötülüğe inat.

Su sonra…

bilgelik gibi duru

susarsan su

sesinden yoksun  kalır.

 

Pencere önleri senin,

seyret hayretle geceyi

yağmura uzat ellerini ki,

pıt …pıt.. taneleri

 elinde kalır.

 

Çay içer gibi iç geceyi

 bu dünya senin,

başı belli, sonu belli değil

düşünürsen boylu boyunca

 dilinde kekremsi

tortusu kalır.

 

Bir hiçlikte dolanıp durdun,

çarpık aynalardan kaçarken kendini buldun.

Ne kalır

sevgili sandıklarından,

yarım yamalak anılar kalır.

 

Gideceksen git bu dünyadan,

       eğer yaşamadan bıraktıysan

       lacivert akşamüstlerini,

telaşlı yollarda yok olan

 masumiyetinin

hatırı kalır.

                                                                   Gülseren Kayın Öker

 

"ŞU HERGELE DÜNYADA"N ŞİİRLER - I-

 

GELDİ ÖLÜM DE… 

Halı çırpar gibi balkondan

yetişir gibi otobüse tam saatinde

         öylesine basitçe geldi ölüm de.

 

Kapıyı çarpıp çıkar gibi

yastık yüzü diker gibi,

kaybeder gibi terliğin tekini de

öylesine sade

                  geldi ölüm de.

 

Öylesine rahat,

öyle rastgele,

unutmuş bir şeyini gidecek hemen

                   elleri ceplerinde

öyle teklifsiz, öyle pespembe

konması gibi bir saksağanın

            sıkılıp yere

öyle geldi

 durduk yerde ölüm de

 

‘Yuvarlanıp gidiyoruz  işte’ der gibi,

üşüyüp ceketini giyer gibi,

O sonsuz maviliği özler gibi

                     simsiyah bir gecede

öylesine kaygısız

            geldi ölüm de

 

Sallanması gibi rüzgarda akasyanın

kedinin öbür kediden kaçması,

bahçe kapısının kapanması gibi

                             akşam üstünde

öylesine hafifçe geldi

                              ölüm de.

 

Sanki göz seğirmesi,

sanki şiirin iki dize teklemesi

kristal bir aynanın yere düşmesi

                          her şeyi tam gördüğünde

öylesine kolayca

                    geldi ölüm de.

 

Öpücük gibi güzelce,

uzaklara gider gibi el ele,

bir daha kanar gibi hep aynı yalana

gezip dolana dolana

ürkek bir yolcu gibi odana

o koyu sessizliğinde

                usulca geldi ölüm de

 

Balkondan aşağı bakar gibi,

elinle yüreğini tutar gibi,

 

yapayalnız yatar gibi,

 için için ağlar gibi

        burnunu yastığa gömüp de

      -tüm beklediklerinin yerine-

öylesine apansız

   geldi ölüm de…

                                                                         Gülseren Kayın Öker