Ne kalır,
geçip giden bu ömürden,
gecenin saçlarını koynumuza alırız da kopkoyu
gündüzün tüm seslerini
uykulara yatıran
arzular
kalır.
Sarsak bir soru kalır,
nereye sorulsa eli boş anlamdan yana.
Telaşsız gülümseyen duruşuyla ayın ışıltısı
balkonda kalır.
Ne bilir de sardunya
kıpkızarır kötülüğe inat.
Su sonra…
bilgelik gibi duru
susarsan su
sesinden yoksun
kalır.
Pencere önleri senin,
seyret hayretle geceyi
yağmura uzat ellerini ki,
pıt …pıt.. taneleri
elinde
kalır.
Çay içer gibi iç geceyi
bu dünya
senin,
başı belli, sonu belli değil
düşünürsen boylu boyunca
dilinde
kekremsi
tortusu kalır.
Bir hiçlikte dolanıp durdun,
çarpık aynalardan kaçarken kendini buldun.
Ne kalır
sevgili sandıklarından,
yarım yamalak anılar kalır.
Gideceksen git bu dünyadan,
eğer
yaşamadan bıraktıysan
lacivert akşamüstlerini,
telaşlı yollarda yok olan
masumiyetinin
hatırı kalır.
Gülseren Kayın Öker
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder