08 Ocak 2016

İOANNA KUÇURADİ'yle SÖYLEŞİ

İoanna Kuçuradi: Dünyamızı insanoğlu insanlar ayakta tutuyor

Türkiye’nin felsefedeki bir numaralı ismi o. Türkiye Felsefe Kurumu’nu kurdu; Uluslararası Felsefe Kurumları Federasyonu’na başkanlık etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkçe’nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız” deyince, on yıllardır Türkçede felsefe yapan İoanna Kuçuradi’ye sorduk... Hem “Yapılır” dedi hem nasıl yapacağımızı anlattı.


İoanna Kuçuradi: Dünyamızı insanoğlu insanlar ayakta tutuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkçenin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız” dedi, ortalık karıştı. Türkçenin felsefe üretmede, tartışmada diğer dillere göre bir eksiği var mı?
Felsefe, ‘üretmeyle’, yani yeni felsefi bilgi ortaya koyma, olan bitenlerde problem görebilmemizle ilgili. ‘Problem’ derken bir aykırılığı kastediyorum: Örneğin gördüğümüz, farkına vardığımız bir şeyle aynı konuda bildiğimiz arasında bir aykırılık. Bir problem yakaladığımız zaman, onu herhangi bir dille dile getirme yolunu da buluruz. Türkçeyle de öyle.

O halde “Türkçede problem yok” diyebilir miyiz?
Birkaç dille aynı ‘şeyi’ dile getirmeye çalıştığımız zaman, her dilde farklı güçlüklerle karşılaşabiliyoruz. Ama ben buna ‘eksiklik’ demem. Diller, o dillerde yazanların eserleriyle zenginleşir.

“Türkiye’den filozof çıkmadı, çıkmıyor” denir sürekli. Bildiğim kadarıyla siz hocanız Takiyettin Mengüşoğlu’nun ‘filozof’ olduğunu söylüyorsunuz. Nedir onu diğer isimlerden ayıran?

01 Ocak 2016

Aşk Mavidir Öğretmenim

AŞK MAVİDİR ÖĞRETMENİM



Aşkın ne öğretmeni vardı, ne okulu, ne de ustası…
Her insanın yüreğinde çıraktı aşk… Ne denli uysal olursa olsunlar, yolu aşka düşenler asileşirdi...




 Liseli iki öğrencinin, bahçede, koridorda, sınıfta kısacık bakışma anlarının arasında saklı bir tohumdu aşk. Bu anlarda filizlenir, bu anlarda büyürdü.

Eğer bilmiş büyükler dünyası karışmasa,  gençler kendi deneyimleriyle yaşayıp öğrenecekler ve gökyüzünün maviliklerinden geçip güneşe uzanacaktı aşkları. Ama karıştılar…


Ve bir gün gençler “Aşk Öğretmen”le karşılaştılar. Çünkü o “Aşkın rengi nedir?” diye sorabilen biriydi. Aşkı bakışmalardan öğrenmiş bir kız öğrenci, Tavbanu: “Aşk mavidir Öğretmenim! Aşk mavidir.” diyebilme cesaretini gösterdiğinde bilmiş büyüklerin dünyası gücünü yitirmeye başladı… 


Atalay Girgin, iki liseli sevgilinin ilişkisiyle başlayan romanında okulu, öğretmeni sorgular. Okulu kuşatan toplumsal koşullardaki iktidar çarkının öğretmenler üzerindeki etkisini, yarattığı güçlü karakterler üzerinden gösterir. Soru sormaktan geri durmayan öğrencileri, onlara sahip çıkan velileri ve duruşlarıyla iktidar çarkına çomak sokan öğretmenleri anlatır. Sıfatlarının, statülerinin, makamlarının ardına sığınan okuldaki iktidar temsilcilerini de…


Ve onların söz ve eylemleriyle öğrencilerin zihninde billurlaşır sorular:

“Sevmek günah mı?”
 “Sevmek ahlâksızlık mıdır? Ya da namussuzluk mudur sevmek?”


Bir kez sorulmaya görsün,  her soru yanıtını bulur… Her soru bir itiraza dönüşürdü. (Tanıtım yazısı)



NOT: "Aşk Mavidir Öğretmenim", yeni kapağıyla 15 Ocak'tan itibaren kitabevlerinde ve tüm D&R'larda...