Bir Kitap Bir Yazar: 68’Lİ YILLAR…
Halit Suiçmez
1964 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde başlayan bir gencin Üniversite Anıları..
1968
Öğrenci Olayları Avrupa’da da ülkemizde de çok önemli toplumsal olgulardan
biridir.
Üniversite
öncesi eğitimini Diyarbakır’da alan yazar, bu kitabında da öncekilerde olduğu
gibi içten bir dil ve anlatım sergilemiştir.
1964-70
döneminde yaşanmış bir tıp öğrenciliği ve üniversitede gelişen olaylara
katılım-önderlik süreci söz konusu olmuştur.
Tarihe
tanıklık vardır bu eserde, çünkü nesneldir, belgeseldir ve çok titiz bir
araştırmaya dayandırılmıştır.
Halil
Hoca; 1947 yılında Varto’da doğmuş, 1970’te Tıp Fakültesinden mezun olmuş, daha
sonra da Gastroenteroloji dalında uzmanlık almış ve çok çeşitli çalışma ve
görevlerden sonra şimdi de profesör akademisyen yazar olarak görevlerine devam
etmektedir.
Çok başarılı bir akademisyenliğin dışında yine yetkin bir yazar olarak; Kanguru Yayınlarından çıkan “Bir Ev…Bir Sokak…Bir Şehir…Diyarbakır Anıları”, “Zamanın Tanığı”, “Muhacirler” isimli yapıtları bulunmaktadır.
Muhacirler
başlıklı belgesel romanı TRT tarafından belgesel olarak hazırlanıp gösterime
girmiştir. Bu kitapta Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında Güneydoğu
Anadolu’nun kentlerine ulaşmaya çalışan yüzbinlerce “Muhacir”in dramı
anlatılmaktadır.
Değerli
yazar ve akademisyen Halil Hoca’yı edebi ölçütler açısından, “toplumsal
gelişmeleri edebiyatına yansıtan” bir yetkin yazar olarak niteleyebiliriz.
Ve buna örnek olarak hem “MUHACİRLER” hem de “68’li Yıllar” isimli tarihi belgesel roman ve anıları verebiliriz.
68’li
Yıllar eserinde yazar kendini “sosyal demokrat..” çizgide ve üniversite
gençliğinin tüm taleplerine duyarlı, eylemde onları izleyen ve haklı görüp üst
yönetimlere ileten bir konumdadır. Mücadelenin içinde, yer yer önderlik de
yapan ve üniversite reformlarının yaşama geçmesine katkı veren bir kişidir.
Halil
Hocayla ortak noktalarımız sadece edebiyat değil, sadece kitaplarımızın Kanguru
Yayınlarından çıkmış olması değil, zaman dilimleri farklı da olsa bazı ortak
mekanlara da ayak basmışız.
Örneğin,
ODTÜ, Ankara Cebeci’de Siyasal Bilgiler Fakültesi(Mülkiye). Hoca önce ODTÜ’ye
giriyor, Sonra Siyasal’a da kayıt yaptırıyor ve babasının uyarısıyla İstanbul
Tıp’a geçiyor.
Biz
de ondan on yıl sonra önce ODTÜ sonra “siyasal” a geçiş yaptık..
Ve
hem 68 hem de bizler 78 kuşağı için geçerli bir saptama yer alıyor kitabın
başlarında..
“…68 kuşağı olarak yükseköğrenim alanı
seçimi konusunda ne kadar bilinçsiz ve sahipsiz olduğumuzu itiraf
etmeliyim…”(sayfa 22)
Kitapta
tıp fakültesi anılarına geçmeden önce geniş bir İstanbul panoraması
verilmiştir. Yaşanılan mekanların sadece genel görünümü değil, içsel
ayrıntıları da klasik bir roman tadında betimlenmiştir. Beyoğlu- Sirkeci- Çiçek
Pasajı-Eminönü- Adalar-Beyazıt- Vezneciler..
İkinci
Bölümde ise, hekimliğe ilk adım, üniversitede yönetmelik değişimleri ve
reformlar için boykotlar.. işgaller..
Sadece
bir hekim değil, başbakan, kültür insanı Sadi Irmak..
“İhtiyarlık
tedrici kurumadır” diyerek kendi fizyolojisini hep dinç tutan ordinaryüs Sadi
Irmak..(sayfa 124-125)
Cerrahpaşa’nın
ve Çapa Tıp’ın muhteşem hocaları..
Halil
Hocanın içinde kalan saklı kişilik ve onunla hep tartışması…(sayfa 148)
Bölüm
3’de 68 olaylarının Fransa ve Türkiye’deki yansımaları..
“…Ne yazık ki, başta siyasal yönetimin
anlayışsız ve ileriyi görmeyen tutumu sonucu olayların gelişmesi…”(sayfa 172)
Toplantılarda
devrimcilerin yanında ateşli konuşmalar yapan ve daha sonra onun bir MİT ajanı
olduğu anlaşılan Mahir Kaynak..
Ve
bu Mahir Kaynak’ın yıllar sonra 1990’larda Gazi İktisatta benim Doktora Hocam
olması..
Kitabın
sonunda 68 kuşağının kimliğine ilişkin çok yerinde bir saptama..
“…başlarda farklı düşünceye sahip
olmasına karşın, bütün gençler içtendi ve elbette yurtseverdi. O kuşak yani
1945-1965 arası doğan, farklı bir kuşaktı. Önce karşılıklı saygı ve sevgi, iş
disiplini, insani değerler, ülke çıkarı ve yarına gelecek kuşaklara olumlu bir
şeyler bırakmaktı amaçları.”(224-225)
Değerli
akademisyen yazar Halil Değertekin’in bu eseri, yalın, doğru ve etkili anlatımıyla
elli yıl önceki İstanbul’un toplumsal ve kültürel yaşamına bizi götürmektedir.
Ayrıca büyük bir toplumsal dinamik olan 68 0laylarına tanıklık ederek Toplumsal
Tarihimize belgesel nitelikte ışık tutmaktadır.
Elinize,
dilinize, birikim ve deneyimlerinizi anlatma-yazma gücünüze sağlık diyelim
değerli Hocam..
Demek
ki insan hem iyi bir akademisyen hem üretken bir yazar ve doktor hem de
tarihsel ve toplumsal kültür anlatıcısı olabilirmiş..
Çok
yönlü olmak, yaşanan bireysel ve toplumsal tarihin tanığı olmak, yaşamın önemli
ve günlük çizgilerini not etmek herkesin yaşlı-genç demeden yapması gereken
işlerdendir.
Halil
Değertekin’in öyküleri ve Muhacirler kitabı hakkındaki izlenimlerimizi de
gelecek yazılarımızdan birinde değerlendireceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder