Sayfalar

13 Haziran 2013

"TAYYİP ERDOĞAN", NAGEHAN ALÇI'YI BİLE, "UTANDIRIYOR"!

Bir delikanlılık portresi: Tayyip Erdoğan

                                                       Nagehan Alçı
Tarifi zor bir 'erkek zorba'lığı çöktü ülkenin üzerine. Ataerkil sistemin kat kat katmerlediği kalıplar öyle büyüdü ki başka hiçbir şeye yer kalmadı sanki. Boğuluyoruz. 'Dayılanma' kültürü bir canavar gibi dört bir yanı sarıyor.
* * *


Bakınız Başbakan'a. Birkaç gündür kürsüden yaptığı açıklamalar, kullandığı üslup ve seçtiği kelimeler kaçımızın hoşuna gidiyor? Onu dinlerken kaçımız içten içe onun adına utanıyoruz? Kaçımız kendimizi avam hissediyoruz?

* * *


Ben sayının oldukça yüksek olduğunu düşünüyorum. Şahsen Tayyip Erdoğan beni utandırıyor. Seçtiği bayağı kelimeler yüzümü kızartıyor. Ve bu ülkeye aidiyet hissimi zayıflatıyor.

* * *


Bu atmosferi anlamak ve egemen söylemin bugün geldiği noktanın arka planını görmek için bir kavramın üzerine daha detaylı düşünmek gerek. O kavram delikanlılık. Bugünkü problemlerin ve kısır söylemlerin altında 'delikanlılık' kavramı ve Türklerin bu kavramla kurduğu hastalıklı ilişki var. 

* * *


Başbakan'ın entelektüellik kırıntısı bulunmayan, kaba ve cahil üslubu 'delikanlılık' kavramı ile kurduğu sağlıksız ilişkinin ürünü. Sözlükte 'mert ve cesur olma, sözlerinin arkasında durma' olarak tarif edilen bu kavram maalesef bizim toprakların erkeklerinde bambaşka yerlere çekilmiş. 

* * *


'Delikanlılarımızın' ortak özelliği her koşulda ve mekanda kendilerini dış dünyaya siper etmeleri. Yaşamak için sürekli savunma pozisyonunda olmaları gerektiğini düşünüyorlar. Bu yüzden dış dünyaya kapalılar. O dünyayı düşman olarak görüyorlar. Ve kendilerini geliştiremiyorlar. Geliştiremedikleri için oldukları gibi kalmak istiyorlar. Bunu da 'bizi bozar' lafı ile özetliyorlar. Onların rutinlerine ait olmayan her şey onları 'bozuyor.' Düşünme yerine kalıplarla hareket ettiklerinden olsa gerek, o kalıpların bozulmaması için bünyeye yeni bir şey girmesini kesinlikle reddediyorlar. 

* * *


Bununla da kalmıyorlar. Hiçbir şey onları bozmasın diye onlar her şeyi bozmaya kalkıyorlar. 'Önümüze gelene bir tekme' havasında kendinden olmayanı yok etmeye girişiyorlar. Gerekirse zor kullanıyorlar. Ve tüm bunları yaparken, bir şeyi hiç yapmıyorlar: Dinlemek. Kendilerinden başka kimseyi duymak bile istemiyorlar.

* * *


Tayyip Erdoğan işte böyle bir delikanlılığın süzgecinden geçme. Son birkaç gündür yaptığı konuşmalar, içinden geldiği kültüre çok sadık olduğunu gösteriyor. 'Delikanlı'lığa uygun şekilde 'sen'li, 'ben'li konuşuyor örneğin. Aydın Doğan'a, Deniz Baykal'a 'siz' demiyor. 'Sen'li hitap kırsal kesime, cemaat toplumlarına özgü. Oysa 'siz' profesyonelliğin bir göstergesi. Ama Başbakan bundan bihaber anlaşılan. 

Yazının devamı için: http://aksam.medyator.com/2009/04/11/yazar/8808/aksam/index.html

"Nereden nereye" sorusuna yanıt için ilginç bir yazı...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder