09 Temmuz 2013

BONAPARTINI ARAYAN ÜLKE: MISIR

Bonapartını Arayan Ülke: Mısır

Atalay Girgin*

Karl Marx ünlü eserlerinden biri olan “Lois Bonaparte’ın 18 Brumaire’i”nin daha giriş cümlelerinde şöyle der: Hegel, bir yerde, şöyle bir gözlemde bulunur: bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: birinci kez trajedi olarak, ikinci kez komedi…

Mısır’da 2011 ve 2013 yılı Tahrir’inde gerçekleşenlerden ve kapısını araladıklarından hangisinin kimler için trajedi kimler için komedi olduğunu şimdiden söylemek kolay olmasa da, kısa dönemde gelişen olayların ve gelişme potansiyeli olan olayların hiç de iç açıcı olmadığı ortada. Bu durum, yalnızca Mursi taraftarı Müslüman Kardeşler ve onlara karşı 30 Haziran’da Tahrir Meydanı’nı doldurarak bugünkü gelişmelerin vesilesi yapılmış muhalefet için değil, keskin bir ayrışmanın yaşandığı tüm Mısır için geçerli. 

05 Temmuz 2013

Mısır: Devrimin İkinci Raundu...

Mısır: Devrimin ikinci raundu

Fikret Başkaya
                                                 
                                                            “ Karşı devrim devrimin kamçısıdır”
                                                                                                   Karl Marx

Birinci Tahrir devriminden yaklaşık iki yıl sonra ve Müslüman Kardeşler iktidarının birinci yıl dönümünde, işçi, emekçi, kadın, genç, çocuk, her yaştan 16-17 milyon insan, Mısır’ın tüm kentlerinde tekrar sokaklara döküldü. İki yıl önce Mubarek’i iktidardan kovduğu gibi, bu sefer de Amerikancı Müslüman Kardeşler iktidarına son verdi. Zira Mursi iktidarı Mubarek’in yolundan gidiyordu. Mısır halkı böylece özgürlük, sosyal eşitlik ve demokrasi mücadelesinde kararlı olduğunu bir kere daha dosta-düşmana gösterdi. Müslüman Kardeşler 1928 yılında kurulduğundan beri, ilerleminin, özgürlüklerin, seküler değerlerin ve demokratikleşmenin karşısına dikildi. Başlarda İngiliz istihbaratı, 1950 sonrasında da Amerikalılar tarafından desteklendi, araçlaştırıldı ve kullanıldı. Hiç bir alternatif toplum projesine sahip değildir. Söyledikleri tek şey: Çözüm Islamdadır”...  Bu kafayla insanların yüz yüze geldiği sorunlar çözülebilir mi? İlk kurulduğu yıllarda Mısırda seküler, ilerici, ulusçu, demokrat, sosyalist, komünist ve anti-kolonyalist hareketlere karşı kullanıldı. İkinci emperyalist savaş sonrasında da ABD tarafından araçlaştırıldı. Dine gönderme yapsa da dinle ilgisi retorikten ibarettir. Neoliberal teokrasinin timsali olan bir siyasi hareketin Mısır halkına teklif edeceği bir şey olabilir miydi?