Çocuk fuhuşu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çocuk fuhuşu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Kasım 2021

“Çocuk Fuhuşu” Raporu Ve “Teenage Girls Sex Party”

 

“Çocuk Fuhuşu” Raporu Ve “Teenage Girls Sex Party”

Atalay Girgin*

“Çocuk anneler…”, “Çocuk fahişeler…”, “Fuhuşa sürüklenen kız çocukları…” ve “Çocuk fuhuşu…” Bu sözler, ne denli üzücü olsa da geçmişten bu yana konuya ilişkin yayımlanan haberlerin başlıklarında ya da içeriklerinde yer alır.

Ne yazık ki haber bir sonuçtur. Ve bunlar haber konusu olmadan önce de başta ilgili kurum ve kuruluş yetkilileri olmak üzere, toplumun farklı kesimlerine mensup kişiler tarafından yıllardır bilinir.  Buna rağmen, bilinebilir ve tahmin edilebilir birçok nedenden dolayı, çocukların göz göre göre ve alenen cinsel istismarı ve sömürüsünün ifadesi olan çocuk fuhuşu konusunda kayda değer ve kapsamlı önlemler alın(a)maz.

Anlatanların iddialarına göre haberlere yansıyanlar buz dağının yalnızca görünen kısmına ilişkindir. Ve görünen kısmına ilişkin yeterli bilgiyi bile kamuoyuna aktarmaya yeterli değildir.

Yine bu iddia sahiplerine göre, genellikle yapılan ihbarların büyük bir bölümü de karşılıksız kalır. Acaba neden? Ellerinde gerekli ve yeterli olanaklar olduğu halde kimler, hangi etkili ve yetkili kişiler bu olayların üzerine gitmez?

“Çocuk Fuhuşu” raporuna giden süreci başlatan ihbar ise mucize kabilinden bir istisnadır. Çünkü bunun öncesinde, sonuç alınma umudu yok denecek kadar az olsa da bilindik ve ilk akla gelen birçok kurumun yanı sıra, çok sayıda milletvekiline de ihbarlar yapılmış, bilgi ve iddialar aktarılmıştır. Sanki ihbar olup yağmıştır isimsiz ve adressiz birileri…

Ne gariptir ki bu ihbar yağmurundan ıslanan, kendisine aktarılan bilgi ve iddialarla dertlenen ve bunların peşine düşen bir tek kişi çıkmıştır. Peki; o kişi kimdir?

19 Kasım 2021

"Çocuk Fuhuşu"nun Eskort Tarlası…?

 

"Çocuk Fuhuşu"nun Eskort Tarlası…?

Atalay Girgin*

Okuyanlar anımsayacaktır.
Antoine de Saint-Exuperyin “Küçük Prens”inde “Tilki ile Küçük Prens” arasında şöyle bir konuşma geçer:

“İnsanlar gerçeği unuttular” der Tilki, “Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiklerinden her zaman sorumlu olacaksın. Gülünden sorumlusun.”

“Gülümden sorumluyum” diye karşılık verir Küçük Prens, “Gülümden sorumluyum.”

İnsan yalnızca evcilleştirdiklerinden değil, en az onlar kadar sosyalleştirdiklerinden de sorumludur. Kendisi de sosyal-kültürel bir varlık olan insanın, sosyalleştirdiklerinin en başında çocuklar gelir. Yani insanın ve toplumun sorumlu olduğu ve kıskançlıkla koruması gereken “Gül”ü, gonca “Gül”ü çocuklardır.

Çocukların sosyalleştirilmesi ise yalnızca anne ve babalarınca gerçekleştirilip tamamlanan bir süreç değildir. Onlar bu sürecin ilk başlatıcılarıdır. Sosyalleştirilme süreci, çocuğun en yakın çevresinden başlayarak, farkında olsun ya da olmasın, doğrudan ya da dolaylı olarak, o toplumu oluşturan tüm bireylerin katılımıyla devam eder.

Dolayısıyla, çocukların korunması, bakımı, güvenliği, sağlığı ve eğitiminin sorumluluğu topluma, daha doğrusu toplumun “şu” diye gösterilebilen her bir bireyine aittir. Lakin tek tek bireyler bu sorumluluğu taşıma bilincinde olmadıkları, hatta bazıları bunu bile isteye kötüye kullandıkları ve istismar ettikleri için birçok toplumda bu işlevleri yerine getirmeye dönük toplumsal kurum ve kuruluşlar tesis edilmiştir.